Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri 1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; aile konutu şerhi davasındaki vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek; aile konutu şerhi davasındaki vekâlet ücreti ile kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, başka kadınla yaşadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, affın gerçekleşmediğini, müvekkilinin boşanma davası ile aile konutu şerhi davasının kabulü gerektiğini, cevap dilekçesinde aile konutu şerhi konulmasının talep edildiğini, tefrik kararlarının hukuka aykırı olduğunu, tedbir nafakalarının az olduğunu belirterek; kadının reddedilen boşanma davası, aile konutu şerhi konulması davasında verilen karar, tefrik kararları, tedbir nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulması taleplerinin reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.04.2015 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf davalılar ... ve ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın, bilgisi ve rızası olmaksızın davalı eş Kenan tarafından, dava dışı Sedat'a, Sedat tarafından da diğer davalı ...'...

      Hal böyle olunca aile konutu şerhi konulmasına ilişkin bu karar kesinleşmeden taraflar arasındaki evlilik birliği sona erdiğine göre, aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın konusu kalmamıştır. Hükmün bu bölümünün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1100.00 TL. vekalet ücretinin Tuğba'dan alınıp Berat'a verilmesine, aşağıda yazılı harcın Tuğba'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran Berat'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki “Aile konutu şerhi konulması, tapu iptali ve tescil” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 4. Aile Mahkemesinin davanın kısmene dair verilen 24/06/2013 gün ve 2010/666 E., 2013/512 K. sayılı karar, davalı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 07.07.2014 gün ve 2014/12999 E., 2014/15762 K. sayılı kararı ile; "…Dava, aile konutu olan ve hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalılardan ...'a satılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile, davalılardan Şaban Ürgüncü adına tescili ve taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK md. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir....

          Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğindeki bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise davacının ipotek işlemine rızasının bulunduğunun belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutun devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır....

          sürerek ipoteğin kaldırılması ve satış işlemlerinin durdurulmasına ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olup her iki davacı, eşleri olan davalı gerçek kişilerin (Yaşar ve Kadir) aile konutu vasfında olan tapudaki hisselerine kendilerinin açık rızası bulunmadan ipotek tesis ettirdiklerini iddia etmişlerdir. Davacı Nimet davalı Yaşar aleyhine dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemli dava açmış, Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/219 esas 2021/473 karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Davacı Birsen de Kadir aleyhine dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemli dava açmış, Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/220 esas 2021/474 karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Her iki karar inceleme sırasında 11.03.2021 tarihinde kesinleşmiştir....

          Toplanan delillerden, özellikle mahkemece yapılan keşifte dinlenen tanıkların beyanları dikkate alındığında davalıların birbirlerini tanıdıkları, taşınmazın aile konutu olduğunu bildikleri, taşınmazın aile konutu olarak kullanılmaya devam etmesi de dikkate alındığında, el ve iş birliği içinde kötü niyetli olarak hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu tanık ve taraf beyanları ve mahkemece yapılan keşifle anlaşıldığına göre tapusunun iptali ile davalı eş adına tescilini ve bu bölüm üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilecek yerde yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15.11.2022 (Salı)...

            Aile Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacı ile davalı Mustafa'nın 1989 yılında evlendikleri, davacı tarafından aile konutu olduğu belirtilen taşınmazın muvazaalı olarak davalı T3 yapılan devrinin iptali ile davalı Mustafa adına tescil edilerek aile konutu şerhi konulması talebinin Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2016/26036 Esas ve 2016/10003 esas sayılı kararlarında da belirtildiği üzere TMK 194 maddesi kapsamında olmayan muvazaa hukuki sebebine göre Türk Borçlar Kanununun 19. Maddesine dayandığından, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu kanaatine varılarak mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Görevsizlik üzerine dosyaya bakan Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi aile konutu şerhi konulması talebini tefrik ederek karşı görevsizlik kararı vermiştir....

            Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı adına kayıtlı iken her iki eşin de rızasıyla diğer davalıya devredildiği, istemin ise muhtemel boşanma durumunda doğacak hakkın teminine ilişkin muvazaalı devir iddiasına dayanan tapu iptali ve tescile ilişkin olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde düzenlenen "aile konutu şerhi" konusundaki talep yönünden Aile Mahkemesi görevlidir. Muvazaa iddiasına dayalı diğer taleplerin ise genel hükümlere göre çözülmesi gerekmektedir. Şu durumda, dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi verilmesine ilişkin talebin dosyadan tefriki suretiyle; diğer talepler yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, dosyanın tamamı yönünden görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir....

              UYAP Entegrasyonu