Davacı kadın tanıklarının beyanlarına göre erkeğin güven sarsıcı davranış niteliğindeki eylemleri ispatlanmış olup bu hale göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken hatalı kusur belirlemesi sonucu erkeğin kusursuz olduğunun kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir....
birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava; ayrı yaşamakta haklılıktan kaynaklı önlem nafakası (TMK.nun 197. mad.) davası, birleşen dava ise; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara davacı-birleşen dava davalısı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Dairemizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller yönünden yapılan inceleme neticesinde; Asıl dava önlem nafakası davası, birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davasıdır. TMK.nun 197. maddesine göre, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkında sahiptir....
çıktığı, eşine saygı duymadığı,"sen askerlik yapmadın, sen ilaç kullanıyorsun, kendini erkek mi zannediyorsun, haddini bil, sen kendini bizimle bir mi tutuyorsun, sen sus konuşma, sen normal değilsin, sen bir şey bilmiyorsun" şeklinde eşini hor gördüğü, bu haliyle kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve kadının birleşen boşanma davasının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının akıl hastalığı nedenine ve pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile küçük arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, küçüğe fiilen bakan ebeveyn tarafından diğer ebeveyne yönelik nafaka talebinde bulunabileceği anlaşılmakla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, küçüğün yaşı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi davalı erkeğin istinaf talebini hukuki yararı olmadığından bahisle usulden reddetmiş, davacı kadının istinaf talebinin kabulü ile davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece birlik görevlerini ağır şekilde ihmal ettiği ve eşine ilgi göstermediği anlaşılmaktadır....
Asliye ceza mahkemesi dosyası ve toplanan deliller göz önüne alındığında, davalı kocanın eşine şiddet uyguladığı ve hakaret etmek suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurlu olduğu anlaşılmış bu bağlamda davacı-karşı davalı kadının açmış olduğu davanın kabulü, Karşı dava yönünden; Dinlenen tanıkların sözleri, soyut açıklamalardan ibaret, görgüye dayalı ve hükme esas alınamayacak özellikte beyanlar olup, bu bağlamda davalı-karşı davacı tarafın hem özel sebebe dayalı hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının kanıtlanmadığından ayrı ayrı reddine..."...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Tarafların her ikisinin de zihinsel engelli oldukları,14.04.2009 tarihi olan evlenme tarihinde ikisinin de hastalığının mevcut olduğu, hastalıklarının daimi olduğu, hastalıklarının halen devam ettiği, kronik olduğu, her ikisinde mavcut zeka geriliğinin evlilik birlikteliğini engelleyecek bir durum olduğunun sağlık kurulu raporunda bildirildiği, bu hale göre tarafların her ikisinin de evlenme tarihlerinde evlilik birlikteliğini engelleyecek derecede akıl hastası oldukları, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmaya karar verilemeyeceği, taraf ve vekillerinin evlenmenin mutlak butlanla batıl olduğundan iptaline karar verilmesi yönünden de herhangi bir talepleri olmadığından tarafların birbirine karşı açmış oldukları boşanma davası açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı ve ailesinin davacının hastalığını evlenmeden önce bildiklerinden dolayı davalı-karşı davacının evliliğinin nisbi butlan sebebiyle iptali...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Nafaka Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından açılan "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı koca Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde belirtilen terk hukuki nedenine dayalı açmış olduğu davasını 25.12.2013 tarihli dilekçesiyle ıslah ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına (TMK.md. 166/1) dayandırmıştır. Davacı-davalı koca ihtar talebinde bulunmakla, kadından kaynaklanan kusurları affetmiş veya en azından hoşgörmüş sayılır. Affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylara dayanılarak da boşanma kararı verilemez....
Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle kendisine kusur yüklenip yüklenemeyeceği, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 405 ... maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi. 3....