GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Hükümlü, Mahkemenin 14/09/2005 tarih ve 2002/1850 esas, 2003/363 karar sayılı uyarlama ilamı ile TCK'nın 191/1-2 ve 62. maddeleri uyarınca verilip kesinleşen 10 ay hapis cezası ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinden dolayı memnu haklarının iadesi talebinde bulunmuş ise de; Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından söz konusu hüküm hakkında uyarlama yapılması gerektiğinden, suç tarihi itibariyle hükümlünün bu suçu herhangi bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması mümkün olmadığından; bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik TCK'nın 191. maddesi...
Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata (para alacağına) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati ihtiyati tedbir konulmasını istemi, yukarıda izah edildiği üzere esasen ihtiyati haciz niteliğinde olduğu kabul edilmelidir....
Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.(Pekcanıtez/Atalay/ Özekes, a.g.e. , s. 877). İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler (haklar, taşınır ve taşınmaz mallar) hakkındaki davalarda alınır. Çekişmeli ve bu nedenle dava konusu olan şey (mesela, taşınır veya taşınmaz bir mal) hakkında önleyici nitelikte bir geçici hukuki koruma kararıdır....
Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız eyleme dayanan maddi, manevi tazminat isteğine (para alacağına) yönelik olduğu gibi; davacının geçici hukuki koruma istemi ihtiyati haciz olup; buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. İlk Derece Mahkemesi'nce istemin ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmiş olması yerinde görülmemiştir....
alacak miktarının 48.043,73 TL ve tedavi masraflarından kaynaklı alacak miktarının 797,42 TL olduğu anlaşılmakla talep ile bağlı kalınarak hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine ............." gerekçesi ile; "-Davacının davasının kabulü ile, Davalının % 62,33 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 48.043,73 TL ve yapılan tedavi masraflarından kaynaklı isteyebileceği alacağının 797,42 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; -Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin gelirin onay tarihinden itibaren, -Kurum tarafından yapılan tedavi masraflarından kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle...
Sendikası değil Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası olduğunu, davacının toplu ... sözleşmesi imzalandığı tarihte Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası üyesi olmadığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar altına alınan toplu ... sözleşmesinden davacının faydalanmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası tarafından Yüksek Hakem Kurulu kararına istinaden 56 kişilik üye listesi bildirildiğini ve bu 56 kişiye toplu ... sözleşmesinden kaynaklı ..., aralık, ocak ve şubat dönemi için hak ediş ödemesi yapıldığını, yine mart ayı hak edişinden 126 kişinin tamamına sendikal haklara ait ödemelerin yapıldığını, davacının sendikaya üye olduğuna veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu ... sözleşmesinden faydalandığına ilişkin sendika tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. 2....
Sendikası değil Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası olduğunu, davacının toplu ... sözleşmesi imzalandığı tarihte Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası üyesi olmadığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar altına alınan toplu ... sözleşmesinden davacının faydalanmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası tarafından Yüksek Hakem Kurulu kararına istinaden 56 kişilik üye listesi bildirildiğini ve bu 56 kişiye toplu ... sözleşmesinden kaynaklı ..., aralık, ocak ve şubat dönemi için hak ediş ödemesi yapıldığını, yine mart ayı hak edişinden 126 kişinin tamamına sendikal haklara ait ödemelerin yapıldığını, davacının sendikaya üye olduğuna veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu ... sözleşmesinden faydalandığına ilişkin sendika tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. 2....
Sendikası değil Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası olduğunu, davacının toplu ... sözleşmesi imzalandığı tarihte Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası üyesi olmadığını, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar altına alınan toplu ... sözleşmesinden davacının faydalanmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava dışı Özel Güvenlik ve Koruma İşçileri Sendikası tarafından Yüksek Hakem Kurulu kararına istinaden 56 kişilik üye listesi bildirildiğini ve bu 56 kişiye toplu ... sözleşmesinden kaynaklı ..., aralık, ocak ve şubat dönemi için hak ediş ödemesi yapıldığını, yine mart ayı hak edişinden 126 kişinin tamamına sendikal haklara ait ödemelerin yapıldığını, davacının sendikaya üye olduğuna veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu ... sözleşmesinden faydalandığına ilişkin sendika tarafından herhangi bir bildirim yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. 2....
Bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde ispat koşulu gerçekleşmiş olup, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekir. " denildiğini, söz konusu kararlardan bahisle ispat noktasında hiçbir mükellefiyetleri olmadığı gibi, olay tarihi itibariyle haklı davaya ilişkin alacağın da muaccel olduğunu, dolayısıyla geçici hukuki koruma yollarından olan ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken reddini yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/338 E. Sayılı dosyasında 22.05.2023 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri, tedavi gideri tazminatı ve manevi tazminat isteğine ilişkindir....
Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, hırsızlık, mala zarar vermek ve konut dokunulmazlığını ihlal eylemlerine dayalı maddi manevi tazminat (alacak) isteklerine ilişkindir. Davacılar vekilinin ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir isteminde bulunması hukuka aykırı ise de; ilk derece mahkemesince istemin ihtiyati haciz olarak kabul edilerek karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir....