Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

taşınmazın yukarıda belirtildiği üzere aile konutu niteliğinde olması sebebiyle aile konutu şerhi konulması davasının da kabulü ile taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Şerh Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, (TMK, md. 194) 02.04.2013 tarihinde açılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından (m. 118-395) kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunludur....

      Dava; TMK m. 194 uyarınca aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı T1 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir....

      Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konulunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz,” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “Konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahî aile konutudur....

        Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “Direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konulunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz,” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “Konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahî aile konutudur....

          Eşlerden birinin ölümü halinde dahi, sağ kalan eş ve varsa çocuklar için aile konutunun bu değeri ortadan kalkmaz, aksine yaşanmış ortak anılardan dolayı özellikle manevi değeri daha da artar. Aile konutunun öneminden dolayı, kanun koyucu Türk Medeni Kanunu' nda, aile konutu ile ilgili önemli düzenlemelere yer vermiştir. Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili  kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz (TMK m.194/1). Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....

            KARŞI OY YAZISI Davacı, aile konutu olan taşmazda, davalı eş tarafından diğer davalı sigorta şirketi lehine ipotek tesis edildiğini belirterek, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı banka iyiniyetli olduğunu savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı banka iyiniyetli olduğunu savunduğuna göre; kanunun iyiniyete sonuç bağladığı durumlarda (TMK md.3) aslolan iyiniyetin varlığıdır. Bu durumda ipotek tesisi tarihinde tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmadığı dikkate alındığında, davalı bankanın kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükü davacıya düşer. Davacı tarafından ipotek alacaklısının kötü niyetli olduğu hususu kanıtlanamamıştır (TMK. md. 1023). Gerçekleşen bu durum karşısında ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü isabetsiz olduğundan çoğunluğun onama kararına muhalifiz....

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2019 NUMARASI : 2018/200 ESAS-2019/73 KARAR DAVA KONUSU : İpoteğin Kaldırılması (Fekki) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının Alanya ilçesi, Hisariçi Mah. 424 ada, 4 parselde kayıtlı evde yaşadıklarını, bahsi geçen taşınmazın aile konutu olduğunu, müvekkili ile eşinin ipoteğin konulduğu tarihte ve şuanda oturacakları başkaca bir taşınmazları olmadığını, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, müvekkilinin eşinin davaya konu taşınmazı davalı İşbankası lehine 400.000 TL bedelli ipotek tesis ettirdiğini, ancak taşınmazın aile konutu olup müvekkilinin muvafakatı bulunmadan aile konutu üzerine sınırlandırıcı işlem yapılamayacağını, ipotek senedinde müvekkilinin muvafakatının veya imzasının bulunmadığını, müvekkili...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK'nın 194. maddesi gereğince aile konutu üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Davacı taraf; verilen red kararına yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz,” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. TMK 194....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu şerhi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 194.maddesine göre açılan, tapuda aile konutu şerhi bulunan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu