WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin ihbar edildiği, 18.11.2009 tarihinde açılan davanın konusunun 06.01.2009 tarihli temliknameye dayalı davacının adi ortaklıktan kaynaklanan 1.300.000 TL alacaklı olduğu miktardan şimdilik 30.000 TL'nin davalıdan tahsilinin talep edildiği, mahkemece; 02.03.2012 tarihli kararı ile; davacı şirketin dava dışı .... ile kurdukları ... sözleşmesi gereğince adi ortaklıktan kaynaklanan alacak talebinde adi ortakların birlikte hareket etmesi gerektiği, ortakların payları oranında dava açma yetkilerinin olmadığından husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm 11.09.2012 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiş, bu dava ise 08.03.2013 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, her iki davanın konusu aynı olsada, tarafları (.... yönünden) ve müddeabihi farklı olduğundan kesin hükümden bahsetmek mümkün değildir. Mahkemece; davanın esasına girilerek toplanacak delil durumuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Yukarıda açıklanan madde hükmü ve mahkemenin nitelendirmesi birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlık; Arsa, arsa payı ya da kat karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanmakta olup, Dairemizin görevi alanı içine sadece Adi Ortaklıktan doğan davaların temyiz incelemesinin girdiği, oysa yerel mahkemenin nitelendirmesine göre Adi Ortaklıktan kaynaklanan bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bu nedenlerle hükmün temyiz incelemesi görevi; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      in 2011 yılında diğer davalı limited şirketi kurduğunu ve söz konusu şirketin adi ortaklıktan elde edilen gelirle kurulduğunu, davalıların adi ortaklıktan kaynaklanan payının ödeneceğine dair müvekkilini oyaladıklarını, adi ortaklıktan ve devamında davalı şirket üzerinden hak ediş ve ortaklık payını alamadığını, yapılan işlerden dolayı taşınmazlar ve araçlar edinildiğini ileri sürerek; 2007 yılı ile 2015 yılı Aralık ayı içerisinde müşterek yürütülen inşaat, diğer ticari iş kazanç ve ortaklıkla ile ilgili olarak, gerek adi ortaklık halinde gerekse...şirketi üzerinden (.........) yürütülen inşaat ve ticari faaliyetler nedeni ile her türlü ortaklık payı, kar payı, müvekkilinin emek ve sermayesi ile yapmış olduğu çalışmalar ve ortaklığından doğan her nevi alacak için şimdilik 1.000,00 TL'nin ortaklığın sona erdiği 15.12.2015 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir II....

        Borçlar Kanununun 520. ve devamı maddelerine göre, adi ortaklıkla ortakların birbirlerini ortaklıktan çıkarma hakları bulunmadığından, davalılar ... ve ... tarafından yukarda sözü edilen 30.6.2002 tarihli, davacının adi ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olarak verilen kararın geçersiz olduğu, sözü geçen kararın sadece davacının ortaklığa ilişkin idarecilik yetkilerinin, diğer iki ortak tarafından alınması şeklinde yorumlanabileceği, ortaklığın mahkeme kararı ile fesih ve tasfiyesinin yapılacağı tarihe kadar adi ortaklıktan doğan hak ve yükümlülüklerin devam edeceği, daha önce ortaklığın fesih ve tasfiye edildiği de ispat edilemediğinden, davacının talebi gereğince ... bu davada ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakta olup, mahkemece de ortaklığın tasfiyesine karar verilmekle birlikte, hükme esas alınan 20.3.2006 tarihli bilirkişi raporunda ortaklığın basit usulde defter tuttuğundan bahisle faturalardan sorumluluk tesbitinin mümkün olmadığı belirtilerek, davacının...

