Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

davalı yetkili firmaya ödenen aracın ayıp bedelinin tarafımıza iadesi için huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından davalı yetkili firmaya ödenen aracın ayıp bedeli tutarı olan 14.143,39 TL'nin ödeme tarihi olan 27/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Bilirkişi raporuna göre taraf defter kayıtlarına göre, davalının ayıp iddiasına konu ettiği 14.492,61-TL'lik fatura taraflarca karşılıklı birbirlerine iade edilmiş, bu fatura dışında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 30.854,06-TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Davalı ayıp iddiasıyla davacıya 14.492,61-TL'lik faturayı iade etmişse de, yukarıda da değinildiği üzerine davalı tarafından ayıp iddiası ispatlanamadığından, davalının düzenlemiş olduğu bu iade faturası dikkate alınmamıştır. Bu kapsamda bilirkişi raporuyla belirlenen tutar ile ayıp iddiasına konu fatura tutarı kadar davacının davalıdan alacaklı kabul edilmiştir....

      Somut olayda, davacı taraf ayıp sebebiyle bedel iadesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında da, dava konusu aracı başkasına satmış ve ayıp oranında bedel indirimi olarak devam edilmesini istemiş olup, davacı tarafın bu talebi ıslah olarak değerlendirilemez. Bu durumda, davacının malı ayıp nedeniyle eksik bedel ile sattığı kabul edilerek, mahkemece, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak, ayıp nedeniyle satıma konu aracın değerinde azalma olup olmadığı, var ise ne miktarda azalma olduğu tespit ettirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalı ... Tic. ve San. A.Ş.’nin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

        Davalı vekili, yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri olan Mahkemeler olduğunu, aynı zamanda taraflar arasındaki sözleşmede ifa yerinin de olarak geçtiğini, bu sebeple davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin iyiniyetli davranarak satılan ilk makineyi davacının isteği üzerine değiştirdiğini, davacının teslim edilen yeni makine ile ilgili ayıp ihbarını yasal süresi içinde ve noter kanalıyla yapmadığı için hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, yeni makinede herhangi bir ayıbın bulunmadığını, kaldı ki bulunsa dahi yıllarca kullanılan makinelerden doğan gelirin makinede varolduğu iddia edilen ayıp sebebiyle oluşacak alacaktan mahsubunun gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

          Burada üzerinde durulması gereken husus ayıbın açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu noktasında olup araçtaki ayıbın açık olduğu ve hukuki ayıbın davacı tarafça bilindiğine dair herhangi bir delilin bulunmadığı, dosya kapsamı itibariyle davacı tarafın bu hususu bilebilecek durumda olmadığı değerlendirilmiştir. Buna göre; araçta ayıp oranında bedel indiriminin hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davanın tazminat ödenmesine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....

            pas arasındaki iletkenlik farkı sebebiyle gerçekleşmemiş olduğu, flanş yüzeylerinde kaplama yapılmamış bölgelerin mevcut olması sebebiyle açık ayıplı olduğu, Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 23....

              olması halinde bunun açık ayıp olduğu ve normal bir muayene ile tespit edilebileceği, dosyada bu yönde bir ayıp tespitinin bulunmadığı, ayıbın davacının yaptığı işlemden kaynaklandığının davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmaktadır....

                olması halinde bunun açık ayıp olduğu ve normal bir muayene ile tespit edilebileceği, dosyada bu yönde bir ayıp tespitinin bulunmadığı, ayıbın davacının yaptığı işlemden kaynaklandığının davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmaktadır....

                Bu noktada uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karışı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır: Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken TBK. 219. maddesinde yer almaktadır. Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır....

                  Bu noktada uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karışı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır: Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken TBK. 219. maddesinde yer almaktadır. Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır....

                    UYAP Entegrasyonu