itibaren kanuni faiz işletilir.” hükmünü getirmiş ve zamanında tamamlanamayan kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında ödemenin yapıldığı tarihe kadar kamulaştırma bedeline faiz ödenmesi imkânını tanımıştır....
Bu doğrultuda yapılan incelemede; davacı ile davalı idare arasında 30/04/2018 tarihinde kamulaştırma nedeniyle uzlaşma tutanağının düzenlendiği ve tapu kaydına göre 28/05/2018 tarihinde dava konusu taşınmazın idare adına tescil edildiği, buna karşın kamulaştırma bedelinin davacı mal sahibine ödenmemesi nedeniyle 28/12/2018 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığı, bilahare yargılama aşamasında kamulaştırma bedelinin idare tarafından 22/01/2019 tarihli dekontla davacı adına bankaya depo edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından satış bedelinin takibe itiraz edildikten sonra ödendiği, takip tarihinde itirazın haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile, 408.455,06 TL üzerinden devamına ve takibe konu bedel üzerinden icra inkar tazminatına karar verildiği, verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davalı idarenin, asıl borcun sona ermesi nedeniyle davanın kabulüne ilişkin kararın hatalı olduğunu, ayrıca icra inkar tazminatının yerinde...
Dava, kamulaştırma bedelinin zamanında ödenmemesinden dolayı oluşan zararın Borçlar Yasasının 105. maddesi gereğince tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu edilen zararın yasal dayanağını oluşturan Borçlar Yasasının 105. maddesi hükmüne göre, borcun ödenmemesi veya geç ödenmesi nedeniyle alacaklı –geçmiş günler için öngörülen faizle karşılanamayacak- bir zarara uğramış ise, borçlu, geç ödemeden dolayı kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlamadıkça bu zararı da karşılamak zorundadır. Yasa bu hüküm ile alacaklıya temerrüt faizini aşan zararını borçludan isteme olanağı tanımıştır. Ancak bunun için uğranılan zararın varlığı ve miktarının alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır....
Ancak eldeki davada, biriken yaşlılık aylıklarının geç ödenmesi nedeniyle tahsil kararı verilmesi istenen işleyen yasal faiz; asıl alacak niteliğindedir. Öte yandan, Türk Borçlar Kanunu'nun 121/son maddesinin, “Temerrüt faizine, ayrıca temerrüt faizi yürütülemez.” şeklindeki emredici hükmü ile Türk Ticaret Kanunu'nun 8/2. maddesinin, “Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir.” hükmü karşısında; maddede anılan istisnalar dışında, faize faiz yürütülemeyeceği kuşkusuzdur. Somut olayda, faiz alacağının, yaşlılık aylıklarının geç ödenmesinden kaynaklandığı ve istisnalara girmediği gözetilerek (asıl alacağa ilişkin istem kabul edilmesine karşın) faize faiz işletilmesi isteminin reddedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığı gibi davacıdan alacaklı olduklarını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi yapılmadığını gönderilen elma bedelinin geç ödenmesi sebebiyle reeskont faizi ve boş tahta sandık alacağı ile sandıkların davacıda olması nedeniyle mahrum kalınan depo kira alacakları bulunduğunun takas mahsup talebinde bulunduklarını, faiz ve tazminat isteminin yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 7.206.074.402.TL asıl alacak ve 201.770.083.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.407.844.485.TL için iptaline asıl alacağa yıllık %48 oranını geçmemek üzere yasal faiz uygulanmasına fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının hükmolunan miktarın %40’ı oranında icra inkar tazminatından sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak kamulaştırma tarihi olan 31.08.2007 ile davanın açıldığı 21.06.2010 tarihi arasındaki süre için faiz alacağı belirlenerek dava kabul edilmiş ise de; 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası (kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın 4 ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitim tarihinden itibaren kanuni faiz yürütülür) hükmü eklenmiş olduğundan; Davacının isteminde belirttiği 13.249,99-TL'ye 6459 sayılı yasanın 6. maddesine göre, 24.09.2008 gününden itibaren bu bedelin ödenmesi için mahkemece bankaya bloke yazısının yazıldığı 14.04.2010 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde hesaplama yapan rapora göre fazla faize hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2020 NUMARASI : 2019/50 E-2020/38 K DAVA KONUSU : Tazminat (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Salihli 2....
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2022/351 Esas, 2023/269 Karar Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle uğranılan munzam zararın tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu...Mahallesi 103 ada 145 parsel taşınmazın maliki olduğunu, davalı idare tarafından kamulaştırma kararı verildiğini, tarafların uzlaşamaması üzerine... 1....
.- TL asıl alacak ve 51,08.- TL faiz, 2006/2345 Esas sayılı dosyasında 441,00.- TL asıl alacak ve 52,33.- TL faiz ve 2006/2346 Esas sayılı dosyada 441,00.- TL asıl alacak ve 52,33.- TL faiz ile diğer ayların geç ödenmesi nedeniyle 10,44.- TL faiz alacağı olmak üzere toplam 1.489,18.- TL borçlu olduğunun tespitine, davacı borçlunun ......
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2022/180 Esas, 2023/42 Karar Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle uğranılan munzam zararın tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu İzmir ili, ... ilçesi,......