Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

El atmanın önlenmesi istemi bakımından ise, üyeliğin sona erdiği gerekçesiyle istem kabul edilmiştir. Bu şekilde verilen kararlarla, hem kısa ve gerekçeli karar arasında, hem de karar ile gerekçesi arasında çelişki oluşturulmuştur. Ayrıca bu karar ile, davalının artık kooperatif üyesi olmadığı, dolayısıyla dava konusu olmadığı halde genel kurul kararının doğru bir karar olduğu kabul edilmiştir. Oysa davalı hakkında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile ana sözleşme hükümlerinde belirtilen nedenlere göre yasada belirtilen prosedüre uygun alınmış ve kesinleşmiş bir ihraç kararı bulunmadıkça, kooperatif üyeliğine dayalı tahsis edilen taşınmaz hakkında el atmanın önlenmesine karar verilmesi mümkün değildir. Ayrıca, kooperatif genel kurulunun aldığı 04.07.2004 tarihli kararı da doğrudan kooperatif üyeliğini sona erdirecek nitelikte bir karar değildir. Davalı kooperatif üyeliğine kabul edilmiştir. Davalıya tahsis edilen taşınmazın projeye aykırı olması kooperatifin iç sorunudur....

    Somut olayda; davacı kooperatif üyeliği nedeniyle ödenmeyen aidat alacakları için davalı aleyhine icra takibine başlandığı, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, davalının kooperatif üyeliğinin sona erdiği, noter marifetiyle bildirimi yapılarak üyelikten istifa ettiği yahut çıkarıldığına yönelik kooperatif kayıtlarında ve dosyada somut bilgi-belge bulunmadığı, dolayısıyla davalının halen üyeliğinin devam ettiğinin kabulünün gerektiği, bilindiği üzere davacının aidat borcunu yerine getirmeyen üyelerine karşı icra takibi başlatabileceği gibi ortaklıktan da çıkarma hakkı olduğu, somut hadisede ise icra takibi yolunun seçildiği, davacının icra takibinde 2022 yılı Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında 4 eşit taksitte ödenmesi gereken 7.000,00-TLek ödemeden ve 2022 yılı Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında ödenmesi gereken toplamda 600,00-TL aidat ödemesinden kaynaklı olarak 7.600,00-TL yı talep konusu ettiği, bilirkişi marifetiyle kooperatif genel kurulu toplantılarında belirlenen...

      VEKİLİ : DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARARIN YAZILDIĞI TARİH : KARARIN MAHİYETİ : KABUL Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili davacının 09.03.2005 tarihli kooperatif üyelik sözleşmesi gereğince davalı kooperatife üye olmayı talep ettiğini ve müvekkilinin üyeliğinin davalı kooperatif yönetim kurulunun 15.03.2005 tarihli kararı ile kabul edildiğini, davalı kooperatif yönetim kurulunun 28.04.2014 tarih ve 09 karar sıra nolu olan kararına göre; Konya . Noterliği’nin 18.02.2014 tarih ve ... yevmiye nolu 1. İhtarnamesi ve yine Konya . Noterliği’nin 14.03.2014 tarih ve ... yevmiye nolu 2....

        Noterliğinin 017986 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek; müvekkilinin davacı kooperatife üye bulunmadığının tekrar ihtaren bildirildiği, ancak buna rağmen davacı kooperatifçe herhangi bir bildirim yapılmaksızın müvekkilinin üyeliğinin devam ettirilerek borçlandırılmaya çalışıldığı, davacı kooperatife müvekkili tarafından gönderilen ihtarnamelere rağmen müvekkilinin üyeliğinin devam ettirilerek aidat borçlusu haline getirilmesi ve kooperatif ana sözleşmesi ile Kooperatifler Kanunu Hükümlerine göre; müvekkilinin üyelikten çıkma konusundaki bildirimlerine rağmen kooperatif üyeliğinin sonlandırılmamasının Türk Medeni Kanunun Dürüst Davranma Başlıklı 2.maddesi Hükümlerine aykırı olduğu, müvekkilin davacı kooperatife üyeliğinin ve herhangi borcunun bulunmadığı nedeni ile açılan davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

