Dava, dava konusu taşınmazın hem TMK'nun 240. maddesi uyarınca katılma alacağına mahsuben, hem de aynı kanunun 652. maddesi gereğince miras hakkı karşılığında davacı adına özgülenmesi isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşacak katılma alacağına mahsuben gerçekleştirilmesi istenilen özgüleme 4787 sayılı .....Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi'nin, miras hakkına mahsuben istenilen özgüleme ise ....Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevi kapsamına girer. Her iki dava türü için yapılacak araştırma ve inceleme ile ilkeleri birbirinden farklıdır. Bu tür davaların birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunmamaktadır....
Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Öte yandan; TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....
Bu nedenle mahkemece yapılması gereken; taraflar arasındaki boşanma davasının 05.07.2011 tarihinde kesinleştiği de anlaşılmakla dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın 2002 yılından sonra inşa edildiği, binanın orta katının tapu tascilindeki davalıya ait 3/32 pay karşılığı taraflarca aile konutu olarak kullanılmaya başlandığı bu orta katın “edinilmiş mal” niteliğinde olduğu kabul edilerek, davacının terditli taleplerinden katılma alacağının yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelerine göre hesaplaması için gerekli yargılama işlemlerinin yürütülüp, gerekli incelemeler yapılarak gerçekleştirilecek sonucuna göre davacının katılma alacağı ve talebi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece tapu iptal/tescil talebine ilişkin olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....
Gerek 01.01.2002 öncesi mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı ve gerekse 01.01.2002 sonrası edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağına ilişkin istekler bakımından 07.10.1953 tarihli ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Kararı uyarınca ayın (mülkiyet) istenemez. Gerek katkı payı ve gerekse katılma alacağı davalarında istenebilecek hak; kural olarak şahsi nitelikte bir alacak hakkıdır....
Bu hüküm, aile konutuyla ilgili tasarruf yetkisinin kanundan doğan sınırlandırması niteliğinde olup, taşınmazın tapu kütüğünde konutla ilgili bir şerh bulunmasa bile, bu taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahipleri konutun "aile konutu" olduğunu ve kendileriyle akdi ilişkiye giren şahsın evli olduğunu biliyor iseler, şerhin yokluğuna yaslanarak iyi niyet iddiasında bulunmazlar. Aile konutu üzerinde, alacağına karşılık lehine ipotek tesis edilen davalı ...'in konut üzerinde hak sahibi olan diğer davalı ile daha önceden süre gelen bir ticari ilişkisinin olduğu, taşınmazın "aile konutu" ve işlemin diğer tarafının evli olduğunu bildiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu durumda iyi niyetli olduğu kabul edilemez ve kazanımı korunamaz. Öyleyse davanın kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru olmamıştır....
Yine TMK'nun 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28/11/2019 tarih ve 2019/2- 318 Esas 2019/1238 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Sağ Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm paylaşma hükümleri çerçevesinde aile konutunun sağ eşe özgülenmesine (TMK.m.652) ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.10.2009 (prş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm paylaşma hükümleri çerçevesinde aile konutunun sağ eşe özgülenmesine (TMK.md.652) ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.11.2009...
Dava, TMK'nın 194. maddesi uyarınca aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi "Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur" hükmünü haizdir....
DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını, evlenmelerinden 9 yıl kadar sonra müvekkilinin babasının tarafların oturması için İstanbul Esenler'de bulunan daireyi 1997 yılında davalının üzerine devrettiğini, aile konutu olarak ikamet ettikleri bu dairede davalının hiçbir katkısının bulunmadığını belirterek tarafların boşanmalarına, İstanbul Esenler'de bulunan taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına ve 1/2' sinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....