Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince, aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydına, aile konutu ... verilebilmesi için, o konutun eşlerden birine ait olması zorunludur. Mülkiyeti üçüncü kişiye ait bir taşınmaz eşlerce kullanıyor olsa bile, hak sahibi olan üçüncü kişinin bu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını sınırlayıcı şekilde tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilemez. Aile konutu şerhi konulması istenilen ... 2.Bölge ... ... Sok. ... parseldeki taşınmaz davalı erkek eşin babası adına kayıtlı bulunmaktadır....

    Davacı vekili müvekkilinin rızası dışında aile konutu üzerine ipotek konulduğunu, bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine aykırı olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yerel mahkemece, davaya konu taşınmazın ipotek tesis edildiği tarihte davacı ile davalı eş tarafından aile konutu olarak kullanılmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı kadın tarafından tüm yönleriyle istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesi ilgili hukuk dairesince davaya konu uyuşmazlık ile ilgili keşif yapılması gerektiğinden bahisle mahalli mahkeme kararı kaldırılarak dosya mahalli mahkemeye gönderilmiş, mahalli mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davaya konu edilen taşınmazın aile konutu olduğu ve ipotek işlemi ile ilgili olarak davacı kadının açık rızası alınmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Genel açıklamalar karşısında somut dava dosyanın incelenmesinde; davalı sağ kalan eş TMK'nun 255. maddesi uyarınca eşin ölümü nedeni ile birlikte yaşanılan konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını talep etmiştir. Ancak mülkiyet hakkı tanınması, mirasçılar arasında mirasın taksimi niteliğindeki ortaklığın giderilmesi davasında öne sürüldüğüne göre talebin yasal dayanağı TMK'nun 652.maddesidir. 4721 sayılı TMK'nun 652.maddesi "Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir." düzenlemesi bulunmaktadır. TMK'nun 652.maddesinde "eşlerin birlikte yaşadıkları konut" kavramı bulunmaktadır. Aile konutu, resmi evli eşlerin birlikte seçtikleri ve ortak aile yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantılarını buna göre düzenlemeyi amaçladıkları konuttur....

      Celsesinde davacıya talebine ilişkin açıklama yapmasının temini için 1 hafta süre verildiği, davacının 23.11.2018 tarihli dilekçe ile TMK'nın 240. maddesi gereğince intifa hakkı/oturma hakkı talep ettiğini bildiridiği anlaşılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nın 118-395 m) kaynaklanan bütün davaların aile mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Bu haliyle uyuşmazlığın aile mahkemesinde, aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde aile mahkemesi sıfatıla asliye hukuk mahkemesince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dosya kapsamında Yargıtay 8....

        ait borçların zamanında ödenmemesi neticesinde Düzce İcra Müdürlüğünün 2019/13529 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe başlandığını, müvekkilinin, iş bu takipten aile konutu olarak kullanılan müşterek haneye kıymet takdirine geldikleri zaman haberi olduğunu, yapılan borçlandırma işlemleri sırasında eşin muvafakatinin alınmadığını, taşınmaz üzerine konulan ipoteğin terkinine, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir....

        Dava, haksız işgal tazminatı (ecrimisil) "Dava, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne, Nevşehir İli, Acıgöl İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, 365 ada, 11 parsel sayılı taşınmazın münhasıran 2. katında solda bulunan ve taraflarca aile konutu olarak kullanılan daire üzerinde tesis olunan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....

        Dava konusu taşınmazın aile konutu olarak tespiti ile tapuya şerhine karar verilmesi istenildiğine göre “sağ eş” tarafından açılan davada işin esasının incelenebilmesi ve hukuki belirleme yapılabilmesi için öncelikle husumetin tüm mirasçılara yöneltilmesi gerekir Davanın “bir kısım mirasçılara” karşı açıldığı ve mirasçı Tuba Helvacı’ya velayeten de açıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçı Tuba Helvacı “davalı” olarak davada yer almalı ve kendisine sağ eş olan annesi davacı ile arasında yarar çatışması olduğu için bir temsil kayyımı (TMK. m. 426 b. 3) atanmalı ve davanın onun huzuruyla yürütülmesi gerekirken eksik hasımla işin esasının incelenmesi doğru değildir. Kabul şekli bakımından; Davacı sağ eş tarafından aile konutunun “özgülenmesi” isteminde bulunulmadığı dava dilekçesi ile anlaşılmakta olduğu gibi davacı tarafından düzenlenen temyiz dilekçesinde de “özgüleme isteği bulunmadığı” açık bir şekilde ifade edilmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının işbu davayı açma hakkı ve aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, her ne kadar tapu kaydında ipotek tesisinden yıllar sonra ve icra takibinden de sonra aile konutu şerhi işlenilmiş ise de ihalenin usulsuz yapılması ihtimalinde menfaati zedelendiği ispat olunduğu takdirde borçlu ve takyidat ilgililerinin bu davayı açma hakları bulunduğunu, aile konutu şerhinin eşlerden birinin tek taraflı olarak herhangi bir kanıt getirmeden tapuya beyan ile konulabilen bir şerh olduğunu, şerhin varlığının o taşınmazı doğrudan aile konutu haline getirmediğini, taşınmazın niteliğinin "içinde besi damı 2 katlı yığma kargir bakıcı evi ve samanlığı " şeklinde olduğunu, taşınmazın aile konutu niteliği bulunmamakla birlikte, hayvancılık tesisi olduğunu, taşınmazın tamamında konut olmayıp, başkaca malvarlığı da bulunduğunu, taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığını, gerek ipotek tarihinde gerekse de daha sonradan söz konusu taşınmazda davacı ile eşinin ikamet...

          Türk Medeni Yasası'nın 194. maddesinde ise, "aile konutu" düzenlenmiş ve madde gerekçesinde aile konutu; "eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatil günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alan" olarak tanımlanıp, aile konutuyla ilgili işlemlerde "eşlerin serbestliği ilkesi"ne istisna getirilerek, mülkiyeti diğer eşe ait olsa dahi, aile konutuyla ilgili hukuksal tasarruflar bakımından eşin rızası aranmıştır. Doktrinde de aile konutu; "sürekli olarak barınmak üzere kullanılan ve aile yaşamının yoğunlaştığı oturma yeri" biçiminde tanımlanmış ve aile konutunun varlığı için; evlilik birliğinin kurulması ve aile yaşamının yoğunlaştığı bir konutun bulunması gerektiği belirtilmiştir (Bkz. Ömer U. Gençcan, Mal Rejimleri Hukuku, Ankara 2007, s. 199, 204)....

            Dava; TMK'nın 194. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğı için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....

            UYAP Entegrasyonu