Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm bu açıklamalar ışığında davacının bedel iadesi talebinin ancak davalı Hol-Tur'a karşı ileri sürülebileceği anlaşıldığından bu davalı yönünden bedel iadesi talebinin kabulüne, davalı arsa sahipleri hakkında açılan davanın sözleşmenin tarafı olmadıklarından reddine ve kira tazminatı talebinin ise akdin feshi ile bedel iadesi istendiğinden koşullar oluşmadığı için reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle; 1- Davacı tarafından davalılar T8 T6 T7 T5 T3 T4 T10 ve T9 aleyhine açılan bedel iadesi davasının işbu davalıların taraf sıfatının bulunmaması sebebiyle HMK 114/1.d, 115/1,2 maddeleri gereğince husumet yokluğundan USULDEN REDDİNE, 2- Davacı tarafından davalı T12 T13 aleyhine açılan davanın KABULÜ ile taraflar arasındaki 31/12/2013 tarihli "HOLTUR 2 Satış Sözleşmesi"nin FESHİNE, 3- Davacının ödemiş olduğu 35.000,00- TL'nin temerrüt gerçekleşmediğinden dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı T12 T13'den alınıp DAVACIYA VERİLMESİNE...

D.iş sayılı dosyası ile keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, üretim hatası tespit edildiğini, davalı firmanın bilirkişi raporunu dikkate alarak 23/01/2016 tarihinde ram makinesi elek hava geçiş alanını daraltmak yönünde çalışma yaptığını, sorunun yine de çözülemediğini yine kanat ton farkı oluştuğunu, arızaya ek olarak müvekkilinin davaya konu makinedeki üretim hatası nedeniyle maruz kaldığı zararı davalıdan talep ettiğini, 18/09/2015 tarihli 30.000,00 TL bedelli faturayı gönderdiğini ancak faturanın iade edildiğini, davalı şirket yetkililerinin görüşmelerde uzlaşarak tazmin edileceğini söylemelerine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ram makinesinin ayıplı olmasına dayalı terditli olarak 50.000,00 TL bedel iadesi veya bedel indiriminden kaynaklanan alacak ile bu problem nedeniyle maruz kalınan ticari zarar için 30.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderlerinin...

    Noterliğinin 08/08/2011 tarih ....yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile satılan ...plakalı ....marka aracın, bedel ödendiğinde davalıya iadesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, ayıplı olan aracı halen kullanmakta olup, davalıya aracın teslimi ile davalıyı bedel iadesine ilişkin temerrüde düşürecektir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden aracın davalıya teslim tarihi esas alınması gerekirken, 08.08.2011 olan satış tarihinin esas alınması usul ve yasaya aykırıdır....

      Dava konusu olayda da davacı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebiyle eldeki davayı açmış olup, seçimlik hakkını “aracın yenisi ile değiştirilmesi” yönünde kullandığından, daha sonra bu hakkını 4. maddede açıklanan bir diğer seçimlik hak olan “bedel iadesi” istemiyle değiştiremez. O halde mahkemece, dava dilekçesinde, 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde sayılan seçimlik haklardan “malın misli ile değiştirilmesi” talebinde bulunulduğu halde, seçimlik hakkının değiştirilemeyeceği gözardı edilerek, yazılı şekilde satış bedelinin iadesine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

        Mahkemece asıl davanın tapu iptâl tescil ve bedel iadesi yönünden kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar, taraf vekllerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itiraları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında yabancı para ve TL cinsinden ödediği bedelin en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, mahkemece kabul edilen alacak ile ilgili talep edilen faiz konusunda olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış, tapu iptâl ve tescil hükmü kurulurken ise arsa payı hisse şeklinde davacının üzerinde olmasına rağmen hükümde paylı olarak değil, parsel, pafta ve bağımsız bölüm belirtilerek yazıldığı anlaşılmıştır....

          Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı şirketten satın aldığı makinede ayıbın tespit edildiği, davacının icra takibi başlatmasında ve dava açmasında haklı olduğu ve hukuki yararı bulunduğu, davalının cevap dilekçesinde ayrıca ve açıkça davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığına dair itirazının olmadığı, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanarak bedel iadesi talep edebileceği, ancak ihtarname tebliğ edilemediğinden davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle davacının yedinde bulunan makine ve aksamının davalıya verilmesi kaydıyla davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 11.800,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, likit olan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : ... KARAR TARİHİ : ... GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Müvekkili şirketin ... tarihinde davalı ... Ticaretten 8.300,00-TL'ye iki adet Lora berjer ve iki adet Lora üçlü koltuk satın aldığını, müvekkili şirketin satın aldığı mobilyaların tesliminden kısa bir süre sonra mobilyaların renginin hiçbir dış etken olmadın kendililiğinden solmaya başladığını ve koltukların süngerlerinde kırışmalar ve çökmeler meydana geldiğini, mobilyalarda meydana gelen solma, kırışma ve çekmelerin ... Ticarete bildirildiğini, sözleşmeden dönme v bedel iadesi talep edildiğini, ... Ticaret tarafından mobilyalar için ......

              Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirilmiştir. Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalı idareden alınan peşin harç ile karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 10/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu nedenle her üç raporda da keşif ve rapor tarihleri itibariyle aracın değişimini haklı gösteren bir ayıp bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının aracın ayıpsız misli ile değişimi ve bedel iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekir. Kabule göre de, davacı dava dilekçesinde öncelikle bedel iadesi, aksi halde aracın ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunmuş olup daha sonra sunduğu dilekçesinde ise öncelikli talebini değiştirerek bu kez aracın ayıpsız misli ile değişimi mümkün olmaması halinde bedel iadesi talebinde bulunduğu belirtmiş olup dava dilekçesinde ilk olarak talep ettiği bedel iadesi talebinde feragat etmiştir....

                Somut olayda, davacı vekilinin talebi ziynet eşyalarının aynına ilişkin olup, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde, hükmün icrasının temini amacıyla bedel iadesi talep edilmektedir. Bu yüzden mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu açıklamaların ışığı altında mahkemece yapılacak iş, işin esasına girilip tarafların gösterdikleri yahut gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar vermek olup, bu yüzden davacı vekilinin istinaf başvurunun işin esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin usulden kabulüne,6100 sayılı HMK'nun 353/1- a-6 m.si gereğince ilk derece mahkemesi kararının tüm yönleri ile kaldırılmasına, söz konusu eksiklik giderildikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu