Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, satış vaadine konu taşınmaz kısmının ifrazının mümkün olmadığı, davacıların imar uygulamasına itirazda bulunmadıkları ve aradan geçen uzun süreden sonra satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın kullanılmasının iyiniyetli görülmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 17.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda yeşil renkle gösterilen gayrimenkul satış vaadine konu alanın imar uygulaması sonucunda bir kısmının yolda, bir kısmının ise davalı adına kayıtlı 1887 ada 10 parsel ile 2013 ada 12 parselde kaldığı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesine konu yerin belirli olma unsurunu taşıdığı görülmektedir....

    Davalı T3 A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkil şirkete ait gayrimenkullerin satış sürecinin, öncelikle başvurunun alınması ile başladığını, başvuru belgelerinin; gayrimenkul satış şartnamesi, gayrimenkul satın alma teklif mektubu ve gayrimenkul satın alma teklifi alındı belgesi ve teminatın yatırıldığına dair belgeden oluştuğunu, belgeler ve teminat uygun ise başvuru tarihinden itibaren en az 3 iş günü beklendiğini ve sonrasında Gayrimenkul Satış ve Kiralama Komisyonu tarafından uygun görülen teklifler için ihale sürecine başlandığını, en yüksek teklifi verenin ihaleyi kazandığını ve satış için en son yetkili makam onayının alındığını, tek teklif olması durumunda pazarlık yapılarak satış fiyatının belirlendiğini ve satış için Yetkili Makam Onayı alındığını, Yetkili Makam Onayından sonra başvuru sahibine teklifinin onaylandığının bildirildiğini ve 7 iş günü içinde satış bedelinin tamamının ödenmesinin istendiğini, satış bedelinin ödendiği günden itibaren en geç 15 gün...

    İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, gayrimenkul satış vadi sözleşmesine göre 1/4 hissenin devir tarihinin 06/06/2022 tarihi olduğunu, bu nedenle davalının temerrütünün henüz gerçekleşmemiş olduğunu, sözleşmenin feshini gerektirir herhangi bir bedelin dosya kapsamına sunulmadığını, sözleşmenin ödenen paranın teminatı olduğuna dair bir delilin bulunmadığını gerekçe göstererek açılan davanın reddine karar vermiştir. Dosya kapsamında Kestel Noterliğince düzenlenen 06/09/2017 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vadi sözleşmesi mevcuttur. Sözleşme incelendiğinde 14 nolu dükkan niteliğindeki taşınmazın bedelinin ödenmiş olduğu, taşınmazın 1/4 hissesinin tapusunun 06/06/2022 tarihinde tapu sicil müdürlüğünden devredileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Davalının cevap dilekçesi incelendiğinde sonuç ve istem kısmında %20'den az olmamak üzere tazminat talep edildiği görülmektedir. Yargıtay 3....

    Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığı, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava satış vadi sözleşmesi nedeniyle tazminat davası olmayıp alacak davası olarak ikame edildiğin, bu nedenle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, davanın temeli olan 05/03/2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava arasında 11 yıl geçtiğini, 10 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunu, bu süreçte davacının taşınmazı kullandığını, 12/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin emsal araştırması yapılarak bildirildiğini, bu rapora itiraz üzerine ek bilirkişi raporu alındığını, ek raporunda itiraz sebeplerini karşılamadığını, taşınmazın değerinin tespitinin yapılmadığını, imar durumu plan notları sorulmadan inceleme yapıldığını, inşaatın sınıfı kalitesi ve en önemlisi inşaatın kaçak imara aykırı inşa edildiği ve bu nedenle arsa sahibinin müteahhide karşı davaları kazandığı bilinmesine rağmen bu husustan hiç bahsedilmediğini, taşınmaz için satış vaadi sözleşmelerinde belirlenen bir arsa payı bulunmadığını...

      Satış vaadi sözleşmelerine bir ayni hak olarak tapu siciline kayıtlı taşınmazlar ile kat mülkiyeti kütüğünde bağımsız bölüm olarak kayıtlı taşınmazlar ve henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde mevcut zabıt defteri veya kayıt defterinde kayıtlı eski tapulu taşınmazlar konu olabilir. (İzzet Karataş, Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ve Yüklenicinin Temliki(Devir) İşleminden Kaynaklanan Uyuşmazlıklar, Ankara 2021, sf. 97 vd). Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de satış vaadi borçlusunun tapulu taşınmazın maliki olması gerekmez. Taşınmazın tapuda bir üçüncü kişi adına kayıtlı olması sözleşmenin geçerliliğine etkili değildir. Zira taşınmaz satış vaadi sözleşmesi borç doğuran akit olduğundan borç altına girenin malik olması koşulunu aramaya gerek yoktur....

      TALEP İhtiyati tedbir talep eden davalı vekili talep dilekçesinde özetle; alacaklı tarafın alacak talebinin içeriğinin belirsiz olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafça faize faiz yürütüldüğünü, telafisi imkansız zararlar doğmaması adına bilirkişi raporunun dosyaya celbine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, itirazın iptaline konu icra dosyası ile Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2021/2343 sayılı dosyasının aynı alacak sebebiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ikame edildiğini, anılan dosyada satışı istenen taşınmazın satış gününün belirlendiğini, davacının alacağına ilişkin alacağını karşılayacak ipotekler bulunduğunu, belirterek Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün 2021/2343 sayılı takip dosyasında verilen 23/08/2022 tarihindeki satış kararının ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasını talep etmiştir....

        İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. 46. veya 57. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. 46. veya 57....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/1274 Esas KARAR NO : 2023/663 DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/03/2016 KARAR TARİHİ : 26/07/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/07/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP;Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile aralarındaki gayrimenkul tellallık sözleşmesi gereği taşınmazı davalıya gösterdiğini, %3 emlak komisyon bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı komisyon ücreti olan 43.056,33 TLnin tahsili için takip yaptığını, itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

          Davalı, kira kaybı talep edilen gayrimenkul satış sözleşmesinin, 18.8.2010 tarihli devir protokolü ile dava dışı ...tarafından davacıya devredildiğini, sözleşme konusu taşınmazın ise, daha önceden 14.1.2009 tarihinde dava dışı...ya devredilmiş olduğunu, davacının, davada taraf sıfatının bulunmadığı gibi, kira kaybına ilişkin herhangi bir zararının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

            UYAP Entegrasyonu