ne devredildiğinin belirtildiği ifade edilerek dosya kapsamına göre davalı işveren şirketler arasında devreden ve devralan işveren ve birlikte istihdam koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek işçilik alacaklarından davalı şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına hükmedilmiştir. Öte yandan davalılar vekilinin de, Diyarbakır 3. İş Mahkemesinin 2013/449 esas sayılı dava dosyası kapsamında davalı şirketlerin birleştikleri şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. Temyize konu dosya içeriği ile Dairemizin temyiz incelemesinden geçen benzer nitelikteki dava dosyaları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu işçilik alacaklarından davalıların müşterek müteselsilen sorumlulukları yönünde hüküm kurulması gerekirken, davalı ... İnşaat Nak. Gıda İth. İhr. Tic. Ve San. Ltd. Şti. yönünden husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....
ne devredildiğinin belirtildiği ifade edilerek dosya kapsamına göre davalı işveren şirketler arasında devreden ve devralan işveren ve birlikte istihdam koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek işçilik alacaklarından davalı şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına hükmedilmiştir. Öte yandan davalılar vekilinin de, ... 3. İş Mahkemesinin 2013/449 esas sayılı dava dosyası kapsamında davalı şirketlerin birleştikleri şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. Temyize konu dosya içeriği ile Dairemizin temyiz incelemesinden geçen benzer nitelikteki dava dosyaları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu işçilik alacaklarından davalıların müşterek müteselsilen sorumlulukları yönünde hüküm kurulması gerekirken, davalı ... İnşaat Nak. Gıda İth. İhr. Tic. Ve San. Ltd. Şti. yönünden husumet yokluğu sebebi ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkemece husumete yönelik araştırma ve inceleme yapılmadan, davalı şirketin davacının işçilik alacaklarından sorumlu olduğuna dair işin esasa yönelik olarak karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı taraf, sözleşme uyarınca işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürmekte iken, davalı taraf ise aynı alacaktan davacının sorumlu olduğunu, yapılan ödemelerin kendilerinden talep edilemeyeceğini, bu ödemelerin kendilerinden tahsili yoluna gidilecek ise hak edişlerinden işçilik alacaklarının mahsup edilmiş olması nedeni ile talep edilebilir davacı alacağı olmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemektedir....
İhale şartnamesi ve sözleşmelerde doğacak işçilik alacaklarından yüklenici şirketlerin sorumlu olacağının kararlaştırılmış olması asıl işveren belediyenin yasadan kaynaklı sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kural olarak iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyen nedenler ile sonlandırıldığının ispatı davalı işverene düşmektedir. İş sözleşmesinin 09/04/2018 tarihinde 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu işçiliğine geçirilememe sebebi (kod 40) ile sonlandığı, buna ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bildiriminde davacının iddiası ve davalının savunması yanı sıra diğer delillerle örtüştüğü anlaşılmaktadır. Davacının kamu işçiliğine geçirilememe sebebiyle iş akdinin feshedilmiş olması haklı bir neden teşkil etmeyip yasadan kaynaklı geçerli fesih nedeni oluşturur. İlk derece mahkemesince kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıldığına ilişkin değerlendirme yerindedir....
Mahkemesi'ne ilişkin işçilik alacakları yönünden her iki tarafın davacı işverene karşı müteselsilen sorumlu olmakla birlikte kendi iç ilişkilerinde taraflar arasında bulunan hizmet alım sözleşmesi kapsamı ile eki teknik şartnamede yer alan hükümler dikkate alındığında sözleşme ilişkisi esas alınarak yapılan belirlemede işçilik alacakları ile ilgili her türlü sorumluluğun davalı şirkete ait olduğunun kararlaştırıldığı, yapılan bilirkişi incelemesi kapsamına göre söz konusu işçilere ödenen işçilik alacaklarından davalı firmanın kendi dönemi ile tam olarak sorumlu olduğu, davacıya ait muavin defter kayıtlarının incelenmesinde ise davalının hakedişlerinden kesinti yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığının açıkça tespit edildiği, görüldüğünden davalı savunmalarına itibar edilmeyerek davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş, alacak tutarlarına ödenme tarihlerinden geçerli avans faizi yürütülmüştür....
Dava asıl işveren davacı idarenin, davalı alt işveren tarafından çalıştırılan işçiye ödemek zorunda kaldığı işçilik hak ve alacaklarından kaynaklı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında, asıl işveren, alt işveren ilişkisi mevcuttur. Rucü edilebilecek miktarın tespiti açısından taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve eki şartnamelerde hüküm bulunması halinde bu hüküm dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerekir. Hüküm bulunmaması halinde ise davalı alt işverenin kendi dönemiyle sınırlı olmak üzere davacı asıl işveren ile yarı oranında sorumlu olduklarının kabulü gerekir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2013/19323 Esas, 2016/2426 Karar sayılı ilamı) İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işveren dönemine isabet eden işçilik alacaklarında, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır, davalının son işveren olması da bu sonucu değiştirmez....
Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde 6 ve 38 maddelerinde yüklenicinin, işçinin her türlü hak ve alacaklarından sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Bu hükümler, Türk Borçlar Kanunu 167 maddesi ile düzenlendiği üzere müteselsil sorumlulukla ilgili olarak davanın tarafları arasında alt işverenin tam sorumlu olduğuna dair bir anlaşma yapıldığını göstermektedir. İş Kanunu 2 ve 6 maddeleri düzenlenmesine göre işçilik alacaklarından asıl ve alt işverenler müteselsilen sorumludurlar. Taraflar arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesi ve bu sözleşmenin ayrılmaz parçası kabul edilen Hizmet İşleri Genel Şartnamesi kapsamında işçilik ücretlerinden alt işveren sorumludur. Bu nedenle İş Kanunu'ndaki düzenleme nedeniyle alt işveren ile beraber müteselsil sorumlu olan davacı, davalı alt işverenlere rücu edebilecektir. Her alt işveren işçiyi çalıştırdığı süre itibariyle işçinin hak kazandığı işçilik alacaklarından sorumludur. 6552 sayılı yasa alt işverenlerin alt işverenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı işçi tarafından davacı asıl işveren kurum aleyhine ikame edilen işçilik davası sonucunda kurum tarafından ödenen işçilik alacaklarının davalı alt işverenlerden rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi hükümlerine göre dava dışı işçinin işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, hizmet ücreti içinde her türlü işçilik alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir....
Taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesi nedeni ile dava dışı işçinin işçilik alacaklarından kaynaklı açmış olduğu dava sonucu işçilik alacağına hükmedilmiş ve Yargıtay derecatından geçerek icra takibine konu edilip davacı tarafından icra dosyasına işçilik alacaklarının ödendiği ileri sürülmektedir. HMK m. 389: ''(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. '' hükmüne yer verilmiştir....
