Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ün tayinine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilimşitri. 1-Davalılar arasında adi ortaklık kurulduğu davacının ortaklardan ... Tic. A.Ş'tden alacağı için yaptığı takibin sonuçsuz kalması sonucu Borçlar Kanunu 535/3. maddesi uyarınca ortaklığın fesih ve tasfiyesi için dava açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalılar arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiye koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde tasfiye taraflar arasında düzenlenmiş, sözleşme hükümlerine göre sözleşmede hüküm yoksa hakim tarafından, BK. 643. maddesindeki sıra takip edilerek bizzat yapılması gerekir. O halde açıklanan tüm bu nedenlerle, adi ortaklığın tasfiyesi için mahkemece, öncelikle kurulduğu tarihten itibaren ortaklığın tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve bu defterlerin dayanağı olan belge ve faturaların ibrazı sağlanmalı, eldeki değerler belirlenerek bunlar ortaklığın aktifinde dikkate alınmalı, yönetici ortak olduğu anlaşılan ... İnş. Tic. Ltd....

    Noterliği'nin 11/11/2004 tarih ve 14915 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile adi ortaklığın feshi ve hissesine düşen 74.000 TL'nin ödenmesini istediğini, davalının ihtara cevap vermediğini, adi ortaklığın sermayesinin 148.000 TL olduğunu, kendisinin ortaklıktan yarı hissesini alarak ayrılmak istediğini belirterek; adi ortaklığın feshi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 74.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece, işletmeye ait ticari defter, işletme defteri, faturalar ve diğer resmi belgelerde davalının isminin bulunmadığı, “... Matbaacılık” firmasının davalının babası dava dışı ... ... adına kayıtlı olup, SSK kayıtları, ticari defterler ve faturaların da bu kişi adına kayıtlı olduğu, davacı ve davalının, ... ...’in yanında çalıştığının, SSK işyeri dönem bordrosu ile belgelendiği gerekçeleriyle adi ortaklığın fiilen kurulup faaliyete geçmediği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile matbaacılık üzerine adi ortaklık kurduklarını belirterek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kar payının ödetilmesini istemiş, davalı ise taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi düzenlenmişse de, ortaklığın fiili olarak faaliyete geçmediğini, bu nedenle davacının kendisinden herhangi bir talepte bulunamayacağını savunmuştur....

        Bundan ayrı olarak, yargıtay kararlarında belirtilen sıra ve yöntem doğrultusunda, tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297 inci maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece yukarıda açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir....

          nin diğer davalı ... ile adi ortaklık ilişkisi içinde olduğunun tesbit edildiğini adi ortaklığa 89/1.haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, davalı ...'ın İcra Hukuk Mahkemesince itirazının haklı bulunduğu adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi hususunda icra hakimliğinden yetki alındığını ileri sürerek, adi şirketin tasfiye edilerek, tasfiye neticesinde borçlu şirket payından takip konusu alacağın karşılanmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz edilmitir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; takip borçlusu ...'...

            Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.) VEKİLİ : Av. ... - ... DAVALI : ... VEKİLİ : Av. ... - ... DAVA : Adi Ortaklığın Fesih ve Tasfiyesi İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 31/01/2020 YAZIM TARİHİ : 03/02/2020 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ... Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası ile açılan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında 25/10/2019 tarihinde tesis edilen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili şirket arasında Konya ...Noterliği'nin 24/07/2018 gün ... yevmiye nolu işlemi ile "... İnşaat & ... Ortaklığı" adlı adi ortaklığın kurulduğunu, adi şirketin amacı olan Konya İli, Selçuklu İlçesi, ......

              da olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, ortaklığı oluşturan şirketler de TTK 625/1 uyarınca yönetim yetkisine sahip olduğunu, nitekim davalı da bu yetkiye istinaden ...ye davacıların talebinden başka bir taleple başvuruda bulunduklarını, TOKİ de tüm ortakların yönetim yetkisi olduğundan ve bu kişilerce farklı taleplerde bulunulmasından kaynaklı olarak ödeme yapamadığını, adi ortaklığın feshi davası için tarafımıza süre verilmesini ve açılacak davanın işbu dava açısından bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini, adi ortaklık karar defterinin davacılardan istenilmesini, davalı şirket yetkilisinden imzanın ve karar defteri içeriğinin doğruluğunun sorulmasını, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, adi ortaklığının yetkilisinin ... olduğunun tespiti ve adi ortaklığa Toki tarafından yapılacak ödemelerin ...'...

                ın 1/2 oranında hisse sahibi oldukları adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin taraflarca imzalanan 18/04/2022 tarihli sözleşme hükümlerinin uygulanarak sözleşmenin kazai yoldan infazını sağlanmasını ve sözleşme hükümlerine göre taraflar arasındaki ADİ ORTAKLIĞIN FESHİ VE TASFİYESİNE, adi ortaklığın tasfiyesi sırasında taraflarca sözleşmede kararlaştırılan taksim ve tasfiye usulü uygulanarak taraflara en az zarar verecek ve yararlarına olacak biçimde tasfiyenin mümkün oldukça aynen taksim yöntemi ile infazına, adi ortaklığın tasfiyesi sırasında taraflarca imzalanan sözleşmede kararlaştırılan taksim ve tasfiye usullerinin uygulanmasına, ortaklığa ait taşınır, taşınmaz, şirket payları, nakit vesair tüm varlıkların müvekkili ...'ın 1/2, davalılar ... ve ...'...

                  Eski 818 sayılı BK zamanında Yargıtay’ımızın yerleşik uygulaması, adi ortaklığın haklı sebeplerle feshi davası açılmışsa, mahkemenin ortaklığın feshine karar vermesi halinde, tasfiyenin de bizzat mahkeme veya denetiminde bir tasfiye memuru aracılığıyla yapılması yönündeydi; “adi ortaklığın mahkemece bizzat tasfiyesinin yaptırılması gerekir.”16 Kanaatimce yeni TBK md 644/II ve IV üncü fıkraları karşısında, ki bu hükümler eski BK’da yoktur, adi ortaklığın tasfiyesi işlerinin mahkemelerce veya mahkemelerin denetiminde atayacakları bir tasfiye memuru aracılığıyla yapılması uygulamasına son verilmesi doğru olacaktır. Ancak Yargıtay aynı ve bir çok başka kararında, “Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için öncelikle adi ortaklığın malvarlığının tespiti gerekir. Bu malvarlığı tespit edildikten sonra az yukarıda izah edilen şekilde tarafların anlaşamamaları üzerine fesih ve tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir....

                    Dava; sona erdiği taraflarında kabulünde olan adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. Davacı, adi ortaklığın sona ermesine rağmen tasfiye işleminin yapılmadığını ileri sürmüş, davalı ise 08.10.2009 tarihli protokol ile ortaklığın fesih ve tasfiye edildiğini savunmuştur. Taraflarca imzalanan 08.10.2009 tarihli ve "Protokol" başlıklı belgede; restorasyon işlemleri için yapılan masraflar nedeniyle davacının davalıya toplam 170.893,47 TL borçlu bulunduğu, davacının mutabık kalınan bu borcu 15.09.2009 tarihinde 50.000 TL, 30.10.2009 tarihinde 60.000 TL, 30.11.2009 tarihinde 30.000 TL ve 30.12.2009 tarihinde 30.893,47 TL olarak ödeyeceği, davalının restorasyon işleri sırasında kendisinde kalan projelere ait belgeleri, firma kaşesini ve kitapları davacıya iade edeceği, bir takım işlerle ilgili kurul kararlarının alınmasından davacının sorumlu olacağı kararlaştırılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu