Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Üzerine Konulan İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca açılmış, aile konutunun tapu kaydı üzerine diğer eşin istemiyle konulmuş ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup; nispi harca tabi ve alınması gerekli peşin karar ve ilam (nispi) harcının ipotek akit belgesinde gösterilen bedel üzerinden alınması gerekir. Mahkemece, dava değeri olarak gösterilen bedel ipotek bedelinden az olduğundan; davacıya eksik harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca süre verilmiş; verilen süre içinde harç tamamlanmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ile davalılardan....’in hükümden sonra 30.06.2015 tarihinde boşanmış oldukları anlaşılmaktadır. Aile konutunun hak sahibi tarafından devrine ilişkin tasarruf işlemine rızası gereken eş, işlemin rızası alınmaksızın yapıldığını, konutun bu vasfını devam ettirmesi şartıyla ve evlilik devam ettiği sürece ileri sürebilir. Evliliğin sona ermesi, aile konutuyla ilgili işlemi rızaya bağlı olmaktan çıkarır ve Türk Medeni Kanunu 194. madde etkinliğini yitirir. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre, açılan dava konusuz hale gelmiştir....

      Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. TMK'nın 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle sözkonusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızası şarttır. Somut olayda;toplanan delillere,tanıkların somut beyanları ve tapu kayıtlarına göre taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.İpotek tesis işlemi sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır....

      Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma emredici niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi, eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir. Eş söyleyişle aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde tek başına aile konutunu bir ayni hakla sınırlandıramaz....

        HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz,” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. TMK 194. Maddesinde vücut bulan aile konutunun devri veya sınırlandırılmasında gerekli olan eş rızası, evlilik birliği ve aile konutu vasfı devam ettiği sürece hukuki himaye sağlayan,emredici, şahısla kaim, devir ve intikali mümkün olmayan kanundan doğan bir haktır....

        Öte yandan şayet tapu iptal edilip yeniden ölen eş adına tescil edilirse, mirasçı konumundaki sağ kalan eş, elbirliği (TMK. m. 640/2, 701) halinde paydaş (malik) konumuna geleceğinden ve elbirliği hali devam ettiği sürece kendisinin rızası olmadan tapuda devir işlemi yapılamayacağından (TMK.m.702/2), artık TMK.nun 194/3 maddesi gereğince tapu kaydına aile konutu şerhi verilmesine de gerek kalmayacaktır. Dolayısıyla aile konutu şerhi davasının devamı yönünden hukuki bir yarar kalmamıştır. Mahkemenin aile konutu şerhi davası yönünden verdiği hüküm sonucu itibariyle doğrudur.Ancak yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere tapu iptal ve tescil davasının konusu ve davacın hukuki yararı devam etmektedir. Mahkemece, tapu iptal ve tescil davası yönünden yargılamaya devamla, yapılan soruşturma toplanan delilere göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmektedir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, eşler arasında evlilik birliği içinde edinilen taşınmazların muvaazalı satışının iptali ile yeniden davalı eş ... adına tescili isteğine ilişkin olduğundan ve Türk Medeni Kanununun Aile Hukukuna ilişkin hükümlerine göre karar verilmiş olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 27.04.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki “ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesince “davanın kabulüne” dair verilen 05.02.2013 gün ve 2011/362 E., 2013/77 K. sayılı karar, davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.05.2014 gün ve 2014/9150 E., 2014/10999 K. sayılı kararı ile; "…1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı şirketin aile konutu şerhi konulmasına ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı şirketin ipoteğin kaldırılmasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince: Dava konusu taşınmazın aile konutu olarak özgülendiği tartışmasızdır. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi gereğince, taşınmaz üzerinde hak sahibi olan eşin tasarrufu, diğer eşin açık rızasına bağlıdır....

              HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." denilmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 10.07.2017 tarih ve 2016/16257 Esas- 2017/8657 Karar sayılı ilamında; "Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca "Aile Konutu''; eşlerin varsa çocuklarının bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdikleri, acı ve tatlı günlerin içinde yaşandığı anılarını taşıyan konuttur....

              SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halin temyiz edene iadesine, 05.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu