Mahallesi 814 parsel sayılı taşınmazın Konya Çevre Yolu kamulaştırması nedeniyle davalı idare tarafından kamulaştırıldığı, tarafların 15.10.2019 tarihinde “Satın Alma Tutanağı/Tescil Belgesi” imzalamak suretiyle uzlaştıkları, davalı idare tarafından uzlaşma tutanağında belirlenen bedelin davacıya 16.07.2021 tarihinde ödendiği, her ne kadar davacı tarafça kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebinde bulunulmuşsa da, davanın hukuki niteliğinin kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz alacağının tahsili davası olarak yapılmasının isabetli olduğu, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi sebebiyle davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla, alınan bilirkişi raporu uyarınca belirlenen faiz alacağının davacıya ödenmesine karar verilmesi yerindedir. 3....
Davacı icrada ve haricen paranın peyderpey ödenmesi ve yüksek enflasyon ve banka faizleri nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek, gabin nedeniyle iptal edilen sulh sözleşmesinden kaynaklanan menfi zararının tazmini için iş bu davayı açmış ise de, davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar istemine ilişkin olduğu tüm dosya kapsamı ile sabittir. Kanun koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığı yasal bir karine olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında davacının herhangi karineden istifade etme olanağı yasal olarak mevcut değildir....
ASLİYE HUKUK TARİHİ : 02/07/2019 NUMARASI : 2018/149 ESAS 2019/356 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Kamulaştırma Bedelinin Taksitle Ödenmesinden Kaynaklanan Faiz Nedeniyle) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Suadiye Mahallesi, 714 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın kat maliki olduğunu, davaya konu taşınmazın 67,06 m²'lik kısmına belediyece yol genişletme çalışması sırasında el atılmış bulunduğunu, belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 44.594,90 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini...
ASLİYE HUKUK TARİHİ : 02/07/2019 NUMARASI : 2018/149 ESAS 2019/356 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Kamulaştırma Bedelinin Taksitle Ödenmesinden Kaynaklanan Faiz Nedeniyle) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Suadiye Mahallesi, 714 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın kat maliki olduğunu, davaya konu taşınmazın 67,06 m²'lik kısmına belediyece yol genişletme çalışması sırasında el atılmış bulunduğunu, belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 44.594,90 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini...
Gerek Anayasa'nın bu hükmünde ve gerekse, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 05.05.2001 günü yürürlüğe giren 4650 sayılı Kanun ile değişik 8. ve 10. maddelerinde, kamulaştırma işlemi tanımlanmış; kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedelinin peşin ve nakden ödenmesi kuralı konulup, bu kuralın istisnaları açıklanmış; taksitlendirilen ve herhangi bir nedenle ödenmemiş olan kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları İçin öngörülen en yüksek faizin uygulanacağı kabul edilmiştir. Bütün bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde varılan sonuç şudur: Bir uyuşmazlıkta, alacağa Anayasa'nın 46. maddesinin son fıkrası uyarınca "kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz"İn uygulanabilmesi için, ortada hukuken geçerli bir kamulaştırma işleminin bulunması ve kamulaştırma bedelinin dava yoluyla ya da dava konusu edilmeksizin kesinleşmiş olması gerekir....
Yerel Mahkemece verilen; Anayasanın Değişik 46/son Maddesi gereğince, yürürlük tarihi olan 17.10.2001 tarihinden itibaren, kamulaştırma bedelinden kaynaklanan alacaklara kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği,bu doğrultuda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan 24.8.2004 günlü ek raporda, alacaklının 592.487.700.000 TL. faiz isteyebileceğinin, takipte 81.322.672.603 TL. fazla faiz istemi bulunduğunun açıklandığı, takip dayanağı ilamda arttırılan kamulaştırma bedelinden kaynaklanan alacağa, tapunun davalı idareye intikal ettiği 7.7.2000 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının hüküm altına alındığı ve bu hükmün 16.3.2004 tarihli ilamla onandığı, anılan ilamda, alacağa yasal faiz uygulanmasının hüküm altına alınmış olmasının, kamulaştırma bedelinden kaynaklanan alacaklara kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, her ne kadar, takipte kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklı faiz istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/150 Esas sayılı dosyasında 30.05.2018 tarihinde idarece kamulaştırma davası açıldığı, 16.10.2019 tarihinde verilen kararın Dairemizce somut emsal olarak kabul edilen taşınmazın uygun bir emsal olmadığı gerekçesiyle kaldırıldığı, yeniden yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davacı idare vekilince istinaf aşamasına taşındığı, Dairemizin 2022/3736 Esas sırasına kaydı yapılarak yapılan inceleme sonucunda 06.12.2022 tarihininde başvurunun esastan reddine dair karar verildiği, söz konusu kararda davanın 4 aylık sürede neticelendirilememesi nedeniyle yasal faiz işletildiği, dosyada kamulaştırma bedelinin depo edilmemesi nedeniyle herhangi bir usulden ret kararı bulunmadığı, davacının davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. V. TEMYİZ A....
Faiz, alacaklının talep etmeye yetkili olduğu bir miktar parayı kullanamaması nedeniyle, mahrum kalınan süreye bağlı olarak ödenmesini talep edebileceği bir karşılık ve tazminat olarak tanımlanmaktadır (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 14. B., Ankara 2012, s. 978). Faiz hukukî işlemden ya da kanundan kaynaklanır. Faiz alacağı asıl alacaktan ayrı ve fakat ona bağlı bir yan edimdir. Bu nedenle dava dilekçesinde faiz istenmesinin unutulmuş olması ya da faiz istenmiş olmasına karşın mahkemece faize hükmedilmemiş olması nedeniyle ayrı dava konusu yapılabilir. Ancak faiz alacağı asıl alacağın varlığına bağlıdır. Asıl alacak ifa veya başka bir sebeple sona erdiğinde faiz alacağı da sona ereceğinden(TBK m. 131, I), işlemiş faizinin ifası, bunu isteme hakkının sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğunun anlaşılmış olmasına bağlıdır (TBK m. 131, II) ( Aynı yönde 5....
Öte yandan 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14/3. maddesi uyarınca paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından kesinlik sınırı her bir hissedar yönünden payına isabet eden miktara göre belirlenmelidir. Anayasa Mahkemesi'nin 24/02/2022 Tarihli R.G.No: 31810 R.G.Tarih: 15.04.2022, 2021/34 Esas 2022/21 Karar sayılı kararında 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden iptal kararını verilmiştir. Somut olayda davanın hukuki dayanağı 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi olması ve faiz alacağı asıl hakka bağlı onun ferisi niteliğinde bir hak olması nedeniyle kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının devamı niteliğinde dava olması (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2017/32781E., 2019/9551K....