WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, davanın hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Dava, aile konutu olarak özgülendiği iddia olunan taşınmaz üzerinde, davalı ... lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Mahkemece bu dava ile ilgili sadece lehine ipotek tesis edilen davalı ... hakkında hüküm kurulmuştur. Konutun, aile konutu olduğu iddia edilerek davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması istendiğine ve dava rızası gereken eş tarafından açıldığına göre, davalılar hakkında ortak bir hüküm verilmesi gereklidir. Açıklanan sebeple ipoteğin kaldırılması davasında verilen kararın bozulması gerekmiştir....

    Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır....

      Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır....

        Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir....

          Gerekçe ve Sonuç Dairemizin 19.09.2022 tarih ve 2022/7654 Esas, 2022/7111 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın tapuda "1 katlı kargir ev, ahır, bahçe " vasfıyla kayıtlı olduğu, talebin aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğu dikkate alanırak öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerektiği, bu durumda, mahkemece taşınmazın vasfıda dikkate alınarak, usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. V....

            İlk derece mahkemesi tarafından aile konutu olarak kullanılan taşınmazın ipotek işleminde davacı eşin açık rızasının alınmadığı, bankanın dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını bilmediği ve davalı bankanın iyiniyetli olduğu iddiasının korunamayacağı, davalı bankanın basiretli davranarak eş muvafakatnamesindeki imzanın eşe aidiyetini araştırmak durumunda bulunduğu gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne ipoteğin kaldırılarak karar verildiği, bankanın istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesi tarafından taşınmazın aile konutu olduğunun ispatlanmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı kadın tarafından temyiz yoluna başvurulduğu görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : 1-... 2-... DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması- Aile Konut Şerhinin Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi davasının reddedilen bölümü yönünden, davalılardan ... tarafından ise; kabul edilen aile konutu şerhi ve ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davacının tüm, davalı ...'...

                Davalı T8 cevap dilekçesinde özetle; söz konusu Yeşilova Mahallesi 4042 Sokak No:14 İç Kapı No:4 Bornova/İZMİR adresli taşınmazın aile konutu olduğunu, diğer davalı şirketin, akrabasının borcu sebebiyle taşınmazı ipotek etmekle zorlayıp arsa üzerine ipotek şerhi koydurduğunu ancak binanın 4 numaralı dairesini aile konutu olarak kullandıklarını, aile konutu olması nedeniyle eşinin rızasının alınması gerektiğini bilmediği ve öğrenmesi durumunda ipoteği asla kabul etmeyeceğini bildiğinden eşinden rıza istemediğini, davalı şirketle herhangi bir alacak verecek ilişkisi olmadığı gibi kendisine hiçbir borcu da olmadığını belirtip davanın kabulü ile aile konutu olan Yeşilova Mahallesi 4042 Sokak No:14 İç Kapı No:4 Bornova/İZMİR adresli taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin terkinini beyan etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine, eşinin aldığı kredinin teminatı olmak üzere davalılardan ... Bankası lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir (TMK m.194). Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın dava açıldıktan sonra davalı eş tarafından üçüncü kişiye devredilmesi sebebiyle aile konutu olma özelliğinin ortadan kalktığından bahisle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğindeki bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" davalı şirket lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının ipoteğe rızası olduğu gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu