Mahkemece, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 14.06.2004 tarihinde düzenlenen gayimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın dava dışı kooperatife olan borçlarından davalının sorumlu olduğu iddiasıyla açılan alacak davasıdır. Mahkemece; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan hakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı ile davacı ... ... arasında imzalanan 14.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kazanılan hakların 14.06.2009 tarihine kadar geçerli olacağı, bu nedenle davaya konu 19.11.2012 tarihinde düzenlenen kooperatif borçlarından dolayı düzenlenen senetler nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin olarak davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığı gerekçe gösterikmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirmek gerekir ki; satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemlerinde uygulanacak zamanaşımı süresi 6098 sayılı T.B.K....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Dava konusu 748 ada 13 parsel sayılı taşınmaz tapuda satış vaadinde bulunan ... adına 1886/2400 oranında paylı mülkiyet şeklinde kayıtlıdır....
Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince, davacı ile davalı, dava konusu 194 parsel sayılı taşınmazın maliki olan kök muris Yusuf Durmaz’ın mirasçıları olup satış vaadi sözleşmesi elbirliği malikleri arasında yapılmıştır. Satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin davalarda elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....
Sözleşme konusunun aynen yerine getirilmemesi durumunda ise satış vaadi sözleşmesinin vaat alacaklısı olan taraf tazminat isteyebilir. Davadaki ikinci kademedeki istemin nedeni budur. Somut olayda; satış vaadi sözleşmesi geçerli olduğundan sözleşme alacaklısı davacı satış vaadine konu payın dava tarihindeki değerini isteyebilir. Ancak davacının satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin sadece 4.000,00 TL sini ödediği anlaşılmaktadır. Mahkemece satış vaadine konu payın dava tarihindeki değeri hesaplatılarak, bu bedel davacının ödediği 4.000,00 TL ye oranlanmalı ve hebaplanacak bu değer hüküm altına alınmalıdır. Açıklanan hususlar bir yana bırakılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/12/2021 NUMARASI : 2021/30 E - 2021/511 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında Babaeski Noterliği' nin 03.09.1997 tarih ve 08907 yevmiye numarasına kayıtlı alarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlenmiş olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bağlayıcı bir anlaşma olmakla birlikte, vaat borçlusuna, ileride sözleşme konusu taşınmaz ile ilgili olarak taşınmaz satış sözleşmesi yapma borcu yükleyeceğini, ayrıca taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, kural olarak tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, sözleşme gerekleri doğrultusunda, vaat borçlusu, taşınmaza ilişkin satış sözleşmesini yapmakla, vaat alacaklısı da taşınmazın satış bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili ile...
KARŞı OY Davacının satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı fiili bağımsız bölümler için yeniden katkı payı talep etmesi TMK'nun 2.maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılmasıdır. Davacının satış vaadi alacaklısı sıfatıyla, fereğa icbar(satışa zorlama) davası yoluyla tapu iptal/tescil, bunun mümkün olmaması durumunda ödediği bedel için alacak davası açma imkanı mevcuttur. Bu nedenlerle, satış vaadine konu olan fiili bağımsız bölümler hesaba katılmadan, katkı payı alacağına hükmedilmek üzere temyiz edilen hükmün bozulması gerektiğini düşünüyor; Değerli çoğunluğun onama kararına bu sebeple katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşme, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olup, dava bu sözleşmeden doğan menfi ve müsbet zarara ilişkindir. Mahkemece yapılan nitelendirme gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteminden ilişkin olup, 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....
KARAR Davacı, davalı alacaklı ile 1.6.2012 tarihinde haricen imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu ileri sürerek davalı tarafından ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/13807 E. sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibinin iptali ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereğince davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, uyuşmazlığın taşınmazın aynından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu, taşınmazın aynından kaynaklanan davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğundan HMK. 12. maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer olan .... Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davadaki istemin dayanağı, biçimine uygun düzenlenmiş 17.08.1998 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesidir. Sözleşmenin tarafları davacı Kenan ile vaad borçlusu Cevdet'tir. Anılan sözleşmenin davalılar arasındaki 03.06.1996 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanılarak yapıldığı, davacıya satış vaadinde bulunan yüklenici Cevdet'in arsa sahiplerinden kazanacağı kişisel hakkını 17.08.1998 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile davacıya alacağın temliki hükümlerine göre temlik ettiği görülmektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Burada satış vaadinde bulunan tarafın borcu bir taşınmazı veya yapıdaki binanın bağımsız bölümü mülkiyetini vaad alacaklısına geçirmek, vaad alacaklısının borcu ise yapılacak temlik işleminin bedelini (satış bedelini) vaad borçlusuna ödemektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 24.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 28.08.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve pay tescili istemine ilişkindir. Karşı davada ise; satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiasına dayalı satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 28.08.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir....