Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in haber vermeden vekaletten azil ettiğin ileri sürerek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kar paylarının tahsili ve şirketin tasfiyesi talebiyle eldeki davayı açmıştır.Buna göre aynı uyumazlıkla ilgili olarak daha önce verilen karar sonrası BAM 13. HD tarafından değerlendirildiği gibi; gerçek kişi tarafların aralarında anlaşarak davalı A.Ş.'yi kurdukları, davacının, davalı A.Ş.'de gayrı resmi ortak olduğu iddia olunarak, davacının, davalı A,Ş,'den kar payı alacağının tespiti ile tahsilinin ayrıca davalı A.Ş.'nin tasfiyesinin talep edilmiş olmasına göre, davalı A.Ş.'nin tasfiyesi ve kar payı ödenmesine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde TTK hükümleri uygulanacak olup TTK 4. Maddesine göre dava mutlak ticari dava ve TTK 5....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen adi ortaklığın tasfiyesi davasında ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteminin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili (ihtiyati haciz kararına itiraz eden) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I İhtiyati haciz isteyen (davacı) vekili dava dilekçesinde; davalılardan, ...'den olan alacağına ilişkin olarak .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/4150 ve 2014/4151 esas sayılı dosyalarından başlatılmış olan icra takiplerinin kesinleştiğini, davalı şirketler arasında bir adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ve bu ortaklık adı altında ihalelere girerek kar elde ettiğini belirterek, müvekkili şirketin ....'den olan alacağının tahsili amacıyla bu şirketin de içinde bulunduğu adi ortaklığın tasfiyesi ile bu ortaklığın .......

      Bu durumda da adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesh edildiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir....

      Bu durumda da adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesh edildiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir....

      Hemen belirtmek gerekir ki, BK'nın 535. hükmü gereğince, taraflar arasında başkaca bir kararlaştırma yoksa adi ortaklık ölüm ile son bulur. Davacının murisi Selma 17.08.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucu öldüğüne göre, adi ortaklık bu tarihte sona ermiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, murisin ölümünden sonra adi ortaklığın taraflar arasında sürdüğü de kanıtlanamamıştır. Eldeki dava, muris Selma ile davalı arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olduğuna ve Selma'nın da 17.08.1999 tarihinde öldüğünün anlaşılmasına göre, fesih ve tasfiyenin bu tarih itibariyle yapılması zorunludur. Nitekim, somut olayda davalı ve dava dışı kardeşi İ.Hakkı ölümden sonra fırının mülkiyetini tamamen devraldıkları gibi, fırının işletmesi ile ilgili yeni bir adi ortaklık oluşturdukları dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bundan sonraki dönem ile ilgili oluşan kâr ve zararın önceki adi ortaklığın tasfiyesinde dikkate alınması mümkün değildir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi ile tasfiye alacağı talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Adi ortaklığın kuruluşu herhangi bir şekle tabi değilse de, ortaklık sözleşmesinin ve ilişkisinin yazılı delille ispatı gerekir. Somut olayda, davalılar ortaklık ilişkisini kabul etmemiş davacı davalı ile adi ortaklık ilişkisi kurduklarını yazılı delille ispat edememiş, yemin deliline de dayanmamıştır. Dosyaya sunulan delil ve belgeler, davacı ile davalının birlikte hayvan alımı, bakımı ve satımı konusunda adi ortaklık kurduklarını ispata yeter nitelikte değildir. Davalı şirket kayıtlarında da bu hususta herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Davacı iddiasını usulüne uygun yazılı delillerle kanıtlayamamıştır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; adi ortaklığın tarafları olan davalıların oybirliği ile 15.05.2018 tarihinde adi ortaklığı tasfiye ettikleri, adi ortaklığın tasfiye işlemi ile ilgili tutanak aslının Mahkemeye sunulduğu, davalıların yaptığı tasfiye işleminin bilirkişiye denetlettirildiği, tasfiye işleminde davacının veya üçüncü kişilerin aleyhine yada zararına bir durumun kasten oluşturulmadığı ve yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, adi ortaklığın tasfiyesi yargılama sırasında tamamen gerçekleştirildiği gerekçesiyle; davacının yetkiye dayalı olarak açtığı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının kabulü ile davalılar ... İnşaat Nakliyat Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye yargılama aşamasında gerçekleştirildiğinden tasfiye memuru atanmasına yer ve gerek olmadığına, davalı ... İnşaat Nakliyat Madencilik San. ve Tic. Ltd....

          Şti.’nin muhtelif giderleri için müvekkil ... toplam 10.000,00 TL tutarında elden ödemelerde bulunduğunu, müvekkilinin sadece adi ortaklığa paydaş olmasından dolayı ödemiş olduğu tutarların toplamı 124.360,00 TL iken bunun karşılığında yıllar süren ortaklıktan herhangi bir kar payı almadığını, adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, TTK’nın 4. maddesine göre ticari işletme işleten adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıkların, ticari dava olarak görüleceğini belirterek, öncelikle davalı şirketin kurulup işletilmesi amacıyla kurulan adi ortaklığın tespitine, adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının iadesine, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı müvekkilin uğradığı zararın veya kar payının iadesine, ardından feshi ve tasfiyesi ile fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin ortaklık payının ve bugüne kadar ödediği tutarların faiziyle iadesine, müvekkilinin adi ortaklıktan elde etmesi gereken...

            Mahkemece, davacının sermaye payını aldığı ve tüm ortakların adi ortaklığın feshini istedikleri gerekçesi ile adi ortaklığın feshine ve tasfiyesine, davacının ortaklıktan ayrılma payı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2010/4623-5649 2-Davacı, ortağı olduğu “... ve ortakları” adi ortaklığının feshi ve tasfiyesi ile ortaklık payını talep etmiş; davalılar ise, adi ortaklığının daha önce tarafların anlaşması ile son bulduğunu, davacının kendisine düşen payı fazlasıyla aldığını savunmuşlardır....

              Davalı şirket ise, satış sözleşmesinin, davacı ile ... arasında kurulan adi ortaklık ile yapıldığını ve ...’ın talimatı ile davacıya ödeme yapılmadığını savunmuş, diğer adi ortağa davanın ihbar edilmesini istemiştir. Elde ki davanın ...’a ihbarı üzerine müdahale talebinde bulunulmuş ve davalı şirket ile kurulan satış ilişkisinin tarafının davacı ile birlikte kurdukları adi ortaklık olduğunu, adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi amacıyla açılan davada bu hususun ileri sürüldüğünü ve bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamındaki belgelerden, ... tarafından elde ki davanın davacısı aleyhine Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/532 E. sayılı dosyası üzerinden adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi amacıyla dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu dava sonucunda verilecek hükmün, elde ki davanın sonucunu etkileyeceği açık olduğundan, eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Hâl böyle olunca, mahkemece, Küçükçekmece 4....

                UYAP Entegrasyonu