Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapı Kooparatifleri Birliğine karşı açtığı ve bu dava ile birleşen davasında da anılan taşınmazın satışından dolayı üst birliğin de sorumlu olduğundan bahisle şimdilik 10.000.000.000 TL nın tahsilini istemiş;7.12.2004 gününde verdiği ıslah dilekçesiyle de 140.952.171 233 TL nın müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taşınmaz satışına ilişkin olarak haricen düzenlenen geçersiz sözleşmeye 2008/5917-8076 dayalı olarak kararlaştırılan ceza şartının da geçersiz olmasına göre davacının birleşen davanın davalısı ......

    hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin arsa vasıflı taşınmaz satışından kaynaklanan kısmı ile gelir vergisi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmının ve geçici vergi aslı üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının arsa vasıflı taşınmaz satışından kaynaklanan kısmı ile mesken, dükkan ve depo vasıflı taşınmaz satışından kaynaklanıp bir katı aşan kısmının kaldırılmasına karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, finansal kiralama yoluyla yapılan araç satışından kaynaklı uyuşmazlık istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Cezai şart; asıl borca ilişkin fer'i bir hak olup, geçersiz sözleşmelerde yer alan cezai şartlar da geçersizdir. Geçersiz sözleşmelere dayanarak taraflar birbirlerinden cezai şart isteyemezler. Somut olayda; taraflar arasında 14/09/2012 tarihli harici taşınmaz satış sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşme uyarınca kararlaştırılan 25.000,00 TL kapora bedelinin davacı alıcı tarafından davalı satıcıya ödendiği, davalının taşınmazın satışından vazgeçtiği , her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere, sözleşme uyarınca ödenen 25.000,00 TL kapora bedelinin davalı tarafından davacıya senetle iade edildiği anlaşılmış olup, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile davalının satıştan vazgeçmesi halinde, almış olduğu kapora bedelinin iki katı cezai şart bedelini davacıya ödemeyi kabul ettiği; davacı alıcının da cezai şart bedelinin tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı görülmüştür....

          İcra Müdürlüğü'nün 2014/10771 E sayılı dosyası var iken icra takibi başlattığını, 150/c şerhinin tapuya satış günü işlendiğini, aynı taşınmaz hakkında iki kere ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılamayacağını, ipotek akit tablosunun bir tane olduğunu, ..... 11. İcra Müdürlüğünün dosyalarından talep edilen alacak ile Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü'nün 2015/4109 E. sayılı dosyasından talep edilen alacakların aynı olduğunu, dayanak ihtarname tarihleri dikkate alındığında davacının sonradan doğmuş bir alacağından bahsedilemeyeceğini, ..... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2015/419 E. sayılı dosyasının kesinleşmediğini, mükerrer olduğunu, 150/c şerhinin satış tarihinde tapuya işlenmesi nedeniyle ihale işleminin geçersiz olabileceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir....

            Mahkemece davanın taşınmaz satışından kaynaklandığı gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de uyuşmazlık taşınmazın mülkiyeti konusunda olmayıp bu taşınmaz satışı dolayısıyla davacıya verildiği iddia edilerek takibe konulmuş bononun tahsiline yönelik cebri icra yetkisi sağlanmasına yöneliktir. Davanın sonunda taşınmazın mülkiyetinin davacı üzerine geçirilmesi de söz konusu olmayacaktır. Hal böyle olunca mahkemenin görevli olduğu kabul edilerek davanın diğer şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Mahkemece davanın taşınmaz satışından kaynaklandığı gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de uyuşmazlık taşınmazın mülkiyeti konusunda olmayıp bu taşınmaz satışı dolayısıyla davacıya verildiği iddia edilerek takibe konulmuş bononun tahsiline yönelik cebri icra yetkisi sağlanmasına yöneliktir. Davanın sonunda taşınmazın mülkiyetinin davacı üzerine geçirilmesi de söz konusu olmayacaktır. Hal böyle olunca mahkemenin görevli olduğu kabul edilerek davanın diğer şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir. Somut olayda, Mahkemece davalı ... yönünden alacak talebinin kabulü yerinde ise de, Mahkemece hükmedilen alacağın nasıl hesaplandığının gerekçede açık ve anlaşılır olmadığı, hükme esas alınan raporla hükmedilen alacak miktarının farklı olduğu, alacak miktarının hesaplamasına yönelik raporun da yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, taraflarca düzenlenen sözleşmede belirlenen sözleşme tarihindeki (24.02.1972) satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir....

                  SAVUNMA : Davalı cevap dilekçeside özetle; dava konusu alacak üzerinden harç alınması gerektiğini, alacak tutarının kesin ve net olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının beyanlarının gereçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın kendi mülkiyetinde olmadığını, taşınmazın maliki olmadığı gibi satışında veya başka bir işleminde herhangi bir ilişkisinin olmadığını, mülkiyetinde bulunmayan eşyanın satışının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının tarafına verdiği paranın kendisinden aldığı ziynet eşyaları karşılığında verdiğini, taşınmaz bedeli olmadığını, alacak verecek üzerinden 12 yıl geçtiğini, alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresini geçirdiğini, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir....

                  SAVUNMA : Davalı cevap dilekçeside özetle; dava konusu alacak üzerinden harç alınması gerektiğini, alacak tutarının kesin ve net olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının beyanlarının gereçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın kendi mülkiyetinde olmadığını, taşınmazın maliki olmadığı gibi satışında veya başka bir işleminde herhangi bir ilişkisinin olmadığını, mülkiyetinde bulunmayan eşyanın satışının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının tarafına verdiği paranın kendisinden aldığı ziynet eşyaları karşılığında verdiğini, taşınmaz bedeli olmadığını, alacak verecek üzerinden 12 yıl geçtiğini, alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresini geçirdiğini, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu