Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir. Bu durumda; Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca malik olan eş tarafından diğer eşin açık rızası alınmadan aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması durumunda yapılan bu işlemin “geçerli” kabul edilemeyeceği emredici hüküm gereğidir. Diğer eşin geçerli olmayan işlemin iptali için dava açabileceği kuşkusuzdur. Aile konutunun maliki olan eş tarafından, aile konutunun “tek başına” ipotek edilmesi, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, diğer eşin aile konutu üzerinde var olan hakkının sınırlandırılması sonucunu doğurur. Bu durumda malik olmayan eşin de “açık rızası” alınmalıdır. Bu açıklamalar, davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunun sabit olması hali içindir. Taşınmazın aile konutu olduğunu ispat yükü ise TMK'nın 6. ve HMK'nın 190. maddeleri gereğince, bu yönde iddia sahibi olan davacıdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu İptali ve Tescil - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı ... Akay tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması talebinde bulunmuş, bu dava 14.5.2015 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin üçüncü fıkrası, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanun'la değiştirilmiş, yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu değişiklik 6518 sayılı 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması ve bu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması(TMK m. 194) istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz,” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. TMK 194. Maddesinde vücut bulan aile konutunun devri veya sınırlandırılmasında gerekli olan eş rızası, evlilik birliği ve aile konutu vasfı devam ettiği sürece hukuki himaye sağlayan,emredici, şahısla kaim, devir ve intikali mümkün olmayan kanundan doğan bir haktır....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalılardan banka yararına ipotek verildiğinden bahisle ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Evlilik, sadece boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinin "Aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer....

      Anılan Kanun'un 194. maddesine ilişkin gerekçede aile konutu "Eşlerin bütün yaşam faaliyetlerinin gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir mekan" olarak tanımlanmış, öğretide de bu kavram unsurları genişletilmek suretiyle benzer şekillerde ifade edilmiştir. Aile hayatı için büyük bir önemi haiz olan bu kuruma TMK'nın çeşitli hükümlerinde yer verilmiştir. Şöyle ki: Türk Medeni Kanunu'nun “Eşlerin hukuki işlemleri” başlıklı 193. maddesi: “ Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.” şeklindedir. TMK'nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir....

        DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...' in 09.11.1980 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasındaki yaşanan sorunlar nedeniyle iki yıldır ayrı yaşadıklarını, davacının çocukları ile birlikte aile konutunda yaşadığını, davalının davacının haberi olmadan Türkiye Vakıflar Bankasından kredi çektiğini, onun muvafakatı alınmadan taşınmaz üzerine ipotek tescil edildiğini, davalının bu borçları ödememesi nedeniyle 20.07.2016 tarihinde aile konutunun satılacağına dair tebligatın gelmesiyle davacının olaydan haberdar olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince müvekkilinin muvafakati alınmadan taşınmaz üzerinde tesisi edilen ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ve icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

          Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına,davacının isteminin aile konutunun muvazaalı olarak satıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemine ilişkin bulunmasına göre, davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 13.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Türk Medeni Kanununun 194. maddesi hükmüne göre, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerinde hakkını sınırlayamaz ise de; bu kurala aykırı davranış durumunda malik olmayan eş aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandırılmasına sebep olan işlemin iptali için dava açabilir. Kanunun malik olmayan eşe tanıdığı bu hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir haktır. Dava, malik olmayan eş tarafından açılmış Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı ipoteğin kaldırılması davası olup, bu davalarda yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesi olup, mahkemece yetki hususu ancak ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınır....

            Türk Medeni Kanunu'nun 194. Maddesi uyarınca işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmış, dava açıldığı tarih itibariyle taşınmaz aile konutu niteliğini yitirmiş durumdadır. Açıklanan sebeple davanın reddine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı, hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun amir hükmü gereğidir. Dava, Kefaletin İptali, İpoteğin Kaldırılması ve Tapu İptal ve Tescil talebine ilişkindir. Konutun, aile konutu olduğu iddia edildiğine göre, kocanın da davada, davalı olarak yer alması zorunludur....

            Türk Medeni Kanunu'nun 194. Maddesi uyarınca işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmış, dava açıldığı tarih itibariyle taşınmaz aile konutu niteliğini yitirmiş durumdadır. Açıklanan sebeple davanın reddine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı, hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun amir hükmü gereğidir. Dava, Kefaletin İptali, İpoteğin Kaldırılması ve Tapu İptal ve Tescil talebine ilişkindir. Konutun, aile konutu olduğu iddia edildiğine göre, kocanın da davada, davalı olarak yer alması zorunludur....

            UYAP Entegrasyonu