Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmede dönme cezasının kararlaştırılmış olması halinde sözleşmeyle bağlı olmak istemeyen taraf kararlaştırılan cezayı ödemek suretiyle sözleşmeyi ifa etmekten kurtulabileceği gibi, sözleşmenin haksız feshi halinde karşı taraf cezanın ödetilmesini isteyebilecektir. Dönme cezası, adından da anlaşılacağı üzere taraflardan birinin kararlaştırılan cezayı ödemek suretiyle ifadan kurtulabilmesi için kararlaştırılmış olduğu, haksız fesih halinde karşı taraf haksız fesih yapandan dönme cezasının ödetilmesini isteyebileceğinden, tarafların karşılıklı olarak sözleşmeyi sona erdirip tasfiye yapmış olmaları halinde tek taraflı dönme ve haksız fesih hali söz konusu olmadığından dönme cezası istenemez (Örnek: Yargıtay 15....

    Yanlarca kararlaştırılan bu ceza koşulu, Borçlar Kanunu'nun 158/son maddesi hükmünde tanımlandığı üzere, "dönme cezası" niteliğindedir. Dönme cezası ile sözleşmeden dönülmesinde kusuru olmayan tarafın meydana gelen tüm zararlarının karşılanması amaçlanmıştır. Sözleşmenin feshinde yüklenici şirket tamamen kusurludur. Bu sebeple, dönme cezasının tahsilini isteyemeyeceği gibi, olumlu veya olumsuz zararının tahsilini de isteyemez. Sözleşmenin feshine kusuruyla neden olan taraf, varsa, Borçlar Kanunu'nun 61. ve izleyen hükümleri gereğince ve haksız iktisap kuralları uyarınca karşı tarafa kazandırmış olduğu değerin iadesini isteyebilir.HUMK'nın 74. maddesi gereğince; hakim, taleple bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2021 NUMARASI : 2021/116 ESAS- ARA KARAR DAVA KONUSU : Alacak Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : Mersin 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22/04/2021 tarih ve 2021/116 Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalıdan satın aldığı aracın gizli ayıplı olmasına dayanarak sözleşmeden dönme hakkını kullanarak aracın davalıya iadesi ile davalıya ödemiş olduğu araç bedeli ile aracın tamir ve bakım ücretlerinin davalı tarafından kendisine ödenmesine, davalının malvarlığı, aracı ve bankla hesapları üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN 22/04/2021 TARİHLİ ARA KARARI İLE: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, davanın niteliği dikkate alınarak, HMK.'...

      Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu kabul edilerek dairenin satış bedelinin 265.00 dolar olması, ayıplı imalat tutarının 17.735,00 TL tutarında bulunması göz önüne alındığında sözleşmeden dönme hakkını kullanmanın tüketici açısından hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı kabul edilerek tüketiciye ayıp oranında indirim tutarının verilmesinin her iki taraf yönünden de hakkaniyetli olacağı gerekçesi ile ayıp oranında satış bedelinde indirime hükmedilmiştir. Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 6502 sayılı Kanunun 83/1. maddesinde bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağı öngörülmüş olup, TBK'nun 227. maddesinde ise alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkimin satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği düzenlenmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmede kararlaştırılan dönme cezasının tahsili için başlatılan icra takibinin, davalı ... sahibi şirketin itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptâli icra takibinin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece icra takibine konu yapılan işlemiş faiz yönünden davanın reddine, alacak aslı ve icra inkâr tazminatı yönlerinden davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı ... sahibi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmede kararlaştırılan dönme cezasının tahsili için başlatılan icra takibinin, davalı ... sahibi şirketin itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptâli icra takibinin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece icra takibine konu yapılan işlemiş faiz yönünden davanın reddine, alacak aslı ve icra inkâr tazminatı yönlerinden davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı ... sahibi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş...

            Dairemiz kabulü de bu yönde olup, bu nedenle davacının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü, dönme ile sözleşme ilişkisinin ortadan kalkmayıp tasfiye ilişkisine dönüştüğü, tarafların aldıklarını yine sözleşme hükümlerine göre iade etmelerinin gerektiği(yeni dönme kuramı), bu nedenle para borcu mahiyetindeki bedel iadesi borcu bakımından icra dairelerinin yetkisinin İİK'nun 50, HMK'nun 10 ve TBK'nun 89 maddesine göre belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının dava konusu takibe konu ettiği alacak, dönme nedeniyle verilen satış bedelinin iadesine ilişkin olduğuna; dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığına, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğu kabul edilemeyeceğine göre, HMK'nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK'nun 89 maddesinin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

              Dairemiz kabulü de bu yönde olup, bu nedenle davacının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü, dönme ile sözleşme ilişkisinin ortadan kalkmayıp tasfiye ilişkisine dönüştüğü, tarafların aldıklarını yine sözleşme hükümlerine göre iade etmelerinin gerektiği(yeni dönme kuramı), bu nedenle para borcu mahiyetindeki bedel iadesi borcu bakımından icra dairelerinin yetkisinin İİK'nun 50, HMK'nun 10 ve TBK'nun 89 maddesine göre belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının dava konusu takibe konu ettiği alacak, dönme nedeniyle verilen satış bedelinin iadesine ilişkin olduğuna; dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığına, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğu kabul edilemeyeceğine göre, HMK'nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK'nun 89 maddesinin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır....

              O halde mahkemece yapılması gereken iş; elatma isteminin, dönme iradesini de içerdiği gözönünde bulundurularak, sözleşmenin geriye etkili biçimde feshine (dönme) ve davalı yüklenicinin yarattığı muarazanın ve elatmanın önlenmesine ve tapudaki şerhin de terkinine karar vermekten ibarettir. Mahkeme kararı, açıklanan nedenlerle davalı taraf yararına bozulmalıdır. Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 21.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Bu geri isteme aynen olabileceği gibi, aynen ifanın mümkün olmaması halinde, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli de olabilecektir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, tapuda pay devrini de içerdiğinden, yapılması özel şekil şartına tabi olduğu gibi, dönme suretiyle sona ermesi de, tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaştırılmasıyla mümkün değildir....

                  UYAP Entegrasyonu