Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ön ödemeli konut satış sözleşmesinden dönme hakkı 6502 s.TKHK.nun 45.m.sinde:" (1) (Değişik: 2/1/2017- KHK-684/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7074/8 md.) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmi dört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila on iki ay arası için yüzde altısına ve on iki ila yirmi dört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir. (2) Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez....

olunmadığının tespitini de içinde barındırması ve sözleşmeden dönme hakkından yararlandırıldığında bu durumun doğal sonucu olarak kira bedelleri yönünden borçlu olunmadığının tespitinin de yapılmış olacağı gerekçesi ile; kira sözleşmesinden dönme istemi için bir yıllık kira bedeli esas alınarak harçlandırma işleminin yapılıp harcın yatırılmış olması dolayısı ile; eksik harç yatırıldığı ve eksik harcın tamamlanmadığı gerekçesi ile "dosyanın işlemden kaldırılması" ilişkin kararının kaldırılmasına ve davanın esasına girilerek yargılamaya devam olunması için dosyanın karar veren mahkemeye gönderilmesine, yine birinci talebin sözleşmeden dönme istemi, ikinci talebin de kira bedelleri yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemi olarak 2 ayrı talep olarak nitelendirilecek olsa dahi; sözleşmeden dönme istemli birinci talep için bir yıllık kira bedeli esas alınarak dava açılırken harçlandırma işlemi yapıldığından ve 15.708,57- TL nisbi harç yartırılmış olduğundan en azından "sözleşmeden dönme...

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda davacı şirketin dava dışı Çağan Güvenlik Ltd.Şti. lehine kefalet sözleşmesi imzaladığı, imzalanan bu sözleşme nedeni ile sorumluluğunun kefaletten dönme iradesini bankaya bildirdiği tarih itibariyle dava dışı şirketin borcunun olması nedeni ile devam ettiği bu nedenle BK’nun 493. ve 494.maddeleri gereğince kefaletten dönme iradesinin sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline ilişkin olarak verilen karar Dairece, Borçlar Kanunun 246. maddesine göre öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme hakkının kullanılmadığı, davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiği hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bağıştan dönme hakkının kullanılmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 73 parsel sayılı taşınmazın 1/6 payını kendisine bakmakta olan kızı davalıya bir evlik ...... vermek amacıyla bağış suretiyle temlik ettiğini, bakımın devam edeceğine söz veren davalının devirden sonra kendisiyle ilgilenmediğini, evlatlık vazifelerini önemli derecede suistimal ettiğini, sarf ettiği söz ve fiillerle eşi ve kendisini incittiğini, küçük düşürdüğünü, bağıştan dönme koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın zaman aşımı süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmaz payının temlikinin kayıtsız ve şartsız olduğunu, bakım karşılığı devir yapılmadığını, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından satın alınan ürünün kamerasındaki arıza nedeni ile seçimlik haklardan olan dönme hakkının kullanılmış olmasına rağmen, telefonun alıcının isteği dışında tamirat yapılarak iade edildiği, buna göre davalı... A .Ş.'nin satıcı sıfatıyla diğer davalının ise garanti yükümlülüğü kapsamında sorumlu bulunduğu, davaya konu telefonun akıllı telefon niteliği, bu tür telefonların özellikle kamera özellikleri nedeni ile tercih ediliyor olması hususları gözetildiğinde, davacı alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının haklı nitelikte olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ İstinaf eden-davalı .....A.Ş. vekili tarafından; Mahkemece iş bu davadan önce açılan Ankara 7....

          Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde "Ücretsiz onarım veya ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." düzenlemesi mevcuttur....

            Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının sözleşmeden dönme nedeniyle menfi zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise ne kadar zararının oluştuğu, bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise; alacak miktarının ne olduğu noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, satılanın ayıplı olduğu iddiasıyla açılan sözleşmeden dönme ve menfi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 229. maddesindeki; " Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir: 1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi. 2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi. 3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi....

              Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu ise iş bedelini ödemektir.Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir. Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 17/03/2010 gün, 2010/98-1538 sayılı kararı). Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/02/2010 gün, 2010/19-38 ve 2010/69 sayılı kararı)....

                Maddesinde düzenlenmiş olup, davacı reddeden mirasçının alacaklıları ve iflas idaresi, davalı ise mirası reddeden mirasçılar olduğunu, mirasın reddinin iptali davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu; 9- Yargıtay kararları incelenecek olursa, mirasın reddinden dönme davasında görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nın 382/c-7. Maddesinde mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili isteminin çekişmesiz yargı işi olduğu, 383. Maddesinde de çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu hususu düzenlendiğini; 10- Somut uyuşmazlığın konusunu da mirasın reddinden dönme oluşturmakta olup, açıklanan nedenlerle mahkemenin görevsizlik kararının yerinde olmadığını, Tüm bu sebeplerle; Antalya 8....

                UYAP Entegrasyonu