"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ... Bayındır ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Bursa 5.Aile Mahkemesinden verilen 31.01.2012 gün ve 594/73 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... Bayındır vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı ...'ın 1999 yılında evlenip Bursa 2....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili; davaya konu ipoteğin bulunduğu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, taşınmazda talep etmelerine rağmen keşif yapılmadığını, taşınmazın aile konutu olduğunun ispat edildiğini, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu, davacı ve eşinin mernis adresinin burası olduğunu, davalı eş adına kayıtlı abonelikler bulunduğunu, davacı ve ailesinin taşınmazda çekilmiş pek çok fotoğrafı bulunduğunu, ipotek tesis edilirken davacının muvafakatı alınmadığını, davanın kabulü gerektiğini belirterek, hükmün tamamı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın İstanbul 10....
Aile konutu TMK'nın 194. Maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek, veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Böylece kural olarak eşlerin birbirleri ve 3. Kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi TMK felsefesi içinde kabul edilmişken, aile konutu ile bu kurala ayrı bir istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Düzenleme ile malik olmayan eşe aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Huzurdaki davaya konu olayda davalı banka tarafından dava konusu taşınmazda ipotek tesisi için davacının muvafakatinin alma yönünde girişimleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğini bilmedikleri kabul edilemez....
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; aile konutu üzerine ipotek tesisi için davacı eşin verdiği iddia olunan muvafakatnamedeki imzanın, davacı eşe ait olup olmadığı hususunda davalı bankanın araştırma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, varılacak sonuca göre davalı bankanın TMK’nın 1023. maddesinde düzenlenen tapuya güven ilkesinden yararlanmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Aile konutu, Türk Medeni Kanunu düzenlemesi içinde değişik maddelerde (m. 240, 254, 279, 652) zikredilmiş, ancak konuyla ilgili temel düzenleme m. 194’de yer almıştır. Düzenlemeye göre; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır....
Toplanan delillerden, aile konutu olduğu tartışmasız olan bağımsız bölümün bulunduğu binanın kat malikleri ile müteahhit firma arasında yapılan 11.06.2013 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi sebebiyle yıkıldığı anlaşılmaktadır. Bu sözleşmeye göre inşa edilecek yeni bina üzerinde 2. kat 6 nolu bağımsız bölüm davacı eşe ait olacaktır. Ana taşınmazın ,niteliğinin 17.02.2014 tarihinde arsa olarak değiştirildiği,davacının 18/289 oranında hissesinin bulunduğu görülmektedir. Gerçekleşen bu durum karşısında, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan aile konutu şerhi, dava konusu arsadaki davacıya ait hisse üzerinde devam edecektir. Bu yön gözetilmeden, yazılı gerekçe ile aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.12.2013 gününde verilen dilekçe ile miras payına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.02.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı hükmü temyiz edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur. HUMK’nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Özgüleme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652 maddesi uyarınca aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmayan taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz ise de davacının aile konutunun ve ev eşyasının kendisine özgülenmesine dair yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının varlığı tartışmasızdır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü gerekmektedir....
CEVAP 1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davalı eşe 25.08.2011 tarihinde 250,000,00 TL limitli ticari kredi kullandırıldığını, kredinin teminatı olarak üzerinde aile konutu şerhi bulunmayan dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini ve davalı adına kayıtlı aracın rehin olarak verildiğini, ipotek tesisi sırasında taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığından kötü niyet iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. 2.Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır. III. MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinde davanın eşlerden biri tarafından açılabileceği belirtildiğinden tarafların kızı olan ...'...