Numaralı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, asıl alacak tutarının (101.381,15 TL) işlemiş faiz tutarı (111.028,50 TL) ve diğer fer'iler ile birlikte toplam takip çıkış tutarının 231.747,72 TL olarak belirlendiğini, ilâmlı icra takibi dosyasından başlatılan icra takibi ile öğrenildiği üzere kooperatifin tasfiye sürecine girdiğini, kooperatifin herhangi bir malvarlığının da kalmadığını, takibin tasfiye memurları tarafından Kooperatif Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca semeresiz bırakıldığından kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının kusurlu eylemleri ile sebebiyet verdikleri bu zarardan sorumlu olmaları gerektiğinin açık olduğunu, kooperatifin tasfiye sürecine girdiğinin öğrenilmesi üzerine, tasfiye memurları olarak ilan edilen kişilerin ve bu kişilerin aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduklarını, irtibat kurabilmek ve tasfiye süreci hakkında bilgi alabilmek, alacağın ödenmesi için gerekli işlemlerin yapılıp yapılmadığını öğrenmek amacıyla...
"İçtihat Metni" Mahkemesi : Denizli Sulh 2.Hukuk Mahkemesi Dava kooperatif yönetim kurulu üyelerinin kusurlu hareketlerinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, verilen hükmün temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve ilgili Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yüksek (11). Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına SUNULMASINA, 16.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/06/2014 KARAR TARİHİ : 25/11/2020 YAZIM TARİHİ :15/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili kooperatifin Bursa Ticaret Sicil Memurluğu'nun 24891 Ticaret Sicilinde kayıtlı olduğunu, yeni yönetim kurulu tarafından 01.01.2012-31.12.2012 tarihleri arasındaki eski yönetimin olağan genel kurulda ibra edilmediğini, eski yönetimin değişmesi ile hesaplarda usulsüzlük yapıldığının farkına varan kooperatif yetkililerinin Mali Müşavir Tekin Seferoğlu'na denetim yaptırmak için başvurduklarını, 18.01.2014 tarihli Özel Amaçlı Denetim Raporu sonucunda eski yönetim tarafından düzenlenen mali tabloların usulüne ve gerçek duruma uygun olmadığı böylelikle eski yöneticilerin kooperatifi zarara uğrattığının tespit edildiğini, kooperatif hesaplarının gerçek faaliyet sonuçlarını yansıtmadığı , kooperatife...
sadece işletme kooperatifi kayıtlarının tutulduğunu, bunun vergi kesintisine tabi olmayacak aidat üzerinde ek yükümlülük getirdiğini, site yönetimi ve kooperatif yönetimi olarak ayrı ayrı genel kurul yapılması, ayrı ayrı bilanço ve faaliyet raporu ve tahmini bütçe yapılması, aidatların kat malikleri kurulunda karara bağlanması, denetçilerin kooperatif ve site yönetimi olarak ayrı ayrı seçilip ayrı ayrı denetim raporu oluşturulması gerekirken sadece kooperatif denetim kurulu oluşturulup tek denetim raporu alındığını, kat mülkiyeti kanunu ve yönetim planına göre site yönetimi tarafından site sakinlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için istihdam edilmesi gereken personelin kooperatif adına çalıştırıldığını ve giderlerin kooperatif bütçesinden karşılandığını, kooperatif yönetiminin hazırladığı 2011 yılı bilançosunun düzgün tutulmadığı, kooperatif adına vergi mükellefiyeti ve ek maliyet oluşturduğunu, 2012 yılı tahmini bütçesinin ve yeni fasıl açma ve fasıllar arası aktarma yetkisinin soyut...
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, kooperatif uyeliğinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca, sorumluluk davası açılması için kooperatif genel kurulunca karar alınmasına ve davanın denetçiler tarafından açılmasına gerek olmadığı, kooperatifi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyelerinin dava açmaya yetkili oldukları gerekçesiyle, 7.923,31 TL nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiştir....
bugüne Yapı Denetim firmasına ödeme yapmamasına da göz yumduğunu, söz konusu SGK borçlarının halen de ödenemediğini, kooperatifte 2,5 yıla yakın davalı yüklenici firma tarafından imalat yapılmamasına rağmen işçilerin çalışıyor olarak gösterildiğini ve SGK primleri de ödenmediğinden Kooperatifin borcu olarak kayıtlara geçtiğini, davalı/yönetim/denetim kurulu üyelerinin de bu durumu bilmelerine rağmen engellemeyerek kooperatifi zarara uğrattığını, kooperatifin denetim kurulunu oluşturan davalıların da Kooperatifler Kanununun 66. ve 67. madde hükmü gereğince denetim görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerini, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun " Üyelerin Titizlik Derecesi Ve Sorumlulukları" başlıklı 62. maddesi gereği davalı yönetim/denetim kurulu üyelerinin kooperatifi uğrattıkları zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalı/Yönetim Kurulu tarafından kooperatif inşaatını yapan davalı yüklenici firmaya kooperatif kasasından birtakım paralar aktarıldığını,...
ün üye kaydedilmesinin mümkün olmadığını, ortak sayısının artırılması yönünde bir genel kurul kararı olmadığını, TTK'nın 361. maddesi uyarınca alınan tüm kararların iptalinin gerektiğini, kaldı ki bu işlemin iyiniyet kurallarına da aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin pay oranlarının düştüğünü, genel kurula sunulan bilançonun taşıması gereken zorunlu bilgileri içermediğini, genel kurul çağrı kağıdına bilanço, gelir gider tablosu ile yönetim ve denetim kurulu raporlarının eklenmediğini, genel kurula sunulan yönetim kurulu faaliyet raporunda Kooperatifler Ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul Ve Esaslarına İlişkin Tebliğde belirtilen konulara yer vermediğini, yine denetim raporunun da Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğe aykırı olarak eksik düzenlendiğini, pay sahiplerinin...
-K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin üyesi olduğu davalı kooperatifin bir kısım yöneticilerinin ve çalışanlarının haklarında yürütülen bir soruşturmadan dolayı tutuklu bulunduklarını, bu nedenle kooperatifin yönetimsiz kaldığını ileri sürerek, davalı kooperatife mahkemece uygun görülecek bir kişinin kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yakın bir tarihte kooperatif genel kurulunun toplanacağını, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyesi seçiminin toplantı gündeminde yer aldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre, dava açıldıktan sonra yapılan davalı kooperatifin 05.08.2011 tarihli genel kurul toplantısında, yönetim kurulu ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin seçildiği gerekçesiyle, dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Konut Yapı Kooperatifi'nden, düzenlenen bir protokol ile daire satın aldığını, protokolün davalı ... tarafından imzalandığını ve müvekkilinin 06.07.1999 tarihli yönetim kurulu kararı ile dava dışı kooperatif üyesi olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmesine rağmen, kendisine taahhüt edilen taşınmazın teslim edilmediğini, bu nedenle cezai şartın tahsili için kooperatif aleyhine ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açılıp ayrıca yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında C. Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin yönetim kurulunun kararı ile üyelikten ihraç edildiğini, ancak ihraç kararının ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/85-191 sayılı hükmü ile iptal edildiğini, davalı yönetim kurulu üyelerinin görevlerini gereği gibi yerine getirmemeleri sonucu müvekkilini zarara uğrattıklarını ileri sürerek, şimdilik 50.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....
İşlemin ana unsurlarında ve emredici norma aykırılıkta mutlak butlan söz konusudur. Mutlak butlanda ( kesin hükümsüzlük), işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Bu nedenle dava konusu 8. Maddenin 2. paragrafında alınan kararın mutlak butlan ile hükümsüz olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir. Dava konusu 6 ve 7 no'lu kararların yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu ve davacıların iş bu kararların da mutlak butlan ile iptalini talep ettikleri; ancak yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibrasında lehlerine oy kullanmadıkları, sunulan raporlarda mutlak butlanı gerektirir hükümsüzlüğün tespit edilemediği anlaşılmakla, bu yöndeki davacı talepleri yerinde görülmemiştir. Somut olayda başkaca yokluk ve butlan sebeblerinin mevcut olmadığı takdir ve sonucuna varılarak, davacıların yokluk veyahut mutlak butlana ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....