Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28/09/2007 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi kayyım vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; Beyoğlu 1. Noterliğince düzenlenen 01.10.1996 tarih ve 15885 numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle.... ili, ... ilçesi, ......
İlki, 05 Mayıs 1989 tarihli mehir senedi ile miras bırakanın dava konusu taşınmazı bağışlama vaadinde bulunduğu, temlikin bu nedenle yapıldığına ilişkindir. Davacılar, davalının bu savunması ile görünürde satış şeklinde yapılan temlikin, gerçekte bağış olduğunun ikrar edildiğini ve muvazaa iddialarının kanıtlandığını ileri sürmüşlerdir. Türk Borçlar Kanunun da, bağışlama sözü verme, aynı kanunun 288/2. (BK 238/2) maddesin de “Bir taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni hakkın bağışlanması sözü vermenin geçerliliği, ancak resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.” şeklinde düzenlenmiş, TBK’nun 288/3. (238/3.) maddesin de ise “ Şekle uyulmaması sebebiyle geçersiz olan bağışlama sözü verme, bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde, elden bağışlama hükmündedir. Ancak, geçerliliği resmi şekle bağlanmış olan bağışlamalar da bu hüküm uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir....
DAVALILAR : ... v.d. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava, taşınmaz satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup temyiz isteminin Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 01.12.2020 tarihli, 2017/1270 Esas, 2020/7971 Karar sayılı bozma ilamı uyarınca kurulan hükme yönelik olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 05.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.06.2014 gün ve Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi HUMK’nın 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....
İcra ve İflas Kanunun öngördüğü şerhler; Haciz (İİK 91), ihtiyatı haciz (İİK 257), İflas (İİK. 166), iflâs anlaşması (İİK 285), Diğer mevzuatın öngördüğü şerhlerden bazıları ise; İhtiyatı tedbir şerhi (HUMK.101), kamu haczi (6183 sayılı amme alacakları tahsil usulü hakkında kanun 13, 73), kamulaştırma şerhi, bağışlama vaadinden (Borçlar Kanunu 238) ibarettir. Bu kısa açıklamalardan sonra somut olaya gelince; mahkemece öncelikle dava konusu taşınmaza ait tapu kayıt örneği getirtilmeli, tarafların bu kayıt üzerinde hak tasarrufunda bulunup bulunamayacakları yönü üzerinde durulmalıdır. Diğer taraftan açılan davada tapuya tescili istenen şerhlerden önalım hakkında feragat niteliğinde olan (Türk Medeni Kanunun m.733) şerhin tapu kütüğüne işlenebileceği gözetilerek diğer şerhlerde yeniden değerlendirilip incelenmeli bunların içinde tapu kütüğünün ilgili sütununa şerh olarak işlenebilecekler hakkındaki istem kabul edilmelidir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının mülkiyetten kaynaklanan ayni hakkı ile davalıların satış vaadinden kaynaklanan kişisel hakkının çatışması halinde mülkiyet hakkına üstünlük tanınacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 268,16 -TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 13.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285.maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır. Öğretide ise, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın, bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak, zenginleştirmek amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermesi olarak tarif edilmiştir (Aydoğdu, Murat/Kahveci, Nalan: Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, İzmir 2013, s. 344,Yavuz, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. B., İstanbul 2002, s. 222). Her somut olayın özelliklerine göre, bağış iradesi açıkça ortaya konulabileceği gibi gizli (örtülü) şekilde de yapılabilir. Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez....
KÖKSAL DEMİR - Adliye Binası Karşısı Akdoğan İşhanı No:2 68400 Ortaköy/ AKSARAY ASIL DAVANIN KONUSU : Alacak (Bağışlama Vaadinden Kaynaklanan) BİRLEŞEN DAVANIN KONUSU : Manevi tazminat İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/03/2022 G. KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2022 İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Mehri müeccel, ileriye yönelik (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulması haline kadar) bir bağışlama vaadidir. Başka bir ifade ile ödenmesi keyfiyeti belirli bir zamana bırakılabilen veya bir olayın gerçekleşmesi sonucuna bağlı tutulan kazanılmış haktır. Borçlar Kanunu'nun 238. (6098 sayılı yeni TBK'nu 288.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadi niteliğindedir. Bağışlama vaadinin geçerliliği ise yazılı olma koşuluna bağlıdır ( BK m. 238/... (Yeni TBK 288/...) ( .... HD ....02.1985 - 1984/9153 E., 1985/1223 K., YKD 1985 Sayı, sh. 802 ). Bu alacağın muaccel olması için ise vadenin gelmesi veya şartın gerçekleşmesi şartı aranacaktır. Somut olayda, ... .......
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08.07.2014 gün ve sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....