ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/124 Esas KARAR NO: 2022/129 DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 22/02/2022 KARAR TARİHİ: 24/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından ---- üzerinden --- talep edildiğini, davalı şirketin --- duruşmada tasdik edildiğini, ---sürecini yürüten mahkeme ve komiserler tarafından alacak miktarlarının eksik tespit edildiği, İİK' nun 308/b "Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler." maddesi uyarınca borçlunun konkordato tasdik ilanının --- tarihinde yayınlandığın, 1 aylık süre içerisinde alacaklarının çekişmeli hale gelen kısmı için dava açılması gerektiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu, yapılan toplantılar sonrasında borçlu şirket ile anlaşma sağlanamadığını bildirdiğinden...
anlaşılamamakta olup.) alacağın yazılı mutabakat sonrasında talep etmesinin yerinde olmayacağı, 2020 ve 2021 dönemlerine dayanak alacağa konu toplam 27.091,22 Euro ( Asıl Alacak 26.728,80 Euro * Gecikme Faizi 362,424** bu alacak yönünden talep edilen işlemiş faiz ayrıntısı icra dosyasından anlaşılamamakta olup) faturaların da yasal süresinde düzenlenmemesinden kaynaklı bu tutar yönünden alacak talebinde bulunulmasının yerinde olamayacağından, Davacının bu alacak taleplerinden kaynaklı toplam € 72.521,28 ( Asıl Alacak 68.327,38 Euro* Gecikme Faizi 4.193,90 Euro+ *** talep edilen işlemiş faiz ayrıntısı icra dosyasından anlaşılamamakta olup ) alacak talebinde bulunamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin 2. yılın içerisinde fesih edilmiş olması nedeni ile sadece eksik kalan son yıldan kaynaklı toplam 66.000,00 € cezai şart talebinde bulunabileceği, Toplam Alacak € 85.978,29 Euro x 17,4275 TL ( 1 Euro= 30.06.2022 takip tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru 17,4275)=1.498.386,65 TL olarak hesaplanmış...
mektubu riski olmadığı belirtilmiş olmakla birlikte geçici mühlet tarihi itibariyle 1.002.000,00 TL teminat mektubu riski bulunduğunu, ticari kredi kartından kaynaklı riskin 30.394,51 TL olması gerektiği halde geçici mühlet tarihi itibariyle alacağın eksik hesaplandığını, ayrıca davalı şirketin kefaletten kaynaklı gayri nakdi çek ve teminat mektubu riskine ait sorumluluğu dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, kefaletten kaynaklı gayri nakdi riskin de alacak tutarına eklenmesi gerektiğini, her iki firmadan olan gerek nakdi gerek gayri nakdi alacakların eksik hesaplandığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir....
Davalı .... vekili, davacının yasal süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta üretimden kaynaklı sorun olmadığını, davacının ilk şikayetinin 19 ay sonra gerçekleştiğini, uzman incelemesi yaptırıldığını ve kullanım hatasından kaynaklı arızaların oluştuğunu, sözleşmeden dönme kabul edilecekse davacının kazançlarının da dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davacının ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta üretimden kaynaklı sorun olmadığını, akitten dönme değerlendirilmesi halinde aracın değer kaybı ve davacının araçtan kazancının da dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu araçta üretimden kaynaklı herhangi bir sorun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 27/12/2018 KARAR TARİHİ : 27/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların ihale ile iş aldıklarını ve işçi çalıştırdıklarını, ... isimli işçi için arabuluculuk harici 30.013,89TL ve arabuluculuk görüşmeleri sonrasında 13.610,99 TL ve 5927,25 TL alacağının olduğunun belirlendiğini toplam 19.389,96 TL ödeme yapıldığını neticede 49.972,24 TL işçiye ödeme yapıldığını davalı alt işverenlerin sorumlulukları oranında avans faiziyle alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili bila tarihli beyan dilekçesi ile davalı ... İnş. ... Ltd. Şti'ne yönelik davadan feragat ettiklerine dair yazılı beyanlarını sunmuş oldukları görüldü. Bu durum karşısında davanın feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya mal satılıp teslim edildiğini, faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın 5.000 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin asıl alacağa 06.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, temerrüde düşürülmediğini belirterek, davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/282 Esas KARAR NO : 2021/433 DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 31/01/2020 KARAR TARİHİ : 20/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Yukarıda kimlikleri yazılı taraflar arasında görülmekte olan iş bu dava dosyasının HMK'nın 150. Maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı 17/02/2021 tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla, dosya incelendi. Taraflarca takip edilmeyen iş bu dava dosyası HMK'nın 150. maddesi gereğince 17/02/2021 tarihinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmış, aradan üç ay geçmiş olmasına rağmen taraflar müracaat edip harcı ikmal etmek suretiyle dosyayı yenilemediklerinden HMK 150/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Aynı Kanun'un 613. maddesinde ise, "Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer" denilmiştir. TMK.nun 636. maddesi uyarınca “Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, Sulh Hukuk Mahkemesinde iflas hükümlerine göre yapılır” hükmüne yer verilmiştir. Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilmiş ve bu sebeple iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi duruma gelmiş terekenin TMK.nun 612. maddesinin atıfta bulunduğu TMK.nun 636. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre, tasfiyesi konusunda gerekli değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken konuyla ilgisi bulunmayan TMK.nun 633. maddesindeki süre gözetilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. TMK'nun 612 ve atıfta bulunduğu aynı Kanunun 636. maddesi gereğince yapılacak terekenin resmi tasfiyesi herhangi bir süreye bağlı tutulmamıştır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka tarafından davalıya kredi kartı teslim edildiğini, davalı yanca kullanılan kredi kartından kaynaklı borcun ödenmediğini, hesabın kat edilerek davalı borçluya ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın genel mahkeme sıfatıyla görülmesi gerektiğini, kredi kartı sözleşmesine imza atmadığını, dolayısıyla kullandığı kredi kartından kaynaklı borca sözleşmedeki faiz oranlarının uygulanamayacağını, talep edilen alacak miktarının da kabul edilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/351 Esas KARAR NO : 2024/726 DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 10/05/2024 KARAR TARİHİ : 18/10/2024 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile davalılar ... ve ... dava dışı ...'nin farklı bedel ve tarihlerde ...'den kullanmış olduğu krediler için birlikte müteselsil kefil olduğunu, ...'den kullanılan kredilerin kredi borçlusu ... tarafından ödenmediğini, ödenemeyen kredi taksitlerinin müvekkili ... tarafından ödendiğini, ...'den kullanılan 3 krediye ilişkin müvekkili ile birlikte diğer davalılar ... ve ... asıl borçlunun kullandığı kredilerde müşterek ve müteselsil kefil bulunduğunu, müvekkili ...'nın ödemiş olduğu miktardan davalıların ayrı ayrı 1/3 oranında sorumluluğunun bulunduğunu, bu bedellerin ödenmesine ilişkin Antalya ......