          Alacak kalemleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 13/08/2020 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Davacı yanın 2016 yılının Eylül ayında kooperatif üyeliğinin sona erdiği, Davacı ortaklığının sona erdiği yılı takip eden dönemde yapılan ve 2016 yılı bilançosunun ibra edildiği 03.06.2017 tarihli genel kurul toplantısının kesinleştiği 04.07.2017 tarihinde davacı alacağının muaccel olduğu, ödeme zamanının da bu tarih olduğu, Davacı yana yapılacak çıkma payına ilişkin ödemenin davacının ayrıldığı yıla ait bilanço çerçevesinde genel gider payının mahsubu ile hesaplanmasının gerektiği, işletilecek faizin yasal faiz olduğu, çıkma alacağının ödenmesi gereken tarih olan 04.07.2017 tarihinden itibaren işletileceği, buna göre 2016 yılına ait bilanço ve ayrıntılı gelir gider cetvelinin dosyaya ibraz edilmesi ya da getirtilmek suretiyle dosyaya kazandırılması halinde davacı yanın çıkma payının nihai hesabının yapılacağı şeklinde rapor sunulmuştur. 11/03/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle...

            ndan satın aldığını, bu taşınmaz satın alınırken dava dışı şahıs ile anlaşmaları uyarınca davalı kooperatiften üyeliğe ilişkin tüm hak ve menfaatlerin tarafların ortak olduğunun kararlaştırıldığını, müvekkilinin taşınmazı devir aldığı tarihten itibaren kendi hissesine düşen kooperatif aidat ödemesini ve sair giderleri ödediğini, dava dışı ....'nun kendi payına düşen hisseyi ve kooperatif üyeliğini kardeşi olan diğer davalı ....'na müvekkilinin razısı dışında devrettiğini, müvekkilinin davalı kooperatife başvurmasına rağmen müvekkilinin kooperatif üyeliği talebinin reddedildiğini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin vermiş olduğu imkanlardan yararlanmadığını belirterek davalı kooperatifin ...numaralı üyeliğinden kaynaklı tüm hak ve imtiyazlarının 3. kişilere ödenmemesi, sağlanmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA ESAS NO : 2017/238 Esas KARAR NO : 2021/987 HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/10/2016 KARAR TARİHİ: 07/12/2021 K. YAZIM TARİHİ: 13/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı ... nin şartlı üyesi olan ...'dan 01.06.2006 tarihinde 32.000,00TL karşılığında hissesini satın aldığını, bu yapılan hisse satışının ... yönetim kurulunun verdiği ... karar sıra numaralı kararı ile kesinleştiğini, söz konusu kararda "... 'ın üyeliğinin sona ermesi yerine ...'in şartlı üye kabul edilmesine, ...'...

                VEKİLİ : DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARAR YAZMA TARİHİ : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİANIN ÖZETİ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 01.05.2000 tarihinde ... Yapı Kooperatifi Başkanlığı’na ... isimli şahsın dairesini alarak üye olduğunu ve sonrasında yaklaşık 3-4 yıl aidat ödediğini, davaya konu edilen ... Mahallesi ... Sokak ... Sitesi . Blok ......

                  Hukuk Dairesi'nin 23.06.2008 tarih ve 2007/6505 esas 2008/8286 karar sayılı ilamı ile; davalının üyeliğinin devir ya da istifa yolu ile sona erip ermediğinin araştırılması, üyeliği devir ya da istifa etmediği sonucuna varılması halinde 15 yıl boyunca davalı hakkında takip yapılmasının üyeliğin sona erdiğinin zımnen kabulü anlamına geleceğinin ilke olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında davalının ayrılma tarihinden sonra hiçbir genel kurul toplantısına katıldığına dair belge bulunmadığı, davalının satış tarihinden sonra kooperatif ile ilişkilerinin devam etmediği, ödenmeyen aidat borçları nedeniyle hakkında takip yapıldığının ispat edilemediği, kooperatif üyeliğinin zımnen sona erdiği ve bu tarihten 15 yıl sonra başlatılan icra takibinin TMK'nun 2. maddesindeki iyiniyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    Davalı vekili, davacının üyeliğinin tespitine ilişkin kararın henüz kesinleşmediğini, müvekkiline ihtarname tebliğ edilmediğini, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kendisine konut-işyeri tahsisi yapılamayan ortağın talep edebileceği tazminat tutarının 64.970,78 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklı konut-işyeri tahsisi karşılığı tazminat istemine ilişkindir. Dava edilen ile ıslah edilen miktar bakımından dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği halde bu hususa dikkat edilmemesi doğru değil ise de eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu