Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını "…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…" ile sınırlı tutmuştur. Somut olayda dava bir alacak ya da tazminat davası olmayıp borçlu bulunmadığının tespiti istenmektedir. Ortada henüz herhangi bir karşı dava ya da ödeme yokken, olası karşı davanın ya da eldeki davanın istirdata dönüşmesi gibi ihtimallerin değerlendirilmesi suretiyle dava şartlarının geniş yorumlanması ve vatandaşların adalete erişiminin engellenmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle menfi tespit davası “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmayıp, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi değildir. Yukarıdan beri açıklanan nedenlerle menfi tespit davası açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmasının bir dava şartı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle HMK m. 353/1-a.4 düzenlemesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

    Sigorta A.Ş. tarafından ilamlı icra dosyasında 136.587,21 TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin maddi tazminat alacak kalemleri bakımından icra müdürlüğü tarafından hazırlanan kapak hesabı doğrultusunda olduğu, söz konusu hesaplamanın maddi tazminata ilişkin mahkeme ilamına uygun olduğu, maddi tazminata ilişkin asıl alacak ve ferilerinin bu şekilde ödenmiş olduğu, ancak maddi zarara ilişkin icra yargılama giderlerinin -icra vekalet ücreti dışında- hesaplamaya dahil edilmediği anlaşıldığı, ancak kapak hesabında icra vekalet ücreti 7.864,16 TL olarak hesaplandığı, davalı borçlunun toplam icra vekalet ücreti sorumluluğu bu tutarın çok üstünde olduğu, bu durumda davalı borçlunun sorumlu olduğu manevi tazminat alacak kalemlerine, toplam sorumlu olduğu takip çıktısı üzerinden hesaplanacak tahsil harcı ilave edilmeli ve toplam sorumlu olduğu icra vekalet ücretinden yukarıdaki tutar çıkarılarak davalı borçlu sigorta şirketinin sorumlu olduğu bakiye hesabı olarak 150.000,00 TL (Manevi Tazminat) asıl Alacak...

      İlk Derece Mahkemesince, 6769 sayılı Yasa'nın 151/2-c maddesine göre maddi tazminat yönünden bir araştırma ve inceleme yapılmadan davanın reddi cihetine gidilmiş olup, davada HMK 107 maddesinde ifade edildiği şekilde alacak miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belli olmadığından HMK 362/1-a maddesinde sözü edilen kesinlikten söz edilmesi mümkün değildir. Davacının red edilen maddi tazminat davasının açıklanan nedenlerle temyizi kabildir. Kaldı ki eldeki davanın bir an için HMK 109 maddesinde belirtilen kısmi dava olarak kabulü halinde dahi HMK 362/2 maddesi gereğince de alacak miktarının tamamı henüz belirlenmeden dava red edildiği için de maddi tazminat davası yönünden temyiz yolu açıktır....

        Davalı ... vekili, müvekkilinin kusuru bulunmadığını ve talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Tekstil San. Tic.A.Ş.adına iflas idare memurları ise, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ve kusur oranını kabul etmediklerini belirterek,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 1.358,76 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Sigortadan müştereken ve müteselsilen tahsiline; aynı miktarın iflas masasında davacı adına alacak olarak kaydedilmesine; 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ...'...

          Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacı ... için 53.229,45 TL, sürekli, 1.159,89 TL geçici iş göremezlik zararı ile 503.39 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 54.928,73 TL, davacı ... için 1.050,45 TL maddi tazminat ile davacı ... için 5.500 TL, davacı ... için 3.000 TL, davacı ... için 2.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar ... ve ...'nin fazlaya ilişkin istemleri ile davacı ...'nın maddi tazminat talebi ile manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen 2008/90 ve 2008/134 sayılı dosyalarda ise ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/6495 sayılı takip dosyası yönünden itirazın kısmen kabulü ile, icra takibinin 17.448,81 TL asıl alacak, 588,94 TL faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak yargılamayı gerektirir nitelikte olmakla icra inkar tazminatı talebinin reddine, ... 4....

            SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent uyarınca kabulüne, mahkeme kararının hüküm kısmında A)-2. maddesinde yazılı olan “Tarafların tazminat istemlerinin reddine” kelimelerinin iptâline, yerine “Asıl alacak üzerinden hesaplanan 7.996,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalının tazminat isteminin reddine” kelimelerinin yazılmasına, hükmün değiştirilen bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan, bakiye 2.863,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 30.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/134 KARAR NO : 2022/178 DAVA : Tazminat DAVA TARİHİ : 21/02/2022 KARAR TARİHİ : 01/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı Tazminat davasının karara çıktığını, o tarihte avukatı olan Av. ... tarafından kazada sorumluluğu bulunan sigorta şirketlerinin ... Aş. Ve ... Aş. İle temasa geçerek tazminat alacakları yönünden görüşmeler yapılarak sigorta poliçeleri yönünden ödemelerin istenildiğini, ... ayında İstanbul ... İcra Müdürlüğünde açılan ilamlı alacak dosyaları üzerinden tazminat alacakları için avukatının girişimleri olduğunu, 1. Ameliyat parası, 2....

                Bölge Adliye Mahkemesince; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin maddi tazminat miktarının hesaplanma yöntemi ve miktarına, kasap dükkanı işleten davacı ...’ın destek tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından davacı ... lehine destek tazminatına hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiş, belirsiz alacak davası olarak açılan davada alınan ek hesap raporundan sonra davacılar vekili tarafından sunulan 10/01/2019 tarihli dilekçenin maddi tazminat ve faizi bakımından bedel artırım dilekçesi, 28/02/2019 tarihli dilekçenin de manevi tazminat yönünden talebi yönünden faiz bakımından ıslah dilekçesi olarak kabul edilerek, ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlar bakımından haksız eylem tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinden davacılar vekilinin faize ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf istemleri yerinde bulunarak HMK m. 353/1-b.2 uyarınca ilk derece...

                  Bu haliyle, rücuan alacak davasının dayanağı olan ve onanarak kesinleşen ilamda, mahkemece itibar edilen kusur raporunun, temyiz hakkı dahi bulunmayan ihbar olunanı, gerek tarafı bulunmadığı kesinleşen tazminat davasında, gerekse davalısı olduğu işbu davada(rücuan alacak davası) bağlamayacağı açıktır, aksi halin kabulü, hukuki savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelecektir. Bu durumda yapılacak iş, rücuen alacak davasının davalısı olan işçi ...'ın, hükme esas alınan kusur raporuna ilişkin gerek işkazası nedeniyle tazminat davasında ihbar olunan sıfatı ile, gerekse işbu davada davalı sıfatı ile yaptığı itirazları dikkate alınarak; tamamı işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanı maden mühendisi bilirkişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden kusur raporu alındıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesinden ibarettir....

                    107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olduğunu, davanın gerçek değeri belirli olduğunda eksik harç taraflarınca ikmal edileceğini, ---- sayılı ---- Belirsiz alacak davası başlıklı 107. maddesinde; "(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir." dendiğini, müvekkiline ait tazminat miktarı açıkça belirlenebilir nitelikte olmadığından alacaklarının tespiti bilirkişi incelemesi gerektirdiğinden uyuşmazlık konusu bütün alacak için zaman aşımını kesmek ve ileride tespit edilecek bütün alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini temin etmek amacıyla belirsiz alacak davası niteliğinde yukarıda anılan kanun maddesinden yararlanarak iş bu davayı açmış bulunduğunu beyan ve talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu