den 4.000 TL'nin sebepsiz zenginleşme hükümlerince iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişler 02/06/2014 tarihli ıslah dilekçeleriyle takip dosyasına yaptıkları 9.102,00 TL'nin davalı ...'den istirdadına, bu taleplerin kabul görmemesi halinde ...'e ödenen 7.000 TL araç bedelinin istirdatına karar verilmesini istemişlerdir. Davalı ..., davacılardan 7.000 TL bedelli senetten kaynaklı alacağının olduğunu, bono bedelinin ödenmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., davalı ...'nin davacılardan bonodan kaynaklı alacağının olduğunu, ...'ye hiçbir şekilde ödeme yapmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafından sunulan gelir gider pusulasında '' 20.12.2011 tarih Reno araç alacak kalanı ... 2.700'' yazılı olduğu, davalı ...'in bu yazının kendi eli ürünü olduğunu kabul ettiği, bu nedenle davacıların araç satımı nedeniyle ödemeyi davalı ...'e yaptıklarının kabul edilmesi gerektiği, davalı ...'...
hükmü dikkate alınarak davacı tarafından icra takibinden sonra menfi tespit davası açılmaksızın icra dosya borcunun ödendiğini, icra takibine dayalı olarak yapılan ödemeyi artık sebepsiz zenginleşme hükmüne dayalı olarak isteyemeyeceğinin Özel Kanun düzenlemesi niteliğindeki İcra İflas Kanunu hükmü gereği olduğunu, davanın istirdat davası olarak açılamayacağını, BK hükümleri gereği sebepsiz zenginleşme şartları da oluşmadığını, sebepsiz zenginleşmenin, ikincil (talî) nitelikte olduğunu ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davasının gündeme gelemeyeceğini, aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacağını, sebepsiz zenginleşme davasının görülebilinmesi için "başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası...
hükmü dikkate alınarak davacı tarafından icra takibinden sonra menfi tespit davası açılmaksızın icra dosya borcunun ödendiğini, icra takibine dayalı olarak yapılan ödemeyi artık sebepsiz zenginleşme hükmüne dayalı olarak isteyemeyeceğinin Özel Kanun düzenlemesi niteliğindeki İcra İflas Kanunu hükmü gereği olduğunu, davanın istirdat davası olarak açılamayacağını, BK hükümleri gereği sebepsiz zenginleşme şartları da oluşmadığını, sebepsiz zenginleşmenin, ikincil (talî) nitelikte olduğunu ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davasının gündeme gelemeyeceğini, aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacağını, sebepsiz zenginleşme davasının görülebilinmesi için "başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası...
nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Yapılan bu açıklamalara göre zenginleşmenin; dava konusu taşınmazın, davacı tarafından davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Somut olayda ise; taşınmazda zilyet olduğunu açıklayan davacı, zilyetliğinin sona erdiğini ileri sürmediği gibi bu yönde bir delilde sunmamıştır....
Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Davacı ... almış olduğu kamulaştırma kararına dayanarak davalıya ödeme yapmış, ancak ödemenin dayanağı olan kamulaştırma kararının İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile yapılan ödeme sebepsiz kalmıştır. Bu durumda davacı ancak ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilir. Ayrıca, zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar. Taşınmazın zilyetliği alıcıya (davacı Belediyeye) devredilmiş ise, zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeye başlamaz....
dan alınmasına, davalı ... bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir .Sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, alacak talebinde bulunabilmek için fakirleşme ve zenginleşme anının gerçekleşmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme, ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Kural olarak davacı, davalıdan taşınmaz üzerinde yaptığı muhtesat ve faydalı giderler nedeniyle taşınmazın satış bedelinde bir artış olmuş ise, bu artan değerin davalının payına isabet eden miktarını sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca isteyebilir.Somut olayda, davaya konu taşınmaz, üzerindeki şeftali ağaçları ile birlikte davalı ...'a satılmış, satış parası da dağıtılmıştır. Artık davacı taşınmaza yaptığı masrafları diğer paydaş olan davalı ......
Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun 61.maddesinin 1.cümlesine göre, haklı bir neden olmaksızın başkasının zararına zenginleşen kimse, onu geri vermek zorundadır. Sebepsiz zenginleşmeden sözedilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; sebepsiz zenginleşme gereğince taşınmaz satışından kaynaklı alacağa dair itirazın iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı taraf, davasının TBK'da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğunu ileri sürmektedir. Bununla birlikte bir davada anlatım taraflara, niteleme ise HMK'nın 33. maddesi ışığında mahkemeye aittir. Somut olay bakımından davalı tarafça davacı aleyhine sözleşmeden kaynaklı alacak istemi ile icra takibi başlatılmış olup davacı taraf sözleşmenin feshi nedeni ile borçlu olmadıkları parayı icra baskısı altında ödemek durumunda kaldıklarını iddia etmiştir. Her ne kadar davacı tarafça huzurdaki davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte olup davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Emsal ilamlar: Yargıtay 19....