Belediye Başkanlığının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu işlemle ilgili davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığının tespitine karar verilmiştir. 3533 sayılı Kanun'un 1. maddesi hükmüne göre genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adalet mahkemelerinin görevi içinde bulunanlar kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümlenir. Davanın taraflarının, 3533 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu çekişmesizdir. Ancak, 3533 sayılı Kanun’da yer alan idareler arasındaki davaların; yine, bu yasa uyarınca ve mecburi hakem sıfatı ile çözümlenebilmesi için; öncelikle, uyuşmazlığın “adliye mahkemelerinin görevi içinde” yani “özel hukuka ilişkin olması” gerekir. Mecburi tahkim, 3533 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kuruluşlarının, özel hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklarının çözümünde uygulanmaktadır....
Bir uyuşmazlığın 3533 sayılı yasa gereği mecburi tahkim yoluyla çözümlenmesi için iki tarafında bu yasa kapsamında kalması gerekir.Davalı ... Kurumu Kanununun 1.maddesi “.. Kamu tüzel kişiliğine haiz idari ve usuli açıdan özerk, bu konuda hüküm bulunmayan durumlarda ise özel hukuk hükümlerine tabi ... kurumu kurulmuştur” düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince davalı kurum 3533 sayılı yasa hükümlerine tabi değildir.Bu açıklamalar gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel mahkemede görülmesi gerekir.Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın mecburi Hakem sıfatı ile görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 17.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın 3533 sayılı Kanun kapsamında olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır. ... Güvenlik Kurumunun hukuki statüsüne gelince; 5502 sayılı ... Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 1. maddesinde bu kanunu ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere, kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali açıdan özerk, bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu, Çalışma ve ... Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olduğu bildirilmiştir. Ayrıca aynı Kanunun 34. maddesinde Kurumun merkezi bütçe payı dışındaki gelirleri de gösterilmiştir. Diğer yandan; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 3/d maddesinde, münhasıran bu Kanun uygulanmasında ... güvenlik kurumlarının, bu Kanuna ekli IV sayılı cetvelde ... güvenlik kurumları olarak 5502 sayılı kanunla kurulan ... Güvenlik Kurumuna yer verilmiştir....
Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, davacı Toplu İş Sözleşmesinden doğan ücret alacakları ve ikramiye alacakları ile yasadan kaynaklı ilave tediye alacaklarını dava dilekçesinde ayrı ayrı talep etmiş ve ayrı ayrı ıslah etmiştir ve tüm bu alacaklar birbirinden ayrı alacak kalemleridir. Her bir alacak davası aynı zaman da bir tespit hükmü de içermektedir. Mahkemece hüküm altına alınan belirtilen alacaklar yönünden toplam rakam yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak bu yazım tekniği, usul ve yasaya aykırıdır....
Ayrıca özel kanun niteliğindeki 3533 sayılı Kanun’da bir değişiklik yapılmamış iken, genel kanun niteliğindeki HMK ile özel kanun hükümlerinin zımni olarak değiştirilmiş olması da söz konusu değildir. Çünkü açıkça düzenlenmedikçe genel kanun ile özel kanundaki düzenlememenin zımni olarak değiştirildiğinden de söz edilemez. Bu nedenle 3533 sayılı Kanun 4. madde gereğince kapsamına giren işlerde uyuşmazlığın kıdemli asliye hukuk mahkemesi hakimi tarafından incelenerek itirazı kabil bir karar verilmesi gerekir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; 3533 sayılı Yasa gereğince kıdemli asliye hukuk mahkemesi hakimi tarafından işin esasının incelenip uyuşmazlığın sonuçlandırılarak itirazı kabil bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Şu durumda söz konusu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ile Özel Bütçeli İdareler arasında yer almayan davacı Kurumun 3533 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı belirgin olup uyuşmazlığa mecburi hakem sıfatıyla bakılmasının mümkün olmadığı ......" şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1400 K sayılı ilamı ile yine benzer nitelikte Yargıtay 6 HD 2014/9170 K, Yargıtay 34 XX 604/37212 K ve Yargıtay 8 HD 2021/4452 K sayılı ilamları da nazara alındığında T3 3533 sayılı Yasaya tabi kurum olmadığı hususundaki içtihatların istikrar kazandığı, buna göre davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece, 3533 sayılı kanunun 4. maddesi gereğince davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1 / a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; 3533 sayılı kanun uyarınca hakem sıfatıyla verilen alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine 08.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, alacak (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 3533 sayılı Kanun'un 1. maddesi hükmüne göre genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adalet mahkemelerinin görevi içinde bulunanlar kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümlenir. Davanın taraflarının, 3533 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu çekişmesizdir. Ancak, 3533 sayılı Kanun’da yer alan idareler arasındaki davaların; yine, bu yasa uyarınca ve mecburi hakem sıfatı ile çözümlenebilmesi için; öncelikle, uyuşmazlığın “Adliye mahkemelerinin görevi içinde” yani “özel hukuka ilişkin olması” gerekir. Mecburi tahkim, 3533 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kuruluşlarının, özel hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıklarının çözümünde uygulanmaktadır....
"İçtihat Metni" Dava, 3533 Sayılı Tahkim Yasası'ndan doğan alacak istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, verilen hükmün temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası ve ilgili Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yüksek (4).Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına SUNULMASINA, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...