Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. Eldeki davada istem, maddi manevi tazminat isteğine (para alacağına) yönelik olduğuna göre davacının geçici hukuki koruma tedbirine yönelik isteğinin de ihtiyati haciz olarak kabul edilip değerlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı şirket vekilinin bu hususa değinen istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Alacak haksız eylem iddiasına dayandığında 6098 Sayılı TBK.'...
ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 25,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren, kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 25,00 TL'nin sarf tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, parada sahtecilik Hüküm : 1- TCK'nın 197/3, 53, 5320 sayılı Kanunun 17. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- TCK'nın 268/1. maddesi delaletiyle 267/1, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında suç adının “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” yerine “iftira” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiş, kimlik bilgilerinin kullanılması sonucu mağdur hakkında başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yakalandıktan sonra serbest bırakılması, bilahare yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle, sanık hakkında tayin olunan cezanın TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır...
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... hakkında başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca arttırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, iftira HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK'nın 267/3. maddesi uyarınca arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 19.07.2018 TARİHLİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "1- Davacının davasının KABULÜ ile, Davalının % 30 kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacının davalıdan bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 29.447,72 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacağının 4.969,28 TL ve yapılan masraflardan kaynaklı isteyebileceği alacağının 878,18 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak; Hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin gelirin onay tarihi olan 11/04/2017 tarihinden itibaren,Hak sahibine ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin ödeme tarihi olan 23/12/2014 tarihinden itibaren, Kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf tarihi olan 23/12/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir....
Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata (para alacağına) yönelik olup; geçici hukuki koruma istemi de ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda: Dava, iş kazasından kaynaklı müteveffa Davut Gökdemir'in hak sahipleri tarafından açılmış maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir. Manevi tazminat istemi zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir....
GEREKÇE: İstinaf incelemesine konu iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebi ile açılan davada ihtiyati haciz talep edilmiştir. Bilindiği üzere, ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir....
G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinden kaynaklanmaktadır....