WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her şeyden önce, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi; aile konutu üzerinde hak sahibi eşin, konutu devrini veya konut üzerindeki hakların sınırlanmasını diğer eşin "açık rızasına" bağlamıştır. Şu halde, Kanun bu hususta örtülü rızayı ya da işleme onay verildiğine delalet eden bir takım davranışlardan çıkarılan rızayı yeterli görmemiştir. Öyle olsaydı, Yasakoyucu "açık rıza" kavramını kullanmaz, Yasanın diğer bir çok maddesinde (m. 16/1, 188/2, 204, 215, 223, 229/1, 251, 263, 264, 308/2, 309, 451) olduğu gibi, "rıza" kavramını yeterli görürdü. Açık rıza, işlemin geçerliliği için şarttır. Bu bakımdan yerel mahkemenin "davacı ipoteği öğrendi, dokuz ay sonra dava açması, ipoteğe rıza gösterdiği anlamına gelir" şeklindeki gerekçesi yasal değildir. İpotek tesis edilen konutun, davacı ve eşinin "aile konutu" olduğu tartışmasızdır....

    Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Nitekim aile konutu şerhi kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. Aksi düşünce ile tasarruf yetkisine ilişkin sınırlamanın şerh ile başlayacağı kabul edilmiş olur. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....

    AİLE KONUTU 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 73 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı kocaya ait bulunan taşınmazın tapu kaydına, davacı kadının istemi üzerine "Aile konutu şerhi"konulmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Aile konutu şerhi konulmasına yönelik davanın taşınmazın maliki bulunan eşe yöneltilmesi, duruşma açılarak (HUMK.73.md.) tarafların göstereceği kanıtlar toplanıp değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden yokluğunda ve evrak üzerinde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

      Noterliğinin 18/04/1988 tarih ve 13688 yevmiye numaralı "karı koca arasında düzenleme şeklinde umumi mal ortaklığı mukavelesi" başlıklı sözleşmeyi yaptıklarını, bu sözleşmede tarafların sahibi oldukları ve olacakları gayrimenkul ve menkul mallarını para ve alacaklarını umumi mal ortaklığına dahil ettiklerini, evlilik devam ederken herhangi birinin diğerinden önce vefat etmesi halinde ortaklığa dahil malların sağ kalan eşe ait olacağının düzenlendiği, murisin bir taşınmazının ve tabancasının olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşme içeriğine göre, gayrimenkul ile tabancanın müvekkiline aidiyetine ve bu suretle mirasın taksimine karar verilmesini istemiştir. TMK'nın 652/1. maddesi "Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadığı konut varsa; sağ kalan eş bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir."...

        için paylaşımın ertelenmesini; aile konutu ve ev eşyaları üzerinde katılma alacağına mahsuben, yetmediği takdirde bedel eklenmek suretiyle mülkiyet hakkı tanınmasını; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 240 ıncı maddesindeki şartlar gerçekleşmemesi halinde 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesi uyarınca miras hakkını mahsuben aile konutu ve ev eşyaları üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını; paylı mülkiyette bulunan taşınmazların ve malların tümünün bedelin mukabilinde mülkiyetinin müvekkili adına tescilini; Gaziantep 6....

          Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "aile birliğinin" korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Öte yandan; TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....

            Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/2-2056 Esas, 2015/1201 Karar ve 15.04.2015 günlü kararında da açıklandığı üzere, 4721 sayılı Kanun'un 194'üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu nedenle, aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir....

              Kat., 27 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazdan dolayı 135.750,00TL, 34 XX 315 Plakalı araçtan dolayı 10.687,50TL olmak üzere toplam 687.930,36TL katılma alacağının bulunduğunun tespitine, b) Davacının TMK 240/3. maddesi gereğince katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması talebinin kabulü ile, taşınmazın değerinin 362.000,00TL olarak kabul edilmesi suretiyle Mersin İli, Mezitli İlçesi, Mezitli Mahallesi, 123 ada 8 parsel 14....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bucak Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/05/2015 NUMARASI : 2014/53-2015/295 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

                Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ :30.09.2014 NUMARASI :Esas no:2011/1620 Karar no:2014/1410 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652/1 maddesi uyarınca aile konutunun miras payına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. Ancaka Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 22.01.2015 tarihinde görevsizlik kararı verdiğinden daireler arasındaki görev uyuşmazlığı giderilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.16.02.2015(Pzt.)...

                  UYAP Entegrasyonu