Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıların miras bırakanı ve arsa sahibi olan ... ile davalılardan ... ve ... arasında; Saray Noterliği'nce, doğrudan düzenlenen 15.06.2005 tarih ve 03862 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Yükleniciler ... ve ..., arsa sahibi ...'nun kayden maliki olduğu 86 ada ve 74 parsel numaralı tapulu taşınmaza sözleşmede öngörülen koşullarla, inşaat yapımını ve 13.12.2006 tarihinde “anahtar teslimi” şeklinde işin teslimini yüklenmişlerdir. Yüklenicilerin, yüklendikleri edimlerin ifasında “borçlu temerrüdüne” düşmüş oldukları mahkemece kabul edilerek 15.06.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olacak şekilde feshine ilişkin verilen karar, taraflarca, temyiz edilmediğinden, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmenin, feshi hakkındaki mahkeme kararı kesinleşmiştir....

    Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değildir. Güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasında Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Bakırköy Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa sahibi ile yüklenici davalı arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine aykırılık iddiasıyla uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, davanın davacıların murisi ile davalı müteahhit arasında yapılan sözleşme ile davalıdan alınan dairenin hasar görmesi nedeniyle tazminat davası olup, konut satışından kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

          Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazlarda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında herhangi bir imalat yapılmadığı, mevcut yapılaşmaların da kaçak ve ruhsatsız olduğu, davalı yüklenicinin inşaat ruhsatı başvurusunda dahi bulunmadığı, edimini yerine getirme ihtimalinin kalmadığı, edimini yerine getirmeyen davalının tam kusurlu olduğu, bu haliyle taşınmazların tapu kayıtlarındaki şerhin kadük kaldığı gerekçesiyle, taşınmazların tapu kayıtlarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taşınmazların tapu kaydındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin terkini istemine ilişkindir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde, simsarlık sözleşmesinin tabi olduğu 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, taraflar arasında simsarlık sözleşmesi bulunmadığını, davacının da paydaş olduğu taşınmaz için önce arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, daha sonra arsa maliklerinin davalıyı azletmesi nedeniyle bu sözleşmenin fesih edildiğini ve davacı dahil tüm arsa maliyetlerinin paylarını müvekkilinin kardeşine sattıklarını, payını da satan davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yürürlükte kalması veya kurulması için bir hizmetinin bulunmadığını savunmuştur....

            Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Temlik, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızası alınması gerekmez. Temlik, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder....

              Davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında ....07.2005 tarihinde yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, davacının inşaa ederek teslim edeceği ... adet daire karşılığında, müvekkilinin de 35.000,00 Euro ödemeyi kabul ettiğini, dairelerin 2007 yılında teslim edildiğini, sözleşmede teslim tarihinin 01.05.2007 tarihi olarak düzenlendiğini ve müvekkilinin en son 02.07.2007 tarihinde kısmi ödeme yaptığını, bu tarihler dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında ....07.2005 tarihinden imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, dairelerin teslim tarihinin 01.05.2007 tarihi olarak kararlaştırıldığı, dava tarihi itibariyle bu sözleşmeden kaynaklanan alacak hakkının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

                ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİTAHKİM USULÜ"İçtihat Metni" Dava, yanlar arasında yapıldığı bildirilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılmış olup; maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kesin tahkim şartı nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Antalya 2. Noterliği’nce doğrudan düzenlenen 16.04.1995 tarih, 12477 yevmiye numaralı ve “ “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” ”ni arsa payı sahiplerinden Mehmet Saraç'da imzalamıştır. Bu sözleşmeyi davalı şirketi temsilen ve kendi adına kefaleten N... A... Imzalamıştır. Davada ise davacı, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca, yüklenici davalı şirketin “ “teslimde temerrüdün” ” gerçekleşmesi sebebiyle 20.000,00 TL gecikme tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir....

                  Ne var ki, bu gibi davalarda alacağın temlik edildiği iddiasının yükleniciye, temlik edilen alacak sebebiyle ifayı isteme yetkisi kazanıldığının ispatı ise arsa sahibine karşı yapılabileceğinden, hem yüklenicinin hem de yükleniciyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayan arsa sahibinin davada taraf durumunu alması gerekir. Denilebilir ki, arsa sahibi ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu anlatılanların sonucuna göre mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, 12.08.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmenin tarafı olan arsa sahipleri hakkında da dava açmak üzere davacıya mehil vermek, dava açılırsa eldeki dava dosyası ile birleştirmek, arsa sahibinin de savunma ve delillerini toplamak ve hâsıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. Açıklanan bu yön düşünülmeden davanın kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu