Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde; murislerinden kalan ve hissedarı olduğu 254 ada 79 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki muhtesat için yapmış olduğu masraflar bakımından daha önce sebepsiz zenginleşme sebebiyle kısmi alacak davası açtığını, bu davada lehine 100 TL hükmedildiğini beyan ederek, bakiye kısmın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı zaman aşımı defi ileri sürerek davanın öncelikle bu sebeple reddi gerektiğini savunmuştur....

Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda; ipotek verdiği taşınmaz icra marifetiyle satıldığına göre; davacı taşınmazın ihale tarihi itibariyle gerçek değerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalı taraftan talep edebilecektir. Davacının gerçek zararı, ipotek verdiği taşınmazın ihale tarihi itibariyle gerçek değeridir. O halde Mahkemece; öncelikle dosyanın konusunda uzman bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden ihale tarihi itibariyle gerçek zararın belirlenmesi konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

    Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin, başka bir kimsenin zararına, malvarlığının sebepsiz artışından faydalanmasıdır. Daha dar bir anlamda, borç olmayan bir edimin iadesinden de bahsedilir. Sebepsiz zenginleşme borcun kaynaklarından biridir ve kanuna dayanır. Gerçekten de zenginleşenin fakirleşen karşısında bir borcu vardır ve bu borç kanunun kendisine dayattığı bir borçtur. Eğer ilki diğerine zenginleşmeyi iade borcu altına girerse, borç sözleşmesel ve iradî bir hâl alır. Sebepsiz zenginleşme rejimi, TBK 77 ilâ 82’de düzenlenmiştir. Hükümler iki kategoriye ayrılabilir: Sebepsiz zenginleşme borcunun şartları, TBK 77 ve 78’de belirlenmiştir, TBK 81 ve 82 de bu kapsama dâhil edilebilir. - Sebepsiz zenginleşmeden doğan borcun hükümleri, TBK 79 ve (ikincil olarak) 80’de düzenlenmiştir. Borç kaynakları içinde sebepsiz zenginleşme kurumu özel bir yere sahip olup uygulama alanının tespit edilmesi, belli basit olasılıklar haricinde güçlük teşkil eder....

      Dava konusu uyuşmazlık; tapulu taşınmaza ilişkin adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK'nın 77 ve devamı maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

        Davada, harici sözleşme ile ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre tahsili talep edilmektedir. . 6098 sayılı TBK'nun 77-82(818 sayılı BK'nun 61-66) maddelerine göre sebepsiz zenginleşme, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından veya emeğinden yararlanma olarak açıklanmıştır. Bu yararlanma miktarının iadesine yönelik talep hakkı ise kaynağını haksız değer kaymalarının önlenmesi amacından alır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun adaleti sağlama işlevi yanında en önemli işlevlerinden biri de tam bir eski hale getirme yükümlülüğü taşımasıdır. Dava konusu ....08.1990 tarihli harici tarla satış sözleşmesi ile davacının davalıya ait ....600 m² taşınmazını ....000.000 TL bedelle satın almasından sonra taşınmazın tapuda devri yapılmadığı için geçersiz sözleşme gereğince taşınmazın davacıya devri mümkün değildir(TBK'nun 237, (BK'nun 213), TMK'nun 634, Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60.maddeleri)....

          Aksine, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun maddeleri olduğu, davanın genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi ve Yargıtay Hukuk ve Ceza Daireleri İş Bölümü Üçüncü Hukuk Dairesi Başlılıklı 1. maddesinde “Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden)” kaynaklı davalarda görevli olduğu belirtildiğinden, konunun sebepsiz zenginleşme hükümlerini ilgilendirdiğinden, dosyanın 3. Hukuk Dairesinin görev dahilinde bulunduğu anlaşılmakta olup, dosyanın Hukuk İnceleme İş Bölümü Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 26.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kiralanan taşınmaz üzerinde yapılan faydalı masrafların tahsili istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak davası olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi ise, dava konusu alacağın kira ilişkisi nedeniyle yapılmış bir masraf olduğu, kira ilişkisinden doğan alacak davalarının sulh hukuk mahkemelerinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 Sayılı HMK.'...

              Mahkemece taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerden olup, iyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını 818 sayılı BK'nın 61 ve onu izleyen maddeleri (6098 sayılı TBK 77.madde) hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer malik veya maliklerinden isteyebileceğini, davacının vasiyetnamenin tenfizi davasının neticesinde taşınmaz üzerindeki iştirak halinin son bulması ve dahili davalıların tapu maliki olmaları halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre eda nitelikli alacak davası açma hakkı mevcut iken bu aşamada...

                Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. TBK'nın77/1 maddesine göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK'nın 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, sebepsiz zenginleşen elde ettiği zenginleşmeyi iade etmekle yükümlüdür....

                  İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Daha açık deyişle, sebepsiz zenginleşme; satışın yapılıp bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. İyileştirmeden doğan sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, iyileştirmenin satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu