Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda mahkemece yapılacak iş, banka tarafından tahsil edilen faiz alacağının dışında kalan haksız kesintilerin davacıya iadesi gerekirken, davalı banka tarafından tahsil edilen faiz alacağının davacıya iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 49,51 TL harcın istek halinde iadesine, 26.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı tüketici kredisinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı; davalı bankadan çeşitli krediler kullandığını, davalı banka tarafından masrafı adı altında toplam 3.787,78 TL kesinti yapıldığını ileri sürerek bu kesintinin avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı; davalı bankadan krediler kullandığını, davalı banka tarafından masraf adı altında toplam 2.688,75 TL kesinti yapıldığını ileri sürerek bu kesintinin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı tüketici kredisinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı; davalı bankadan konut kredisi kullandığını, davalı banka tarafından komisyon adı altında 4.387,50 TL kesinti yapıldığını ileri sürerek bu kesintinin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          Kabule konu toplam bedel içerisinde vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen 178,14 TL’lik.. alacağının da bulunduğu anlaşılmakta olup, yasal zorunluluk kapsamında kesilen bu bedelin davacıya iadesi sözkonusu olamaz. Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek 178,14 TL bedelli KKDF.nin tahsiline ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, bu kalem isteğin kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı eldeki dava ile satın almış olduğu malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi talep etmiş, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre davacı lehine 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/2. maddesi hükmü gereğidir....

              Dava ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve sair zarar kalemlerinin tazmini istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde belirtilen İstanbul 10. ATM 2020/433 esas sayılı dava dosyası celp edilip incelendiğinde; her iki davadaki uyuşmazlık konuları aynı sözleşmesel ilişkiden kaynaklanması nedeniyle tahkikatın ve bilirkişi incelemesinin ortak dosya üzerinden yapılmasının gerek yargılama ekonomisi gerekse de çelişkili kararların önüne geçilmesi adına zaruri olduğundan ilk davanın açıldığı mahkemede dosyanın birleştirilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1-Mahkememiz dosyasının İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/433 Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, 2-Esasın bu şekilde kapatılmasına, yargılamaya İstanbul 10....

                Somut olayda davacı taşınmaza ödediği bedel ile yaptığı imalatların bedelinin tahsilini talep etmiştir. Burada sözkonusu olan zamanaşımı satış bedelinin iadesi taahhüdünden kaynaklandığından Borçlar Kanunu 125. maddesine göre 10 yıldır (1936/31 esas, 1939/47 karar sayılı ve 7.6.1939 tarihli Yargıtay Tevhidi İçtihadı Kararı) Davacının zilyetliği sürdüğü sürece alacak muaccel 2007/14775-2008/4179 olmadığından zamanaşımı süresi işlemeye başlamaz. Davacının zilyetliğinin halen devam ettiği davalı tarafçada kabul edildiği ve tanık beyanlarıyla da sabit olduğuna göre zamanaşımı henüz işlemeye başlamamıştır.Açıklanan bu yönler gözetilerek işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

                  Dava, satıma konu balya yükleme römorkunun ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır. Dava konusu römork 12.10.2012 tarihinde teslim edilmiş, ayıp ihbarı ise 08.11.2013 tarihinde yapılmıştır. TTK'nun 23/c maddesine göre alıcı teslim aldığı malı ayıbı belli ise iki gün içinde, açıkça belli değilse sekiz gün içinde incelettirip satıcıya ihbarla yükümlüdür. Mahkemece uyuşmazlığın bu madde çerçevesinde değerlendirilip çözüme kavuşturulması gerekirken Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    KARAR Davacı; davalıdan Laptop satın aldığını, arıza nedeni ile ürünü servise teslim etiğini ancak azami tamir süresinin aşılmak suretiyle ürünün kendisine iade edildiğini, hakem heyetine yaptığı müracaatın kabul edilerek bedel iadesi kararı verildiğini, bunun üzerine davalı hakkında icra takibi yaptığını ancak haksız şekilde itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı; cevap vermemiştir. Mahkemece; ... 23.İrca Müdürlüğünün 2011/11788 icra takip dosyasına konu 1.925,52 TL alacağa ilişkin davalının haksız itirazın iptaline icra takibinin bu miktar alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, yasal şartları oluşmadığından tarafların leh ve aleyhte icra tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, dava konusu ürünün mevcut haliyle davalıya iadesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu