İİK madde 68 ile 70’te düzenlenen itirazın kaldırılması kurumu, borçlunun itirazı ile duran ilamsız icra takibine, ilamsız icra prosedürü içerisinde devam edilmesini sağlayan yollardan biridir. İtirazın kaldırılması bir dava değildir. İtirazın kaldırılması, borçlunun, borçlu olup olmadığının ilamsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur. Burada alacaklı, alacağını yalnız 68 ile 68/a’daki belgelerden biriyle ispat edebilir. Borçlu da itirazını yalnız belge ile ispatlayabilir. İcra tetkik mercileri dar yetkili yargı yerleridir. Yönetsel ve yargısal bir takım görevleri vardır. İcra tetkik mercileri münhasıran takip hukukuna ilişkin sorunları çözümler. Buna karşılık işin esası ile ilgili sorunların çözüm yeri genel mahkemelerdir. (Talih Uyar....
Şayet itirazın kaldırılması davası devam etmekte ise tahliye davası yargılama devam ettiği sürece her zaman açılabilir. Eğer itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Zira İİK.nun 269/a maddesinde "takibin kesinleşmesi halinde tahliye davasının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde açılması gerektiği" öngörülmüştür. Yasa koyucunun amacının 269/a maddesinde olduğu gibi tahliye davası için süre bakımından bir sınırlama getirmek olduğuna göre bu madde de öngörülen sürenin itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesini müteakip açılacak tahliye davalarında da uygulanması gerekir....
Bilahare takip edilen 26/09/2016, 18/01/2017 tarihli duruşmalarda; sözlü olarak tedbirin kaldırılması talep edilmiş, aynı duruşmada talebi reddedilmiştir. 26/04/2017 tarihli duruşmada; davalı vekili müvekkili hakkında takipsizlik kararı verildiğini belirterek, tekrar tedbirin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece soruşturma evraklarının istenmesine karar verilmiş, bir sonraki duruşmada davalı vekili tarafından tekrar tedbirin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. 28/02/2018, 01/06/2018, 05/10/2018 tarihli birbirini takip eden duruşmalarda da; davalı hakkında takipsizlik kararı verildiği belirtilerek, tedbir kararının kaldırılması talep edilmiş, tekrar talebi reddedilmiştir. 04/03/2022 tarihli duruşmada; davalı vekili müvekkilinin ceza dosyasında taraf olmadığı, müvekkili yönünden tedbirin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece talebin reddine karar verilerek, bu red kararı için gerekçeli ara karar yazılıp tebliğe gönderilmiş, bu ara karara karşı...
GEREKÇE : Dava, çeke dayalı açılan menfi tespit davasında çekin ödenmemesi, bloke edilmesi ve icra takibine konu edilmemesine yönelik ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve daha sonra davalı tarafın tedbirin kaldırılması talebi üzer,ine mürafaa açılarak alınan ek karar ile tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, mahkemece davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve daha sonra davalı tarafın tedbirin kaldırılması talebi üzerine mürafaa açılarak alınan ek karar ile davalı tarafın süresinde tedbire itiraz etmediği gerekçe gösterilerek tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
Takibin durması üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunmuştur. Yargılama sırasında davacı vekili aylık kira bedelinin 600-TL olduğunu kabul etmiş, mahkemece yargılama sonunda davacı tarafından fazla talep edilen miktar olduğu anlaşılan 2.781,06 TL asıl alacak, 173,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.954,33 TL'nin mahsup edilerek kalan kısım olan 9.337,27 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu durumda davacının itirazın kaldırılması talebi, kabul edilenler dışında kalan 2012 yılı 8., 9., 10., ve 11. ay kiralarına ilişkin olup itirazın bu aylar yönünden kaldırılması gerekirken 9 aylık kira alacağı üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
nin takibe ilişkin itirazının kaldırılması için alacaklı tarafından 05.01.2015 tarihinde itirazın kaldırılması davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği sırada borçlunun 31.01.2015 tarihinde vefat ettiği ve yargılamaya borçlunun mirasçıları şikayetçiler aleyhine devam edildiği, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/4 E.-2015/402 sayılı kararı ile 17.09.2015 tarihinde "davanın kabulü ile davalılar mirasçısı borçlunun borca itirazının kaldırılarak takibin devamına, davalıların dava konusu Huzurevleri Mah. 80. Yıl Bulvarı, Halis Aydın Apt. B Blok K:1 D:1 .../... adresindeki taşınmazdan tahliyesine" karar verildiği görülmektedir. İcra mahkemesinde görülmekte olan itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin incelenmesi sırasında takip borçlusunun ölmesi üzerine şikayetçi mirasçıların davaya dahil edildikleri görülmekle, mirasçıların icra mahkemesinin verdiği itirazın kaldırılması ve tahliye kararını temyiz etme hakları bulunmaktadır....
Dava tarihi 19/01/2007 olmasına rağmen yerel mahkemece faiz başlangıç tarihinin 18/09/2007 olarak kabulü usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; davacı, davalı Şirket tarafından yapılan binanın inşaat atıklarının taşınmazına dökülmesi nedeniyle 993,42 TL zirai zarar, 2.911,00 TL eski duruma getirme gideri ile 57.757,50 TL inşaat atığının kaldırılması bedeli toplamı 61.661,92 TL'nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. İnşaat atığının kaldırılması için gereken giderin belirlenmesi amacıyla talimat yazılarak yaptırılan keşfe katılan inşaat mühendisi bilirkişi, dava konusu taşınmazın eski hale getirilebilmesi için, (hafriyatın kaldırılması için) 64.404,00 TL harcama yapılması gerektiğini belirtmiş; yerel mahkemece de, dökülen atığın kaldırılması için gereken gider ile sınırlı olarak 61.661,92 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiştir....
Her ne kadar icra müdürlüğünce borçlunun itiraz dilekçesi nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş ve alacaklılar vekilince de, icra mahkemesinden itirazın kaldırılması istenmiş ise de, süresinden sonra verilen itiraz dilekçesi nedeniyle icra müdürlüğünce hatalı olarak icra takibinin durdurulması takibin kesinleştiği sonucunu değiştirmeyeceği gibi, süresinden sonra yapılan bu itiraz nedeniyle alacaklı tarafın icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunmasını gerektirmez. Mahkemece, hukuki yararı bulunmadığından itirazın kaldırılması ve buna bağlı olarak da icra tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kaldırılması ve icra tazminatına karar verilmesi doğru değildir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından taşınmazın tamamı üzerinden ipoteğin kaldırılması yönünden; davalı banka tarafından ise ipoteğin kaldırılması davasının kabulü, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm, davalı bankanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın tarafından açılan ipoteğin kaldırılması davasında yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından davanıın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, davacı kadın tarafından vekalet ücretine, davalı banka tarafından ise,...
Davacıda itirazın kaldırılması talebinden feragat ettiğinden, feragat nedeni ile itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verildiğine göre, tahliye talebininde reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalıların tahliyesine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 2 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....