Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 1756 (2014/4) sayılı genelge hükümleri gereğince aile konutunun eşlerin aynı konutta ikamet etmeleri şartı arandığından bahisle müvekillinin talebi 12/08/2021 tarihinde reddettiği, ancak Türk Medeni Kanununda ve anılan genelgede açıkça hiçbir şekilde "eşlerin birlikte ikamet etmeleri" şartı aranmadığı, Aile konutu koruması kural olarak evliliğin devamı süresince söz konusu olup, evliliğin ölüm, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde ortadan kalktığı, Yargıtayın ayrı yaşama halinde aile konutu korumasının devam edeceği görüşünden hareketle, ayrı yaşama halinde aile konutu şerhinin konulmasının bir gereklilik olduğu açıkça görüleceği, Kişisel eşyaları dava konusu konutta bulunan ve yaşayabileceği başka bir evi de olmayan müvekkili ile aile konutunun davalının borçları nedeniyle satılmasını engellemek amacıyla Fatsa Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurduğunda başvurusunun reddedilmesi sebebiyle, şu an dava konusu gayrimenkulde yaşayan müvekkilinin...

Maddesi ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 1756 (2014/4) sayılı genelge hükümleri gereğince aile konutunun eşlerin aynı konutta ikamet etmeleri şartı arandığından bahisle müvekillinin talebi 12/08/2021 tarihinde reddettiği, ancak Türk Medeni Kanununda ve anılan genelgede açıkça hiçbir şekilde "eşlerin birlikte ikamet etmeleri" şartı aranmadığı, Aile konutu koruması kural olarak evliliğin devamı süresince söz konusu olup, evliliğin ölüm, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde ortadan kalktığı, Yargıtayın ayrı yaşama halinde aile konutu korumasının devam edeceği görüşünden hareketle, ayrı yaşama halinde aile konutu şerhinin konulmasının bir gereklilik olduğu açıkça görüleceği, Kişisel eşyaları dava konusu konutta bulunan ve yaşayabileceği başka bir evi de olmayan müvekkili ile aile konutunun davalının borçları nedeniyle satılmasını engellemek amacıyla Fatsa Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurduğunda başvurusunun reddedilmesi sebebiyle, şu an dava konusu gayrimenkulde yaşayan müvekkilinin...

Davacı kadın, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve rızası alınmadan davalı erkek eş Kutlay tarafından davalı şirket lehine ipotek tesis edildiğini iddia ederek, ipoteğin kaldırılmasına talep etmiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 02.11.2017 tarih, 2016/9065 esas ve 2017/12106 karar sayılı ilamı ile ipotek tesis işleminde davacının açık rızası bulunmadığı için davanın kabulüne karar verilmek üzere bozulmuş, bu karara karşı davalı şirket karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 194.maddesine göre aile konutu olduğu iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ve önceki malik davacının eşi adına tescili isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada mal rejiminden kaynaklanan bir istek bulunmadığına, mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.)...

      Hukuk Mahkemesinin 2022/6 Esas dosyası ile öğrendiğini, müvekkilinin halen eşi ve 4 yaşında Nehir ve 2 yaşında Ahmet adında çocuklarının olduğunu, tahminen 2017 yılından bugüne kadar aynı konutta oturduklarını, müvekkilinin başkaca bir konutunun bulunmadığını, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin emsal kararlarına göre; aile konutu şerhi bulunmasa dahi diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunun satışının yapılamayacağının açıkça içtihat edildiğini, müvekkilinin eşi tarafından davalıya yapılan satış işleminin müvekkilinin rıza ve açık muvafakati olmadan hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını, davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı Amasya Merkez İhsaniye Mah. 1771 ada, 6 parsel ve 13 numaralı taşınmazın kaydının iptali ile T5 adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Değerlendirme Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin ve malik olmayan eşin barınma hakkınının korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Malik olmayan eşin, aile konutunda ayni bir hakkı yoktur, şahsi hakkı vardır. Bu hak, taşınmazın parasal değerinin, taşınmazı devralan üçüncü kişiden istemeyi içermez. Ancak, ipotek tesisine ilişkin sözleşmenin hükümsüzlüğünün kanıtlanması halinde, ipoteğin kaldırılmasına, tapu iptali ile malik olmayan eş adına tesciline karar verilebilir. Somut olayda, davacı kadın, dava konusu taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil talep etmiş, bu talebinin kabul edilmemesi halinde davalı banka ve davalı ...'...

        olmadığını belirttiğini, Zeytinburnu'daki dairenin 25.09.2016 tarihinde satılıp akabinde dava konusu aile konutunun da kayın validesine devrinin hemen dört gün sonra 29.09.2016 tarihinde yapıldığını, tüm taşınmazlarda satış yapan ve aracı olan kişilerin aynı kişi olduğunu, davalıların çocuklarının geleceği için oluşturduğu mal varlığını tamamen sonlandırdıklarını, dava konusu aile konutunun muvazaalı ve yolsuz şekilde devri suretiyle satışının yapıldığını belirterek muvazzaa nedeniyle tapu da yapılan satış işleminin iptali ile adına tesciline, dava sonuna kadar devrin önlenmesi bakımından tapu kaydına tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın ve davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava konusu aile konutunun, dava tarihinden önce 06.03.2014 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takip sonucu cebri ihale ile satıldığı, açılan ihalenin feshi davasının reddedildiği ve kararın kesinleştiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Taşınmaz, dava tarihinden önce cebri ihale ile satıldığına göre, ipotek teminat işlevini yerine getirmiş ve hukuki varlığı sona ermiştir. Başka bir ifade ile, dava tarihinde hukuki varlığını devam ettiren bir ipotek mevcut değildir....

          Davacı koca adına kayıtlı bulunan aile konutunun tapu kaydı üzerine davalı kadının istemi ile 30.5.2003 tarihinde aile konutu şerhi konulmuştur. Taraflar 23.3.2005 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlardır. Davacı koca tarafından 27.9.2005 tarihinde aile konutu şerhinin kaldırılması için “boşandığı eşi” aleyhine temyiz konusu dava açılmıştır. Başka bir anlatımla davacı ve davalı “dava tarihinde” evli bile değillerdir. Bilindiği üzere Dairem uygulamasında eşler arasında boşanma davası varsa “Boşanma davasının “kesinleşme tarihi ile sınırlı” olarak aile konutunun şerhi gerekirken (M.K. md. 194) yazılı şekilde boşanmadan sonra da devam edecek şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. (Y2HD, 03.06.2003, 5022-8187, Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, : I....

            Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Davacı, aile konutu olduğunu ileri sürdüğü taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş ve vermiş olduğu tek taraflı yazılı muvafakatnamesinin bilgisi dahilinde imzaladığı belge olmadığını, dolayısıyla bu belgenin geçersiz olduğunu iddia ederek, ipoteğin terkini talep etmiştir.Davacı kişinin imza itirazında bulunmadığı anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu