WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması durumun da ifa olanağının varlığından söz edilemez. Somut uyuşmazlıkta dayanılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 09.12.1994 tarihlidir. Dava 27.9.2010 tarihinde açılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinde taşınmazın teslim edildiğine ilişkin bir beyan bulunmamaktadır; Ancak taşınmazın tapu kaydında Edremit 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 8.9.1994 tarihli tedbir şerhi vardır . Temliki tasarrufu önleyen tedbir 01.07.2010 tarihine kadar devam etmiştir. Bu durumda tedbirin kalktığı tarihe kadar ifa olanağının varlığından söz edilemez....

    Davalılar vekilleri, davacının iş bu davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki tüm hak ve alacakları ile taşınmazı dava tarihinden önce dava dışı üçüncü kişiye devrettiğinden bu davada davacılık sıfatının kalmadığını, davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süresinde açılmadığını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, taşınmazın bir gökdelen olması nedeniyle brüt-net m2 farklılığının normal olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davacının 13.04.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğmuş ve doğacak hak ve yetkilerini 24.09.2013 tarihinde dava dışı E....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında Urla Asliye Hukuk Mahkemesi ve İzmir 2. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, noterde düzenleme şeklinde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca, davalı tarafından ödenmeyen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Urla Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın konut niteliğindeki bir satış vaadi sözleşmesinden doğan alacağa ilişkin olduğu ve Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İzmir 2. Tüketici Mahkemesi ise, taraflar arasında yapılan sözleşmenin her ne kadar konut satımına ilişkin olsa da, yapılan satışın davacının mesleki ve ticari faaliyeti kapsamına girmediği, davacının 4077 s....

        Tüketici Mahkemesince verilen 10.06.2010 gün ve 2010/298-2010/360 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık 13.06.2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Adı geçen sözleşme ile davalı satıcı 121 ada 21 parselde bulunan villanın 600 m2 arsası ile birlikte sözleşmede yazılı koşullarla alıcıya satışını ve ilgili konutun inşaat ruhsatına esas projelere göre uygun olarak inşasını ve iskân ruhsatı alınmış halde teslimini taahhüt ettiğinden ve uyuşmazlık nitelikli satış sözleşmesinden kaynaklandığından temyiz incelemesi ile görevli daire Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesidir....

          Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2 nci maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

            Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/41 Esas KARAR NO : 2022/258 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/08/2019 KARAR TARİHİ : 07/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili sunmuş olduğu 27/08/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalılardan ... ile aralarında imzalanan sözleşme uyarınca ... firmasından 6 milyon lira alacakları olduğunu, garantörlük limiti dahilinde bir kısım taşınmazların devrine ilişkin 11/10/2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalı ...'nın bu yönde taahhütname imzaladığını, 11/10/2018 tarihinde şirket kredisinin kapatıldığını, taşınmazların devir ve tescili için davalılara ayrı ayrı ihtarname gönderildiğini, ancak 3. Şahıs adına tescil işlemi yapıldığının öğrenildiğini, davalı ...'...

                Satış vaadi borçlusu T6 mirasçıları davalılar Ruhser, Sinan Yaşar ve Yasemin'in satış vaadi borçlusu Hamdi'den intikalen gelen hisselerini 16/02/2017 tarihinde dava dışı Sabri Anıl Özgür'e tapuda satış suretiyle devrettikleri, Sabri Anıl Özgür'ün de söz konusu hisseleri 14/06/2017 tarihinde satış suretiyle hisseli olarak dava dışı Murtaza Vural'a devrettiği ve hisselerin halen bu kişi adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır....

                Noterliği'nin 28/06/1973 tarih ve 12815 yevmiye nolu Gayrimenklu Satış Vaadi Sözleşmesi düzenlendiğini, bu zamana kadar satış vaadine konu olan taşınmazlarla ilgili bir işlem yapılmadığını, satış vaadi sözleşmesine konu olan Adana ili, Seyhan ilçesi, Kurtuluş Mah. 1559 ada 963 parsel sayılı taşınmazın maliye hazinesi adına tescil edildiğinin anlaşıldığını, ancak bu taşınmazın 04/09/1936 tarih ve 50 sayılı kararla Maliye Satış Komisyonu Tarafından Ahmet Remzi Kılıçyaldır'a satıldığını, ancak tapuya tescil işlemi yazısı gönderilmediğinden tescil numarası altında Maliye Hazinesi adına kayıtlı bulunan ve satış vaadi sözleşmesi ile bu taşınmazın 1000 metrekaresinin Mesut Nardalı'ya satılmış olmasından bahisle, davanın kabulüne, satış vaadi sözleşmesinde satıcı olarak yer alan davalının adına kayıtlı olan bu hisselerin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini, tapu iptali ve tescil talepleri uygun görülmez ise davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalıların hisselerinin...

                Gayrimenkul Geliştirme A.Ş. vs. arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen 20.02.2020 gün ve 2020/192 E.-2020/270 K. sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ...Ş. vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi'ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 18.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu