Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

itibaren kar paylarını hiç almadıklarını, bu paraların davalı şirketin hesabında kalmasını ve şirket mevcudunun, dolayısıyla, hisse değerlerinin arttırılması konusunda mutabakata vardıklarını, 01/03/2012 tarihinde adi şirket sözleşmesinin imzalandığını ve bu mal varlığının yönetimi, kar payının paylaşımı ve diğer hususların sözleşmeye bağlandığını iddia ederek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 642- 643 ve 644. maddelerine göre adi ortaklığın tasfiyesine, buna göre katılım payı, kar payı ve tasfiye payının payları oranında ortaklara ayni ya da nakdi olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir....

Uyuşmazlık, sözleşme hükümlerinin taraflarca ihlal edilip edilmediği, gelirin paylaşılıp paylaşılmadığı,davacının adi ortaklık payını alıp almadığı, cezai şart alacağının doğup doğmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır. Tarafların tüm bu uyuşmazlık noktalarındaki taleplerinin, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi kapsamında bulunduğu kabul edilmeli ve uyuşmazlık; bu çerçevede ele alınıp değerlendirilmelidir. Taraflar arasında düzenlenen 13.03.2013 tarihli protokolde adi ortaklığın süreli olduğu ve 30.10.2013 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, adi ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu da, sona erme ile birlikte ortaklığın tasfiye aşamasına girmesidir. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür....

    Davalı ise, ortaklığın sona erdiğini ve tasfiyenin de yapıldığını 2007/158-4567 savunarak, buna ilişkin 11.11.2001 tarihli protokolü ve senetleri ibraz etmiş ise de, bu protokol ile Lastik bayiliğine ilişkin adi ortaklığın sona erdiği anlaşıldığı gibi, ibraz edilen ve davalı tarafından davacıya ödenen senetlerin de, dava konusu ortaklığa ilişkin olmadığı, davacı tarafından belirtilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, dava tarihine kadar ödenmeyen kar payı ile birlikte, dava konusu ortaklığa koyduğu sermaye yi de talep etmiştir. Şu halde davacının kar payından, ayrı olarak, fiilen sona ermiş adi ortaklığın tasfiyesini de istediğini, kabul etmek gerekir. Adi ortaklığın tasfiyesinin bizzat Mahkemece yapılması gerekir. Davalı yönetici ortaktır. Bu nedenle BK'nun 530/2 maddesi gereğince hesap verme yükümlülüğü vardır....

      Mahkemesinde açılan davada, yükleniciye düşen 3-4-5 ve 6.dairelerin davacı adına tescili talep edilmiş, mahkemece; devir sözleşmesi gereğince borç altına giren ve hak sahibi olan kişinin davalı ... olduğundan bahisle davacının tapu iptal-tescil talebinin reddine karar verilmiş, 15.Hukuk Dairenin 16.02.2011 tarih ve .... sayılı Düzeltilerek Onama ilamında, davacı şirket ile davalı ... arasında adi ortaklık ilişkisi olduğu davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi de istenmediği için davalı ... yönünden bu gerekçe ile reddi gerektiği belirtilmiştir. Taraflar arasında BK 520 ve devamı maddeleri (TBK 620.mad. vd) gereğince adi ortaklık kurulduğu, dava konusu taşınmazın da adi ortaklık konusu olduğu, ortaklığın fiilen sona erdiği anlaşılmaktadır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ait bir taşınmazdaki payının bedelinin istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshi ve tasfiye istemini de kapsar.Uyuşmazlık için maddi ve hukuki vaka bu şekilde değerlendirildiğinde inceleme bu yönde yapılmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi ve tasfiye payı alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine(yetki yönünden) yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 23.02.2016 günü oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı şirket defterlerine ulaşılamadığından davacının davalı şirketten kar payı, ortaklık payı ve benzeri isimler altında bir ödeme alıp almadığı ile davacının adi şirket ortağı kabul edilmesi halinde ne kadar kar payı alabileceğinin hesaplanması mümkün olmamıştır. Nihai takdir ve değerlendirme sayın mahkemenize aittir ..." şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür....

            davada adi ortaklığın tasfiyesi talep edildiğinden, önceki kararın mevcut davada kesin hüküm oluşturmayacağını belirterek, Öncelikle davalı şirket elinde bulunan adi iş ortaklığına ait mahkeme ve ekipmanların satışının, elden çıkartılmasını ve diğer nedenlerle zarar görmesinin önlenmesi için tedbirin tarafsız bir parka çektirilmek sureti ile yediemine teslimi şeklinde, tedbir kararı verilmesini, Ayrıca anılan mahkeme tarafından tasfiye usulü işletilmeden ve tasfiye yapılmadan sadece adi ortaklığın feshine karar verildiği gözetilerek tasfiyenin yapılmasına yönelik mevcut davanın kabulü ile fesih kararı kesinleşmekle, iş ortaklığı adına kayıtlı .... model beton mikseri, tek kollu tünel .... , .... beton mikseri, .... beton püskürtme makinesi ve patlama koruyucu aparatı ve mahkemece tespit edilecek mal varlığı tediye payının belirlenerek hüküm altına alınması ile nihayetinde araçlarının satışlarının yapılarak tediye payının müvekkiline ödenmesini karar verilmesini talep ve dava olmuştur...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Adi ortaklığın feshi Uyuşmazlık adi ortaklık sözleşmesinin feshi, kar payı ve sermaya payı alacağının tahsiline ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmadığından dosyanın görevli Yargıtay 11.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.1.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                KARAR Davacılar, asıl ve birleşen davada Maltepe cezaevinin yapımı için davalı ile birlikte adi ortaklık oluşturduklarını, davalının yönetici ortak olduğu adi ortaklığa yaklaşık 4,5-5 milyon TL ödediklerini, başından beri ortaklığı yöneten davalının hesap vermekten kaçındığını, cezaevi inşaatının tamamlanarak dava dışı idareye teslim edildiğini ve bu suretle ortaklığın amacına ulaştığını, davalının kendilerine kar payı vermediğini ileri sürerek inşaatın tamamlanarak idareye teslimi nedeniyle adi ortaklık sözleşmesinin feshini, tasfiye bilançosu yapılarak verdikleri katılım payı ve adi ortaklığın hesaplanacak mal varlığından müspet bakiye kalması halinde %40 hisselerine tekabül eden miktara ilişkin olarak her bir davacı için fazlası saklı kalmak üzere 10.000 TL katılım payı ve 10.000 TL kar payı olmak üzere toplam 40.000 TL.nin tahsilini istemişler, 14.5.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile de 9.544.428.08 TL.nin ödetilmesini talep etmişlerdir....

                  Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen alacağın tahsili ve adi ortaklık sözleşmesi gereği ortak olunduğu idida edilen limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada davacının ortak sıfatını taşımadığından şirkete yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, adi ortaklığın feshine ilişkin davanın ise görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hakimin delil araştırma bakımından kendiliğinden hareket etmesi, taraf iradelerine atfedilen rol, dava konusu edilen haktan vazgeçilip vazgeçilememesi gibi yönlerden yasal konumları birbirinden tamamen farklıdır....

                  UYAP Entegrasyonu