Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu aşamada, adi ortaklığın hukuki niteliğinin incelenmesinde fayda bulunmaktadır. Adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK md 620/1). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur. Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba, katılım payı (sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Bu nedenle, her olayda bu unsurların var olup olmadığının araştırılması gerekir....

    ın Çin makamları nazarında resmi olarak ortak edildiği ispatlanamamış olsa da taraflar arsındaki ilişkinin davacıların verdiği katkı payı doğrultusunda kar etmek amacını taşıyan adi ortaklık ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca ticaret mahkemesince bu gerekçe ile verilmiş görevsizlik kararının temyizi neticesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2015/11790 Esas saylı ilamı ile yerel mahkeme gerekçesi onanmakla taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğu husus bir kez daha kesinleşmiştir. Davacılar iş bu davada, adi ortaklık için koydukları katkı payını istediğinden bu talep adi ortaklığın tasfiyesi sonucunu ihtiva etmektedir. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir......

      Davacı ile davalının 15.07.2011 tarihli davacının sahip olduğu işletmeyle ilgili bir adi ortaklık sözleşmesi imzaladıkları sabit olup, yapılan ortaklık sözleşmesi üzerinde bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen ortaklık sözleşmesi hükümlerine davalının uymadığı iddiasıyla, sözleşmenin feshedilmesinden doğan alacağa ilişkindir. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğranılan zararın veya kar payının talep edilmesi; aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

        Noterliği ... yevmiye numaralı cevap ile hiçbir hususu kabul etmediğini, bahsi geçen tüm olaylar ispatlanabilek durumda olduğunu, müvekkili ile davalı arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunun açık olduğunu, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespiti ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, ...Şti(... A.Ş.) hisselerinin .../... sinin müvekkili adına tesciline, iş bu talep kabul görmediği takdirde bu hisseye tekabül eden bedelin tespiti ile şimdilik belirsiz alacak davası değeri olan ... TL tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, ... - ... tarihleri arasında gönderilen gelir gider tablosuna istinaden eksik ödenen tutarların tespiti ile şimdilik belirsiz alacak davası değeri olarak ......

          , ancak, bahsi geçen iş yeri hiç bir zaman hedeflenen kar elde edilemediğini, davacı ile davalı ... arasında kurulan adi ortaklığa ilişkin olarak, davacı tarafından ......

            FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/268 KARAR NO : 2023/9 DAVA : Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/07/2021 KARAR TARİHİ : 10/01/2023 Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/296 E. 2022/23 K. Sayılı dosyasında mahkemece görevsizlik kararı verildiği, kararın 07/07/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından davanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmış, yapılan açık yargılama sonunda: DAVA: Davacı vekil dava dilekçesiyle; müvekkil ile davalı arasında 29/05/2015 günü adi ortaklık sözleşmesi kurulduğunu ve kurdukları organizasyonun ...'...

              Taraflar arasında 22/11/2012 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşme gereğince, taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, davacının dava dilekçesinde, ortaklığın fiili olarak sona erdiğini, ortaklıktan beklenen fayda ve menfaatin ortadan kalktığını beyan etmesine ve davalının işyerinin tamamen kapatıldığını bildirmesine göre taraflar arasındaki adi ortaklığı sona erdirdiklerinin kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642. madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644. maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait sebze halinde bulunan 16 nolu dükanın davalı tarafından işletilmesi ve elde edilen karın yarı yarıya paylaşılması konusunda sözlü adi ortaklık kurduklarını, davalının 2006 yılından beri dükkanı çalıştırmasına rağmen davacıya kar payı vermediğini, 08 Ekim- 09 Temmuz dönemine ait dükkanın vergi, elektrik, su ve aidat borcunu ödemediğini belirterek, toplam 55.045 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir....

                  Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık, adına üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafında açılması gerekir. Keza, bir ortağın diğer aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki adi ortaklık davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, 3.3.2006 tarihli sözleşme ile davalıyla adi ortaklık oluşturduklarını, 25.000 TL sermaye olarak verip demirbaşlar içinde 5000 TL verdiğini, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve kendisine kar payı ödemediğini ileri sürerek ortaklığın feshini, 3.3.2006-27.10.2010 tarihleri arasında kendisine isabet edecek kar payının tahsilini ve ortaklığın tasfiyesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu