Evlilik ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunun 194. maddesinin “aile konutuna” sağladığı koruma da sona erer ve rıza alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Davacı ile aile konutu üzerinde ipotek tesis ettiren eşi İbrahim'in evliliği, İbrahim'in yargılama devam ederken 31.05.2012 tarihinde ölümü ile sona ermiştir. Evlilik ölüm ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Diğer bir ifadeyle evliliğin sonlanmasıyla aile konutu ile kira sözleşmesini feshetme, devretme ve üzerindeki hakları sınırlandırmaya ilişkin kısıtlama "kendiliğinden" ortadan kalkar. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayanılmak suretiyle yazılı şekilde "ipoteğin kaldırılmasına" karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Dava, davalı eşin diğer davalı bankadan aldığı kredinin teminatı olarak aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olup, hükümde aile mahkemesince verildiğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 19.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m. 194), mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapuda "Arsa" vasfıyla ve davalı eş adına kayıtlı olduğu, inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda taşınmaz üzerinde ruhsatı olmayan kagir tek katlı evin olduğu belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, dava aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olup, işleme rızası gereken eş tarafından 1.11.2012 tarihinde açılmış olmasına, konut üzerinde hak sahibi olan kocanın, davadan önce 8.3.2011 tarihinde ölümüyle evlilik birliği sona ermiş olup, dava tarihi itibariyle ortada Türk Medeni Kanununun 194. maddesi çerçevesinde korunması gereken bir aile konutunun kalmamış bulunmasına, sağ eşin birlikte yaşanılan konutla ilgili miras hukukundan ve mal rejiminden kaynaklanan haklarının, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin koruma kapsamında bulunmamasına...
Katında (zemin üstü 1. kat) daire olan bağımsız bölümün tarafların aile konutu olduğu, uyuşmazlık konusunun, aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölüm üzerine konulan ipoteğin kaldırılması ile sınırlı olduğu ve bu bölüm ile sınırlı olmak üzere ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, davanın kısmen kabulü niteliğinde karar verilmediği, arsa vasıflı olan taşınmazın diğer bölümleri yönünden ipoteğin geçerliliğini koruduğu anlaşılmaktadır. Hal böyleyken, mahkemece davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı banka yararına nispi vekalet ücreti takdiri usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalılardan banka yararına ipotek verildiğinden bahisle ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m. 194). Davacı, rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı kadın tarafından istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince verilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin kaldırılması (fekki) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ipotek verilen taşınmazın davacı ve ailesinin müşterek konut niteliğinde olduğu İMK'nun 144. madde gereğince davacının açık muvafakatı alınmadan tapu kaydına konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yargılama bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde, borçlunun ve ailesinin hâline münasip aile konutu vasfında olduğu tespit edilen taşınmazın (bkz. § 11) üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasa’nın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı anlaşılmaktadır. " gerekçesi ve aile hayatına saygı hakkının öngördüğü pozitif yükümlülükler yerine getirilmediğinin anlaşıldığından bahisle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan T2 takip borçlusu diğer davacı T1 eşidir. Yine, taşınmaz kaydında dava tarihinden, hatta 103 davetiyesi tebliğ tarihinden önce 09/11/2020 tarihinde konulan aile konutu şerhi bulunmaktadır....
Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; ipoteğin Elazığ Fırat Şubesi tarafından konulmadığını, kararda Elazığ Fırat Şubesi tarafından konulan ipoteğin ifadesinin kullanılmasının doğru olmadığını, Garanti bankası tarafından konulan ipoteğin ifadesinin kullanılması gerektiğini belirterek, kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi uyarınca, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK'nın 114/1- d. maddesi) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/699 ESAS DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....