Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın ve dava tarihi de hatalı yazılarak hüküm kurulması ve ''yasal faizden düşük olmamak üzere'' denilerek faize hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın ve dava tarihi de hatalı yazılarak hüküm kurulması ve ''yasal faizden düşük olmamak üzere'' denilerek faize hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın ve dava tarihi de hatalı yazılarak hüküm kurulması ve ''yasal faizden düşük olmamak üzere'' denilerek faize hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın ve dava tarihi de hatalı yazılarak hüküm kurulması ve ''yasal faizden düşük olmamak üzere'' denilerek faize hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
nın 33/3. maddesi gereğince; davacı .... nün işbu davayı açmakta hukuki ehliyeti bulunduğunu, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin sermaye arttırımı konusunda alınan kararın vergi mevzuatına aykırı olduğunun sabit olmakla ve dava ehliyeti bulunan davacı .... bu konuda açtığı davanın hukuki ve yerinde olduğundan davanın kabulü yerine dava ehliyeti yönünden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan davanın esastan kabulüne, davalı şirketin 29.03.2019 tarihli ortaklar kurulunun sermaye arttırımına dair 6. maddesinin butlan ile malül olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini istemiştir....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı bankanın 31.03.2022 tarihli yapılan olağan genel kurul toplantısında sermaye arttırımı yapılmamasına dair verilen karar ile kâr payı dağıtımına ilişkin kararların iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı asil tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı istinaf dilekçesinde davanın genel kurul iptali davası olmadığını, yönetici sorumluluk davası olduğunu ileri sürerek, davanın üç aylık hak düşürücü süre nedeniyle reddinin yerinde olmadığını ileri sürmüştür. Bir davada iddia ve vakıaları ileri sürmek taraflara, bunların hukuki vasıflandırması ise mahkemeye aittir....
Bu durumda davanın alacağın miktarının tam olarak belirlendiği tarih itibari ile ıslah dışında talep arttırımı hakkı da bulunduğundan ve davacının 2. olarak verdiği dilekçesi talep arttırım dilekçesi olarak kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirmeye göre davacı vekilinin 2. kez verilen talep arttırım talebi gereğince sürekli iş göremezlik tazminatı 54.331,14 TL ve geçici iş göremezlik tazminatı 4.809,36 TL ile birlikte toplam 59.140,54 TLtazminat bedeli üzerinden davanın kabulü gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
Söz konusu beyan dilekçesinde; İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/29 Esas 2012/254 Karar sayılı ilamının sadece tespit hükmünü içerdiğini, sonraki gelişen şirket hisselerindeki sermaye arttırımı ve pay devrine ilişkin işlemler sebebiyle ilk derece mahkemesi kararını yerine getirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Davacı vekilinin 16.09.2021 tarihli dilekçesinde sonuç olarak; 09.01.2006,17.03.2006,22.08.2006 tarihli ortaklar kurulu kararlarından sonra yapılan 29.08.2006 yayın tarihli pay değeri, 11.05.2010 yayın tarihli sermaye arttırımı, 15.05.2012 tarihli pay devri ve diğer işlemlerin iptaline, İstanbul 10 .ATM'nin 2010/29 Esas, 2012/254 Karar sayılı ilamına uygun olarak müvekkilinin şirketteki hissesinin Ticaret Sicil Müdürlüğüne kaydını yapılacak şekilde hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmaktadır....
Buna göre taraflar arasındaki Danışmanlık Sözleşmesinin 10/07/2015 tarihinde SPK’ya Özel Durum Açıklaması olarak bildirildiği, 06/08/2015 tarihinde SPK’ya “Tahsisli Sermaye Arttırımı Başvurusu” yapıldığı, başvuru belgelerinin davacı tarafından hazırlandığı ve başvuru sürecinin davacı gözetiminde yapıldığı, SPK'ya yapılan ve geri çevrilen ilk başvurunun 06/08/2015 tarihinde, SPK'nın istediği türde başvurunun 28/08/2015 tarihinde yapıldığı ve başvurunun 18/09/2015 tarihinde yenilendiği, bu işlemlerin sözleşmenin bitim tarihi olan 10/10/2015 tarihinden önce yapılmış olduğu, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme kapsamında davalı şirkete 26,400,000,00 TL finansman girişi sağlandığı anlaşıldığından, mahkemece davacının başarı primine hak kazandığının kabul edilmesi yerindedir. Kaldı ki davalı, finansman girişinin dava dışı bir şirket tarafından verilen hizmetle sağlandığını ispat edememiş, buna ilişkin her hangi bir delil de ibraz etmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "...İşbu davada ..... 23/01/2014 tarihinde geçici 7. maddesi uyarınca kendilerine yapılan ihtar ve ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ilana karşın süresi içerisinde bildirimde bulunulmadığından resen ticaret sicil kaydının silindiği, sicilden kaydı silinen kooperatife ait taşınmazın bulunduğu, silinmenin sermaye arttırımı yapılmamasına yönelik olmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile;..... ihyasına... " şeklinde karar verilmiştir....