WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğince düzenlenen 30/07/2010 tarih ve 11990 yevmiye numaralı mehir senedi ile davalıya bağışlamayı taahhüt ettiği ziynet ve eşyalar yönünden bağıştan rücu ettiğinin tespitine, ayrıca mehir senedinde tahahhüt edilip davalıya teslim edilmiş ziynetlerin değeri olan 16.980 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; sadakat yükümlülüğünü yerine getirdiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; boşanma davasında taraflar her ne kadar eşit kusurlu sayılmış iseler de kadının telefonla başkaları ile güven sarsıcı şekilde görüşmeler yaptığı, bu durumun koca yönünden katlanılmasının düşünelemeyeceği, davacı yönünden bağıştan rücu şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak KARAR Davacı, taraflar arasında evlilik birliği kurulmadan önce, davalının 11199 sayılı parselde bulunan 7 numaralı bağımsız bölümü satın alması için ödediği bedelin iadesini talep ettiğine, uyuşmazlık bağıştan rücu isteğine ilişkin bulunduğuna ve mal rejiminden kaynaklanmadığına göre; Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı ..., davanın idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının kendi isteği ile % 7,5 payını Belediyeye karşılıksız bağışladığını, bağıştan dönme şartlarının oluşmadığını, Borçlar Kanununda öngörülen hak düşürücü sürenin dolduğunu, yanlışlığı Tapu Sicil Müdürlüğünün yaptığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, imar uygulamasına girmeyen kısımdan bağış yoluyla davalı adına tescil edilen pay bulunduğunun bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu belirtilerek davalı payından davacının söz konusu taşınmazdaki hissesi oranında hesap edilen miktarda payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi Asıl ve birleşen dava, ticari nitelikteki araç satış sözleşmesinden kaynaklı satılan aracın ayıplı olduğundan bahisle sözleşmeden dönme ve bedel (iade) istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          İstinaf Sebepleri Davalı vekili; vefa sözleşmesi ile satış sözleşmesinin birbirinden farklı olduğunu, taşınmazların devrinin yapılmadığını, tapudaki işlemin şeklen "satış" olarak gösterilmesinin vefa sözleşmesinin gereği olduğunu, satış manasına gelmediğini, sadece tapudaki şekli işlemin karara esas alındığını, üçüncü şahıs Ziraat Bankasının dahi dosyaya vermiş olduğu cevabında, işlemin "vefa" olduğunu açıkça beyan etiğini, davacının bağıştan dönme/sözleşmeyi feshetme haklı sebebi mevcut olmadığını, kabul etmemekle birlikte bir an için aksi düşünülse dahi, bağışın/sözleşmenin amacı da dikkate alınarak, hibe alanın sadece bağıştan dönme/sözleşmenin feshi anında elinde kalanı iade ile mükellef olduğunu, tebliğin ilgili maddesi incelendiğinde sözleşmeye her aykırılıkta mutlaka hibenin tamamının geri alınacağının ifade edilmediğini, 5 yıllık izleme sürecinin 07.11.2021 tarihinde sona erdiğini, dava tarihi itibari ile, 4 yıl boyunca ve halen sözleşmeye aykırı hiçbir fiilinin tespit edilmediğinin...

            CEVAP: Davalı vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların yer tesliminin 04/09/2018 tarihinde yapıldığını, karşılığında düzenlenen tutanakta, müvekkilinin teslim borcunu yerine getirdiğinin ve ayıplı olmadığının açıkça kabul ve ikrar edildiğini, yer tesliminden sonra tapu devri için yapılan davete davacının icabet etmediğini, sözleşmeden dönme halinde sözleşmenin 14. maddesi gereği mahsup edilmesi gereken kalemlerin hatalı olarak hesaplandığını, ayrıca fatura nedeniyle KDV'nin de düşülmesi gerektiğini, ayrıca, sözleşmenin noterde düzenlenmesinden kaynaklı davacıya düşen masraflar ile sözleşmenin 12.3 maddesinde öngörülen bedellerin de alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini, işlemiş faizin ise başlangıç tarihi belirtilmediği gibi sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca gecikme tazminatı ve faiz istenmeyeceğinin davacı tarafından açıkça kabul edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/174 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, davalının çeşitli zamanlarda kendisine tehdit ve hakaret içeren sözler söylediğini, ortak hayatı sürdürmeye imkan vermediğini, bu durumun da bağıştan rücu sebebi olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların bağıştan rücu sebebiyle tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, aynı isteğin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/174 esas sayılı dosyasında reddedildiğini beyan ederek kesin hüküm itirazında bulunmuş, ayrıca TBK 297 maddesi gereğince bağıştan rücu talebinin 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olduğunu davanın hak düşürücü sürede açılmadığndan reddini, aksi halde davanın esastan reddini savunmuştur. Mahkemece, hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü olarak hukukî ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren TBK’nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Koşullu bağışlamada, bağışlama sözleşmesi hangi biçime bağlıysa koşulun da o biçime uygun olarak öngörülmesi gerekir. Örneğin, bir taşınmaza ilişkin bağışlama sözü verme sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiğinden bu sözleşmeye ilişkin koşulun da resmi şekil içinde yer alması gerekir....

                Davacı vekili itiraz dilekçesinde raporda makinenin kullanılamamasından kaynaklı zararla ilgili olarak beyanda bulunarak müvekkilinin zararının çok daha fazla olduğunu belirtip, bilirkişi raporu aldırılmasını istemiş ise de gerek dava dilekçesinden gerekse davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki beyanında davada asıl talebin sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin olduğu, asıl talebin kabul edilmemesi halinde onarım ile zararın tahsilinin talep edildiği, zarar talebinin terditli talep olarak ileri sürüldüğü, alınan raporlarda da sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde görülmesi sebebiyle mahkememizce davacının terditli talebinin değerlendirilmesi gerekli görülmeyerek zararla ilgili olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. 6098 sayılı TBK'nın eser sözleşmelerinde ayıbı düzenleyen 474 ve devamı maddelerine göre; "İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre...

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/1088 Esas KARAR NO: 2021/440 DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/12/2019 KARAR TARİHİ: 21/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının yetkilisi --- davalının yetkilisi --- tarihinde taşımaz satış vaadi sözleşmesinin kurulduğunu, sözleşmede---- satışının kararlaştırıldığını, satış bedelinin --- peşin ödendiğini, sözleşmenin 6. maddesinde davacıya sözleşmeden dönme hakkı tanındığını buna göre de davacının davalıya --- tarihinde gönderdiği noter ihtarnamesi ile sözleşmeden dönüldüğünü, satış bedelinin iadesinin gerektiğini, dönme anına kadar --- ödendiğini sözleşmenin kurulmasından önce taraflar arasında ------ kurulduğunu, protokolde alıcının dönme hakkının olduğu ve dönme tazminatının satış bedelinin ---- olarak...

                    UYAP Entegrasyonu