Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemelerce, tensip tarihi itibariyle resmi senetteki bedelin, vadeli bir mevduat hesabında depo edilmesine karar verilerek yargılama sürecinin uzaması nedeniyle önalım bedelinde meydana gelecek değer kaybının önüne geçilmesi sağlanmış olacaktır. (Yargıtay 7.HD’nin 2022/2905 E - 2022/6333 K) Mahkemece önalım bedeli tensip tarihi itibariyle depo ettirilmemiş, satış bedelinin değerinde meydana gelen azalmanın önüne geçilmemiştir. Bu doğrultuda mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli şekilde rapor alınarak önalım bedelinin ön inceleme tarihinden bilirkişi incelemesi yapılan tarihe kadar nemalandırılması halinde ulaşacağı değer belirlenmeli, belirlenen bu miktardan depo edilen (nemalı veya nemasız) miktar ile nemalandırılmış ise nema miktarı çıkarıldıktan sonra aradaki farkın da depo edilmesine karar verilmesi gerekir....

olan davacı kanunu şufa hakkını kullanmak istediğini, dava konusu taşınmazdaki davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/07/2021 NUMARASI : 2018/100 2021/256 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) KARAR : Taraflar arasında görülmekte olan Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) istemine ilişkin açılan dava hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi başvurucu davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle : Davacıların maliki olduğu Antalya İli, Manavgat İlçesi, Örenşehir Köyü 124 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak Manavgat Orman İşletme Müdürlüğü tarafından taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığı iddiası ile Manavgat 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/106 Esas sayılı dosyasına dava açtığını, yapılan yargılama sonunda taşınmazın tapu kaydının iptaline ve taşınmazın orman vasfı ile hazine adına tesciline karar verildiğini ve verilen hükmün 12/09/2014 tarihinde kesinleşerek davacılar adına olan tapu kaydının iptal...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapunun haksız ele geçirilmesinden kaynaklanan tazminat davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 07/04/2021 gün ve 2020/8905 Esas – 2021/4997 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R – Davacılar vekilinin karar düzeltme dilekçesinin temyiz defterine kaydedilirken Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 25.01.1985 gün ve 1984/5 esas 1985/1 sayılı kararı uyarınca karar düzeltme harcı hesaplanarak temyiz edenden istenip istenmediği araştırılarak harç istenmiş ve yatırılmış ise makbuzunun, istenmesine rağmen harç yatırılmamış ise, bu konuda mahkeme kalemince tanzim edilen belge varsa, bu belge dosya içine konulduktan, Mahkeme kalemince belge tanzim edilmemiş...

    Önalım hakkı kullanılınca paydaş payını yasal önalım hakkını kullanan diğer paydaşa devretme yükümlülüğü altına girmektedir. Böylece önalım hakkı taşınmaz mülkiyetinin dolaylı sınırlama biçimlerinden birisidir. Bu hak kullanılmadığı sürece ortada bir kısıtlama olmayıp, önalım hakkının kullanılmasıyla birlikte ortaya çıkar. Yasal önalım hakkının kullanılması, ancak paydaş olmayan birisine yapılan satışta söz konusu olur. Önalım hakkı eskisi gibi irade bildirimi ile değil, ancak alıcıya karşı dava açılarak kullanılabilir. Bu hakkın dava dışında kullanılması olanaklı değildir. Önalım davası yenilik doğuran bir dava, kararı da yenilik doğuran bir karardır. Davalı, kurucu-yenilik doğuran haklardan sayılan şuf'a (önalım) hakkını kullanmıştır....

    Davalılar vekili, müvekkili ...’nun satış tarihi olan 26.05.2014 tarihinden önce taşınmazda hissedar olduğunu, bu nedenle müvekkiline karşı önalım hakkı kullanılamayacağını, davacının dava tarihinden önce müvekkilleri tarafından davacı aleyhine açılan kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasında önalım bedelinden daha fazla tazminat ödeyeceğini bildiğinden kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, bu davanın açılan kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasıyla birleştirilmesi gerektiğini beyan ederek ve bedelde muvazaa iddiasında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, önalım bedelinin kesin süre içerisinde depo edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....

      (AYM, E.1988/7, K.1988/27, 27.09.1988) Önalım bedelinin makul süre içerisinde depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle davacıyı, amaç dışında zenginleştirecek ve alıcı davalıyı da fakirleştirecek yorum ve sonuçlardan kaçınılmalıdır. Hakkın kullanılması hiç bir zaman davalının zararına olmamalıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2.maddesinde "adına payın tesciline karar verilmeden önce" ibaresi bulunmakta olup önalım davalarında paranın nereye ve ne zaman yatırılacağı hakimin takdirine bırakılmıştır. Mahkemeler ise çoğunlukla önalım bedelini nemalandırmaksızın mahkeme veznesine yatırılmasına karar vermektedir. Bunun yerine resmi bir bankanın mevduata uyguladığı en yüksek getiri sağlayacak şekilde vadeli hesaba yatırılmasına karar verilerek paranın değer kaybetmesinin önüne geçilmiş olacaktır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2016/13 Esas KARAR NO: 2021/392 DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payının Devri İşleminin Önalım Hakkı Nedeniyle İptali) DAVA TARİHİ: 23/12/2015 KARAR TARİHİ: 11/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payının Devri İşleminin Önalım Hakkı Nedeniyle İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; --------- ortağı olduğunu, ---------- ana sözleşmeye, prosedüre aykırı davrandığını, kendisine bildirim yapılmadan ve onayı alınmadan ----- hisse adedini ---- bedel olarak toplam --------karşılığı şirketin ---------- devrini yaptığını ve fakat kendisine hiçbir yazılı ya da noter kanalıyla bildirimde bulunulmadığını, yönetim kurulunun hisse devrini gizli olarak pay defterine işlediğini, kendisine ön alım hakkını kullanmaması için kasten bildirim yapılmadığını ve şirketin bağlı olduğu ve mevzuat gereği izni alınması gereken -------- da şirket hisselerinin izninin alınmış...

        Davalı ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında herhangi bir tapuda satış ve devir işlemleri olmadığını, haksız ve yersiz davanın reddine, maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Önalım bedeli, dava konusu hissenin satış bedeli olan 17.000,00 TL ile davalının tapuda ödemiş olduğu satış masrafı olan 340,00 TL olmak üzere toplam 17.340,00 TL dir. Yapılan incelemede davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, önalım hakkı için yasada aranan koşulların oluştuğu ve davacı tarafın verilen kesin süre içerisinde tapudaki satış bedeli ve masraflar üzerinden belirlenen önalım bedelini mahkememiz veznesine depo ettiği anlaşıldığından davanın kabulüne dair karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu İptali Ve Tescil ( Önalım Hakkından Kaynaklanan) istemine ilişkindir....

        Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Yüksek Mahkeme uzun süredir istikrar kazanan kararlarında fiili taksim halinde önalım hakkının kullanılamayacağına karar vermesinde bizce bir haklılık vardır....

          UYAP Entegrasyonu