Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 193. maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aynı Kanunun 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. TMK'nın 194. maddesinin birinci fıkrası; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." hükmünü içermektedir. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....

    Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda 2018/165 Esas, 2019/1579 Karar sayılı 17.10.2019 tarihli kararı ile "Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "Açık rızası alınmadan" davalı şirket lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

    Davalı banka vekili, müvekkili bankanın ipoteğe güvenerek kredi kullandırdığını, davacının kötüniyetli olduğunu, bankanın ipotek tesisinden önce konutun aile konutu olup olmadığını araştırmak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar yargılamaya katılmadıkları gibi cevapta vermemişlerdir. Mahkemece, aile konutu olduğu anlaşılan taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin şerhin davacının bilgisi ve rızası dahilinde konulduğu hususunun davalı yanca kanıtlanamadığı, ... ve muvafakata ilişkin herhangi bir beyanın da tapu ve banka kayıtlarında yer almadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü “aile birliğinin’’ korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. 16. TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....

        Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. (TMK m.194) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 194/1 maddesine göre ''eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.'' bu madde hükmü ile aile konutu şerhi '' konulmuş olmasa da ''eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma '' emredici '' niteliktedir.Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşması ile de ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak '' belirli olan '' bir işlem için verilebilir....

        Türk Medeni Kanununun 194. maddesindeki korumadan eşlerin yararlanabilmesi için dava konusu taşınmazın ipotek işlem tarihinde aile konutu olarak özgülenmiş ve kullanılıyor olması gereklidir. Olayımızda dava konusu taşınmaz ipotek tarihinde kiracı tarafından kullanıldığı ve eşlerin de kadının annesinin evini aile konutu olarak kullanmakta olduğu anlaşıldığına göre aile konutu olmayan dava konusu taşınmaz üzerine malik eşin ipotek tesis ettirmesi işleminde malik olmayan diğer eşin rızasının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu taşınmaza aile konutu olarak özgülenmesinden önce konulmuş olan ipoteğin kaldırılması isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır....

          Yapılan yargılama ve toplanan delillerden dava konusu taşınmaz üzerine zemin, 1. kat ve 2. kattan oluşan binanın bulunduğu, bu binada 2 adet mesken ve 2 adet dükkan bulunduğu, 2. katında bulunan 4 nolu dairenin aile konutu olarak kullanıldığı ve bölge adliye mahkemesince de bu bölüm yönünden ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davanın aile konutu olan bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması suretiyle kabulüne karar verildiğine göre dosyada bulunan bilirkişi raporları da dikkate alınarak aile konutu olarak kullanılan ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilen katın değeri üzerinden nispi karar ilam harcı, nispi vekalet ücreti ve yargılama giderine (oranlama yapılarak) hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhinin Terkini K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık aile konutu niteliğindeki taşınmazın satışının iptali ve konut üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna ve mal rejiminin tasfiyesi istenilmediğine göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              , gerek nüfus kayıtları gerekse keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığı takdirde de görüleceği üzere davaya konu gayrimenkulün aile konutu olarak özgülendiğini, bu nedenlerle ve resen nazara alınacak sebeplerle aile konutu üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin fekki ile taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına dava konusu taşınmaz hakkında Konya 7....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, ipoteğin kaldırılması talebi hakkında verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaheretten yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.05.2015 (Çrş)...

                UYAP Entegrasyonu