Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'nin kullanmış olduğu krediye istinaden davalı banka yararına dava konusu taşınmaz üzerine iki farklı tarihte ipotek tesis edildiğini, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve halen de aile konutu olarak kullanılmaya devam ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği aile konutu olarak kullanılmakta olan taşınmaz üzerine kayıt maliki olmayan eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis edilemeyeceğini, davalı banka tarafından, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı yönünde yeterli araştırma yapılmadan taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, taşınmazın tapu kaydında, aile konutu şerhi bulunmamasının onun aile konutu olmadığı anlamına gelmediğini zira aile konutu şerhinin kurucu değil bildirici nitelikte olduğunu, davalı banka tarafından haksız şekilde icra takibi başlatıldığını iddia ederek davanın kabulü ile aile konutu olarak halen kullanılmakta olan dava konusu taşınmaz üzerine miras...

    Selçuk Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2012/131 esas, 2012/151 karar sayılı ve 31.05.2012 tarihli ilamıyla Türk Medeni Kanunu 166/3. maddesi gereğince taraflarca hazırlanan protokol onaylanarak tarafların boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 05.08.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Söz konusu protokolün 2. maddesinde; ortak çocuk ergin olduğunda davaya konu taşınmazı çocuklarına bırakacakları ve evin intifa hakkının baba ... ve anne ... da kalacağı konusunda taraflar anlaşmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile taşınmazın davalı adına olan kaydın iptali ile davacılardan ... adına tapuya tesciline, taşınmaz üzerinde davacılardan ... ve davalı ... adına intifa hakkı tesisine karar verilmiştir....

      konutu olarak kullanıldığını, rızanın varlığını gösteren hususun dava dilekçesinde de ikrar edildiğini, tanıkların yararlanmadan men iradesinin mevcut olmadığını aksine müvekkilinin kayınvalidesi olan davacının dava konusu konutu kullanması için müvekkiliyle konuştuğunu, onu teşvik ettiğini beyan ettiklerini, davalının Foça'da bulunan taşınmazda da intifa hakkı sahibi olduğunu, bu taşınmazın davacı tarafından ikinci konut amaçlı kullanıldığını, Bodrum Aile Mahkemesinde görülen aile konutunun özgülenmesi davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      olmadığı gibi daha sonra da yapılan bu işleme muvafakat etmediğini, müvekkilinin daha sonra evin üzerine ipotek konulduğunu Samsun 5.Noterliğinin 07/03/2017 tarih ve 3789 yevmiye nolu ihtarnamesinin ortak ikametgaha gönderilmesi ile öğrendiğini, ipotek koyulan gayrimenkulün aile konutu vasfında ve aile konutu olarak yıllardır kullandığını, aile konutu vasfındaki gayrimenkulde ipotek koyulurken müvekkilinin muvafakatinin alınsı gerekirken muvafakati alınmadan yapılan ipotek tesisi işleminin kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin eşi ve çocuklarının aile konutu olan Samsun ili, Atakum ilçesi, Atakum Mah., 94 ada, 20 parsel sayılı taşınmazın 22 numaralı bağımsız bölümü üzerine müvekkilinin muvafakati olmadan davalı kooperatif lehine diğer davalı eş tarafından tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, bağımsız bölüm üzerine aile konutu şerhi işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      olmadığı gibi daha sonra da yapılan bu işleme muvafakat etmediğini, müvekkilinin daha sonra evin üzerine ipotek konulduğunu Samsun 5.Noterliğinin 07/03/2017 tarih ve 3789 yevmiye nolu ihtarnamesinin ortak ikametgaha gönderilmesi ile öğrendiğini, ipotek koyulan gayrimenkulün aile konutu vasfında ve aile konutu olarak yıllardır kullandığını, aile konutu vasfındaki gayrimenkulde ipotek koyulurken müvekkilinin muvafakatinin alınsı gerekirken muvafakati alınmadan yapılan ipotek tesisi işleminin kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin eşi ve çocuklarının aile konutu olan Samsun ili, Atakum ilçesi, Atakum Mah., 94 ada, 20 parsel sayılı taşınmazın 22 numaralı bağımsız bölümü üzerine müvekkilinin muvafakati olmadan davalı kooperatif lehine diğer davalı eş tarafından tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, bağımsız bölüm üzerine aile konutu şerhi işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz."...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu iddiası ile Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca satışın iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazın, davacının eşi ... tarafından 04.12.2012 tarihinde davalılardan ...'e devredildiği, ...'in de 18.12.2012 tarihinde taşınmazı davalılardan ...'e devrettiği anlaşılmaktadır. Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan erkek eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmektedir. (TMK.md. 194/1) Bu rıza alınmamıştır. Tapu kaydında konutla ilgili bir şerh de bulunmamaktadır. Bu durumda taşınmazı ilk devralan ...'...

          Mahkemesince de belirtildiği üzere; 4721 Sayılı TMK'nın 194/1. maddesi hükmü kapsamında aile konutu olarak özgülenen bir taşınmaza bu husustaki şerh “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri yasa koyucu tarafından zaten sınırlandırılmış olup bu sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi tescil edilmese bile o konutun aile konutu özelliğini kazanmadığı söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza şerh konulduğu için taşınmaz aile konutu özelliği kazanmayıp, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Dolayısıyla aile konutu şerhinin, hukuki niteliği itibariyle “kurucu” değil “açıklayıcı” bir şerh niteliğini taşıdığının kabulü gerekir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile) 2019/360 E.- 2019/369 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak 13/11/2019 tarihinde boşandıkları, boşanma dosyasına sunmuş oldukları protokole bakıldığında 3 nolu bentte " davalı T1 tarafından aile konutu şerhi konulan taşınmazın davalı erkeğe ait olduğundan bu konuda boşanma davasından sonra mal rejimi davası açacaktır " şeklinde düzenleme yapıldığı, iş bu boşanma kararın istinaf edilmeksizin 26/12/2019 tarihinde kesinleştiği , davacı erkeğin 14/11/2019 tarihinde mal rejiminin tasfiyesi davası açarak dava konusu edilen taşınmazın tüm kredi borçlarının kendisi tarafından ödendiğinden ve taşınmazın kendisine ait olduğundan bahisle mal rejimine göre tarafına verilmesini talep ettiği, davalı kadının 17/01/2020 tarihli dilekçesi ile aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tüm taksitlerinin eski eşi T1 tarafından ödendiğini, evin ediniminde hiçbir katkısının olmadığını, bu nedenle açılan davayı kabul ettiğini bildirdiği,dava konusu edilen taşınmazın davalı kadının...

          Dava; TMK'nın 194. maddesi gereğince tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın TMK'nın 194. maddesi gereğince açık izni ve muvafakatı alınmaksızın 3. bir kişiye devir edildiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescilini ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş ancak bu davayı açarken tek nisbi harç yatırmıştır. Davacının birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı harca tabi iki davası bulunmaktadır. Yatırılan başvurma harcının dava dilekçesindeki tüm bu istekleri de kapsadığı, gösterilen dava değeri üzerinden ise sadece peşin karar harcının alındığı anlaşılmaktadır. Tapu iptali ve ve tescil davası nispi harca, aile konutu şerhi konulması davası ise maktu harca tabi olup, eksik harç tamamlanmadan müteakip işler yapılamaz....

          UYAP Entegrasyonu