          Ticaret Toptan Gıda ve İhtiyaç Maddeleri” adı altında adi ortaklık kurulduğu ve 11.5.2005 tarihine kadar devam eden ortaklığın, bu tarih itibariyle sona erdirildiği, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Davacılar, adi ortaklığın sona ermesinden sonra gerek muris gerekse onun ölümünden sonra kendileri tarafından ödenen ortaklık borçlarının, davalıdan hissesi oranında tahsili için eldeki davayı açmışlardır. Davalı ise, ortaklıktan kaynaklanan tüm vergi borçlarını ödediğini, davacılara karşı borçlu olmadığını, kaldı ki ortaklığın kalan malvarlığının davacıların murisi olan diğer ortak tarafından üçüncü kişilere devredildiğini, ancak hissesine düşen miktarın ödenmediğini, bu nedenle kendisinin ortaklıktan alacaklı olduğunu belirtmiş, birleştirilen dava ile de söz konusu bu alacağının tahsilini talep etmiştir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2020 NUMARASI : 2016/758 E - 2020/230 K DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı T4 ile kardeş olduklarını, Merkezi Eskisşehir'de bulunan Kardeşler Adi Ortaklığını 1968 yılında müvekkilinin kardeşi İsmail Hakkı ile birlikte kurduklarını ve 1983 yılında %20 hisse ile davalı Recep Yahya'nın adi ortaklığa hissedar olduğunu, kardeşlerin bu ortaklıktan elde edilen kazanç ve karla muhtelif taşınmazlar satın aldıklarını, 1983 sonrası elde edilen malların paylaşımına ilişkin 2009 yapılan anlaşmaya göre dava konusu İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, Gürpınar köyü, 645 Ada, 4 parsel sayılı Servet apartmanında bulunan 36 numaralı bağımsız bölümün T4 adına kayıtlı ile müvekkiline devredileceğini, müvekkilinin...

            Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik şekli bakımından herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ihtilaf çıktığında ispat bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Somut olaya gelince; davacı, davalı ile birlikte inşaat yapımı ve satımı konusunda adi ortaklık kurulduğunu, ancak ortaklık nedeniyle yaptığı harcamaların davalı tarafından kendisine verilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, davacının ileri sürdüğü adi ortaklık ilişkisini inkar etmiştir. Bu durumda, ortaklığın var olduğunu ispat davacıya düşer. Davacı alacaklının, adi ortaklık ilişkisini yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Taraflar arasında, dava konusu taşınmazlar üzerinde yapılan inşaat nedeniyle adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağına ilişkin olarak daha önce Didim Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/333 E, 470 K sayılı dosyası ile görülen dava, adi ortaklığın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiş, bu karar 13.Hukuk Dairesi tarafından 15.06.2010 tarihinde onanarak kesinleşmiştir....

              "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın BOZULMASINA ilişkin olarak Daireden verilen 28.05.2013 gün ve 2013/159-9939 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Adi ortaklıktan kaynaklanan alacak isteminin fesih ve tasfiyeyi de kapsadığı gözetilerek yeniden alınacak rapora göre tasfiyeye de karar verilmesi gerektiğinden ve karar düzeltme nedeni olarak ileri sürülen diğer yönler düzeltilmesi istenilen Daire kararında gerekçesi gösterilmek suretiyle karşılanmıştır. Daire kararı dosya içeriğine usul ve Kanuna uygun bulunmaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi gereğince REDDİNE, aynı kanunun 442.maddesi hükmünce 226,00 TL para cezasının ve peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 1,95 TL red harcının karar düzeltme isteğinde bulunan davacıdan alınmasına, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklıktan kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 5.122.80 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Maddesinde de; "Kararı veren mahkemenin ve tarafların sıfatına bakılmaksızın adi ortaklıktan kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar" denilmiş olmakla taraflar arasındaki uyuşmazlığı doğuran asıl sebebin adi ortaklık ilişkisi olduğu ve işbölümünün ortak hükümler başlıklı kısmının 5. maddesinde; "Bir davada, birden fazla hukuk dairesinin görevine giren uyuşmazlık söz konusu ise, istinaf incelemesi, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait hüküm ve kararları inceleyen daire tarafından yapılır. " denilmiş olduğundan dairemizce eldeki uyuşmazlığı incelemekle görevli olan dairenin adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlıkları incelemekle görevli olan Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi olduğu kanaatine varılmıştır. Sayılan bu sebepler çerçevesinde; 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonucunda dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu