Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ADİ ORTAKLIKTASFİYE 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 538 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, 17.08.1999 depreminde vefat eden annesi ile davalının adi ortaklık şeklinde fırın işlettiklerini, annesinin ölümünden sonra davalının teklifi ile adi ortaklığın taraflar arasında sürdüğünü, bankada ortak hesap açıldığını, ne var ki sonradan davalının kendisini fırına sokmadığını ve ortak hesaptaki 18.000 Doları çektiğini ileri sürerek, ortaklığın fesih ve tasfiyesine, şimdilik 6.000.00 YTL kâr payı ile hesaptan çekilen 9.000 Doların tahsiline karar verilmesini istemiştir....

    Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Somut olayda adi ortaklığın uygulanma sürecinde yaşanan sorunlar nedeniyle her iki tarafın ortaklığın sonlandırılmasını istediği anlaşılmaktadır. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

      DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin adi ortaklık oluştuğu kanaatinin hatalı olduğunu, davalının işletmeyi kendi adına aldığını ve kira sözleşmesini de kendi adına yaptığını, işletmeyi tamamen kendi adına kurduğunu, bu işletme ile davacı adına hiçbir tescilin bulunmadığını, bizzat davalının kendi eylemleri ile adi ortaklığın oluşmadığını, olmayan bir adi ortaklığın feshi için 6 aylık fesih bildiriminde bulunulmasının ya da olmayan bir adi ortaklığın tasfiyesinin mümkün olmadığını, restoran işletmesi adi ortaklık şeklinde taraflar arasında tescil edilip kurulmuş olsa idi ortaklığın tasfiyesinin düşünülebileceğini, ancak davacının işletmeyi kendi namı hesabına tescil ettirdiğini, sözleşmeye göre kurulması gereken adi ortaklığın kurulmadığını, bu durumda müvekkilinin alacağının ödemesi gerekeceğini, 120.000,00.TL'nin ne zaman ödeneceğinin yazılı olmadığını, paranın TBK'nin 90. maddesine göre ödenmesi gerektiğini...

      Somut olayda murisin ölümünden sonra adi ortaklığın taraflar arasında devam ettiği kanıtlanamadığından, davacıların murisi ... ...nin ölüm tarihi olan 27.9.2002 tarihi itibariyle adi ortaklık sona ermiştir. Davacılar, davadan önce yaptırmış oldukları tespitte, alabalık havuzlarının değerinin ve yıllık gelirinin tespit edildiğini belirterek, tesislerin 1994 yılından itibaren murislerine düşen ½ kullanım bedeli ile kar payının ödetilmesini talep ettiklerine göre, davacıların bu talebinin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekir. O halde mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de, ortaklığın sona erdiği, davacıların murisinin ölüm tarihi olan 27.9.2002 tarihi itibariyle ve mahkemece bizzat yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

        Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde dosya kapsamından;taraflar arasında bila tarihli yapılan yazılı anlaşma ile adi ortaklığın kurulduğu tartışmasızdır. Mahkemece yapılacak iş;davacı ve davalı arasında adi ortaklık bulunduğu taraflarında kabulünde olduğuna göre, davacının bu davada ileri sürdüğü taleplerinin ortaklığın tasfiyesi aşamasında değerlendirilmesi gerekir. Buna göre,mahkemece, yukarıdaki yasa hükümlerine göre, öncelikle taraflardan anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde ise hakim tarafından tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır. Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir....

          Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde dosya kapsamından;taraflar arasında bila tarihli yapılan yazılı anlaşma ile adi ortaklığın kurulduğu tartışmasızdır. Mahkemece yapılacak iş;davacı ve davalı arasında adi ortaklık bulunduğu taraflarında kabulünde olduğuna göre, davacının bu davada ileri sürdüğü taleplerinin ortaklığın tasfiyesi aşamasında değerlendirilmesi gerekir. Buna göre,mahkemece, yukarıdaki yasa hükümlerine göre, öncelikle taraflardan anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde ise hakim tarafından tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır. Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; hakim tarafından öngörülecek üçer aylık (uyuşmazlığın mahiyetine göre süreler uzatılıp kısaltılabilir) dönemlerde tasfiye memuru tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmelidir....

          Hukuk Dairesi özetle; "Yanlar arasında düzenlenen 11.6.2008 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 6-3 maddesinde ortaklığı fesih üzerine tasfiye işlemlerine veya düzenlenecek tasfiye protokolüne aykırı davranan aleyhine cezai şart öngörülmüş, davanın bir kısmını da bu cezai şart oluşturmuştur. Özleşme gereğince davalının işlettiği dönemden kaynaklanan ortaklık borçlarının davacı tarafından ödendiği iddiasıyla istenilen alacak kalemi açısından ortaklığın fesih ve tasfiyesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, cezai şartın fesih ve tasfiye hükümlerine aykırılık durum- ları için öngörülmüş ve mahkemece bu istem de kabul edilmiş bulunmakla; cezai şarta hükmedilebil- mesi için öncelikle ortaklığın feshine karar verilip, bilahare B.K.'nun 538. ve devamı maddeleri uya- rınca sözleşme hükümleri dikkate alınarak tasfiye hükümlerinin uygulanması zorunludur. Adi ortaklı- ğın ne şekilde sona ereceği B.K.nun 535....

            Hal böyle olunca, taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu kabul edilip, uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK.nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Dava konusu olayda, davacı ve davalı ortak ... tarafından adi ortaklığın son bulduğu belirtilerek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ortaklık konusu malların adil şekilde paylaştırılması talep edilmiş olmakla, artık tasfiye aşamasına geçilmesi gerekecektir....

              Ortaklık için yapılan tüm giderler, kar, zarar durumu değerlendirilmeden, ortaklığın dava tarihi itibariyle gerçek alacak ve borç miktarı tesbit edilmeden; davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

                Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

                  UYAP Entegrasyonu