Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belediye Başkanlığı'na yazılan haciz müzekkeresi ile adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine haciz konduğunu, borçlu ortağın kişisel borcu için hükmi şahsiyeti bulunmayan adi ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konamayacağını ileri sürerek adi ortaklığın hak ve alacakları üzerine konan haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, takip konusu senette adi ortaklığın borçlu olması nedeniyle adi ortaklığın malvarlığına haciz konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak, şirketin kârına iştirak hakkına sahip olduğundan ortağın kişisel alacaklıları, borçlu ortağın şirketteki kar payını İİK'nun 89. maddesine göre haczettirebilirler. Ayrıca, aynı Kanunun 638.maddesine göre, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczi mümkün bulunmaktadır....

    Davacı davalı ile yaptıkları adi ortaklık gereği alınan işin malzeme ve işçiliğinin adi ortaklık tarafından kendi firmasından satın alındığından bedelinin tahsilini talep etmiştir.Davalı,davacının adi ortaklıktan alacak talebinin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında ileri sürülmesi gerektiğini savunmuştur.Tarafların belediyeden aldıkları ... için adi ortaklık yaptıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı adi ortaklıktan olan alacağını pilot ortak davalıdan talep etmiştir.Taraflar arasında davacı 2008/15435-2009/6275 tarafından açılan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin dava derdest olduğu anlaşıldığına göre davacının adi ortaklıktan olan alacağının tahsili için açtığı eldeki dava ile adi ortaklığın fesih ve tasfiye davası birbirleri ile bağlantılı davalar olup biri hakkında verilecek karar diğer davayı da etkiler nitelikte olduğundan her iki davanın birleştirilerek görülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

      Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır....

      Aynı kanunun kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643.md'ne göre "ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklığın her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa bu kazanç ortaklar arasında paylaşılır. Ortaklığın borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır." Katılım payı olarak birşeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse o değeri isteyebilir....

      Davalı adi ortaklığın TBK 634 ve devamı maddeleri gereğince, davalı adi ortaklığın gayri faal olması sebebiyle, adi ortaklığın devamında, adi ortak olan tarafların hukuki faydalarının bulunmadığı, vergi kaydının silindiği, sigorta kaydının olmadığı, herhangi bir mal varlığının da tespit edilemediği anlaşılmakla mahkememizce davalı şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilmesinin koşulları oluştuğu mahkememizce benimsenmekle davanın kabulüne ve tasfiye memuru olarak ...'ın atanmasına dair aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) Davanın fesih ve tasfiye yönünden KABULÜNE, 1- a)... nun ... sicil numarası ile kayıtlı olan davacı ... Tic. Ltd Şti ile ...sicil numarası ile kayıtlı olan ... Şirketi'nin (... Ltd....

        arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya (ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilânço düzenlenmelidir. Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. ,Somut olayın özelliği itibarıyla ,ayrıca adi ortaklığın konusu inşaat yapımı ile ilgili olduğundan Yargıtay 3....

          Maddesinde ihtiyati tedbir ve İİK'nın 257. Maddesinde ihtiyati haciz kararı şartlarının oluştuğunu, müvekkilinin tasfiye payı alacağı ile cezai şartın muaccel hale geldiğini, adi ortaklıkta sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi ile birlikte tasfiye payının da muaccel hale geldiğini, borçlu borca aykırı davrandığında cezai şartın muaccel hale geldiğini, ileri sürerek ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesi talebimizin reddine ilişkin 28.09.2020 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağı ve cezai şart alacağına ilişkin olmakla, davalının malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir....

          Noterliği' nin 04.01.2011 Tarih ve 54 Yevmiye Numaralı "Adi Ortaklık Sözleşmesi" akdedildiğini belirterek, bu adi ortaklık ilişkisi nedeniyle ayrı ayrı kar payı ve demirbaş bedeli talebinde bulunmuşlardır. Adi ortaklık, 6098 sayılı TBK.'nun 620. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md.). Davacıların, adi ortaklıktan kar payı ve demirbaş bedelini istemesi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemi niteliğindedir. O halde mahkemece; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....

          Mahkemece; ... plakalı ticari taksinin üzerindeki adi ortaklığın tasfiyesine, çıplak plaka değeri ile ilgili 190.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, 2003 tarihinden dava tarihine kadar 41.383,00 TL kar payının yine dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,2.933,00 TL çıplak taksi değerinin (davacının hissesine düşen) dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Birleşen 20 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/575 Esas sayılı davası ile ilgili olarak 01.05.2010-01.12.2012 tarihleri arasında kalan dönem için 37.056,00 TL kar payının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu