Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen davada, davacılar vekili; asıl davaya konu kazada ölen Muhammed'in kardeşi olan davacıların ölüm olayı nedeniyle manevi zarara uğradıklarını belirterek herbir davacı için 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, davaya konu kazada davacılar murisi asli kusurlu olduğundan davacıların tazminat talep hakkı bulunmadığını, davalı aracının sigortacısı tarafından davacılara tazminat ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiğini, manevi tazminat için miktar belirtmeyen davacıların manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesinin "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmenin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir ...." hükmünü haiz olduğu, davanın manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacıların davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağı miktarını kendilerinin belirleyebileceği ve davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı ya da değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilme imkanının bulunduğu, manevi tazminat isteminin manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmı veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davacının dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı ancak davanın belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığı, bu durumda HMK'nın 114/1-h maddesi gereğince davacının hukuki yararının bulunmadığı...

      de temerrüd tarihi olan 24/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar ..., ... ve ... için maddi tazminat talebi, mütevvefa için defin cenaze yol masrafı olan 250,00 TL alacak talebi, davacı ... için çalışamamaktan kaynaklı 250,00 TL alacak talebi ile tüm aile bireylerinin tedavi, yol ve ilaç giderlerinden kaynaklı 250,00 TL alacak talebi yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.500,00 TL manevi tazminat, davacı ... için 7.500,00 TL manevi tazminat, davacı ... ... için 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminatı olay tarihi olan 02/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ... Turizm Ltd. Şti'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... Tur. Sey....

        Faiz alacağı zaman geçtikçe doğan bir alacak olmakla, dava açıldığı tarihten geriye doğru hesap edilebilecek zamanaşımı süresi için istenebilir. Borçlar Kanunun 131. maddesi(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 152.md) gereğince asıl alacak zaman aşımına uğradığından faiz ve diğer ek haklarda zamanaşımına, uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. Borçlar Kanununun 133/2. maddesince(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 154/2 md.) alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur. ... kazasından doğma maddi ve manevi tazminat alacağı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146.md) gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Faiz alacağının ayrı bir davaya konu olmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. faiz isteği, asıl alacağın bir bölümü olmadığından, ayrı bir alacak niteliğindedir....

          Manevi zararın tespiti istemine ilişkin olarak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır....

            Öğretide ve Yargıtay Kararlarında manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılamayacağı, ıslah yoluyla da talebin artırılamayacağı benimsenmektedir. Manevi tazminat bir bütündür. Duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılması veya yeni bir dava açılarak istenmesi mümkün değildir. Manevi tazminatın takdirinde hakime çok geniş takdir yetkisi verilmiştir. Ödemenin uzaması, paranın değerindeki düşüşler, enflasyon nedeni ile alım gücünün azalması gibi etkenlerle hükmedilecek miktarın faizi ile birlikte tahsilinin, zararı karşılamaktan uzak olması, manevi tazminatın bölünerek istenmesini haklı göstermez. O halde manevi tazminat istemi, manevi tazminatın bölünmezliği kuralına aykırı biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107. maddesine göre dava yolu ile tespiti de istenemez. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı ......

              HMK nın 107. maddesine göre manevi tazminat davası belirsiz alacak olarak açılamaz ve manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereği de dava dilekçesinde gösterilen miktar sonradan artırılamaz. O halde, davacıya dava dilekçesinde talep ettiği------ ne kadarlık kısmının manevi tazminata ilişkin olduğu açılattırılarak, bu miktara hükmedilmesi gerekirken manevi tazminata ilişkin de belirsiz alacak açılabileceği kabul edilerek ------------ manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir." şeklindeki gerekçeyle manevi tazminatın maddi tazminat ile birlikte talep edilmesi halinde, talebin açıklattırılması, ona göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde, maddi ve manevi tazminat taleplerinin olduğunun beyan edildiği, ancak taleplerin ayrıştırılmadığı görüldüğünden, davacılar vekiline açıklama yapması için süre verilmiş, davacılar vekili vermiş olduğu dilekçede,--- maddi, ----- manevi tazminat talepleri olduğunu beyan etmiştir....

                Dava değeri olarak 10.000,00 TL olduğunu, açtıkları belirli alacak davası niteliğindeki manevi tazminat davasının konusu tehdit sebebiyle manevi zararın tazmini istemi olduğunu açıklamıştır. İDM'nce manevi tazminat davasının kısmi yada belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle hukuki yarara ilişkin dava şartlığı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. (II) 7251 Sayılı Kanunun 7.maddesiyle değişik 6100 sayılı HMK.'...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki-alacak-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın ipoteğin fekki ve alacak yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tazminat yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                  Somut olayda, davacının işleteni olduğu ... plakalı aracın 01.03.2016 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle (sigortalı olduğu dönemde) yapılan yargılama sonucu aleyhine manevi tazminat ve yargılama giderine hükmedilmiştir.Araç genişletilmiş kasko sigorta sözleşmesine göre manevi tazminat açısından 100.000,00 TL ve hukuksal koruma için 5.000,00 TL limitli teminat altına alınmıştır.Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09.06.2017 tarihinde verilen kararı ile 25.000,00 TL manevi tazminata, manevi tazminat yönünden 3.000,00 TL, maddi tazminat yönünden 1.980,00 TL vekalet ücretine, 317,45 TL yargılama gideri ve 29,20 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği, yargılama sırasında davanın sigorta şirketine ihbar edilmediği anlaşılmıştır. Sözkonusu Mahkeme ilamının Antalya ......

                    UYAP Entegrasyonu