Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapusuz taşınmazlarda zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir biçim koşuluna tabi değildir. Bu nedenle gizlenerek yapılan bağışlama niteliğindeki tasarruf geçerlidir. Bu tür temlikler bakımından 01.04.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur. Somut olayda, çekişmeli taşınmazların kadastroca senetsizden tespit ve tescil edildiği sabittir. Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere kısmen kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ... vekili ve davacı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

    Mahkemece, İİK'nın 278/III-I maddesi gereği karı ve koca ile usul ve furu, neseben veya sıhren 3. dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama gibi olduğu, açılan davada taraflar arasındaki işlemin bağışlama olduğu, taşınmazların devrinin İİK'nın 278/I maddesinde belirtilen mutat hediyeler kapsamında olmadığı dolayısıyla tasarrufun iptali davasının koşulları oluştuğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,50 TL kalan onama harcının davacıdan ve aşağıda dökümü yazılı 6.445,96 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/01/2015 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve haciz şerhlerinin terkin edilmesi talebi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 28/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile taşınmaz kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir. Davacı vekili; ... 9. Noterliğinde 02.01.2009 tarih ve 50 sayılı işlemle yapılan satış vaadi sözleşmesiyle 2685 ada 2 parsel sayılı taşınmazda murisinden davalı ...'...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1043 KARAR NO : 2023/1162 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAMSUN 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/439 ESAS, 2023/31 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Önalım Hakkından Kaynaklanan) KARAR : Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/439 esas, 2023/31 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (önalım hakkından kaynaklanan) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacının Samsun ili, Atakum ilçesi, Balaç Mahallesi, 194 ada 8 parsel sayılı taşınmazda paydaş olarak malik olduğunu, davalı tarafından dava konusu taşınmazın bir kısım paydaşların hisselerini satın aldığını belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep...

        Davacıların, çekişmenin esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kısaca bir tanımlama yapmak gerekirse, bağışlama; hayattakiler arasında teberru amacıyla yapılmış kazandırıcı bir işlemdir. Bağışlama aktinde, bir tarafın malvarlığında azalma, buna karşılık diğer tarafın malvarlığında ise bir çoğalma meydana gelir. Bağışlamanın konusunu, temliki mümkün olan herhangi bir şey veya hak teşkil edebilir. Dava dilekçesi incelendiğinde; davacıların, davalıya üç ayrı nedenle bağışlama yaptıklarını iddia ettikleri görülmektedir. Bunlardan ilki, 28.09.1998 tarihinde İnterbank Bakırköy şubesinden davalının hesabına havale edilen 1.007.893,- ABD Doları, ikincisi elden verildiği iddia edilen 900.000,- ABD Doları, üçüncüsü ise bazı şirket hisse senetlerinin bağışıdır....

          Hukukumuzdaki sözleşme serbestisi ilkesi gereğince de kocanın yüklenmiş olduğu edimini yahut bağışlama yönündeki vaadini koca dışında bir üçüncü kişinin de üstlenmesine engel bulunmamaktadır. Ancak mehri müeccel, ileriye yönelik bağışlama vaadi niteliğinde olduğundan, koca dışında üçüncü kişinin durumu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 128. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun BK 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK'nın 288. (BK’nın 238.) maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Somut olaya gelince; davacılar tarafından dosyaya sunulan 30.04.2010 tarihli “mehir senedi” başlıklı belgede sayılan mallar arasında çekişme konusu taşınmazların yer almadığı, sözleşmenin ise davacı ... ... ile davalı arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu taşınmazlarla ilgili iddianın 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanması zorunludur....

            Davacı, maliki bulunduğu 11092 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3636/11528 hissesini davalı vakfa bağışlama işlemlerini yapması için dava dışı ... vekaletname verdiğini, aynı gün vazgeçerek azlettiğini, buna rağmen vekil olmayan ...’nin bağışlama işlemini yaparak mülkiyetin davalı vakfa geçtiğini, ayrıca bağışlama amacının gerçekleştirilmediğini ileri sürerek, davalı adına tapunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, azil işleminin tapu müdürlüğüne bildirilmediği, şartlı bağış yapıldığı ve bağış koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle, bağış işlemi ve davalı adına tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir....

              İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, haksız fiilden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              KARAR Davacı, davalı belediyeye ait 7 nolu parselde gecekondu sahibi iken 10.01.2007 tarihli yazı ile, belirlenen 17.559 TL. bedelin ödenmesi halinde 124 metrekarelik arsa tahsisinin yapılarak tapusunun verileceğinin bildirildiğini, taksitleri öderken bu kez 10.10.2007 tarihli yazı ile arsanın Toki Başkanlığına inşaat yapılması için verildiğinin bildirildiğini, bu şekilde davalının tek taraflı olarak satış vaadinden döndüğünü ileri sürerek, 124 metrekarelik taşınmazın tapusunun adına verilmesine, mümkün olmazsa arsanın rayiç değerinin tesbit edilerek fazla hakları saklı kalarak, 10.000 TL.nin faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/683 Esas KARAR NO : 2023/143 DAVA : Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/11/2021 KARAR TARİHİ : 07/03/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)Alacak (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ; Alacaklı üçüncü kişi ... Ltd. Şti borçlu davalı ... Ltd. Şti. hakkında İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... Esas ve ... Esas sayılı dosyaları ile icra takibi yapıldığını, her iki dosyada da takip kesinleştikten sonra borç ödenmeyince davacı müvekkili şirkete İİK 89. Maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından haciz ihbarnamelerine gerekli itirazlar yapılmış ise süresinde yapılmamış olması nedeniyle dikkate alınmadığını ve akabinde İİK 89....

                  UYAP Entegrasyonu